Ana Sayfa Analizler / Makaleler Analiz: Denizde Harbin Geleceğine İlişkin Notlar

Analiz: Denizde Harbin Geleceğine İlişkin Notlar

MilSOFT Yazılım Teknolojileri A.Ş. İş Geliştirme Yöneticisi, Sinan Topuz’un MSI Dergisi’nin 142’nci sayısında yayımlanan “Denizde Harbin Geleceğine İlişkin Notlar” başlıklı makalesinin tam metnine aşağıdan ulaşabilirsiniz:

 

Deniz harbinin geleceği ile ilgili, dünyanın her yanındaki deniz kuvvetleri planlayıcıları ve ciroları milyarca dolar olan şirketler, kafa yormaya devam ediyorlar. Tüm bu çabaların amacı ise denizde harbin nasıl olabileceğini öngörmeye çalışarak rakiplerine -karşıt silahlı kuvvetlere ya da ticari rakiplere- karşı avantaj elde etmek. Şüphesiz ki geleceği öngörmek kolay değil. Ancak teknolojinin gelişimini yakından izlemekle veya teknoloji üretmekle denizde savaşın özünde ne gibi değişiklikler olacağı öngörülebilir.

Elektromanyetik raylı top prototipinin, denemeler gerçekleştirmek amacıyla yeterli elektrik gücünü sağlayabilecek gemilerden, Spearhead sınıfı süratli sefer nakliye gemisi (Expeditionary Fast Transport / EPF)’ne kurulması gündemde. Çizimde, USNS Millinocket görülüyor.

 

Savaşın özünde; düşman görmeden önce görmek, düşmandan önce karar vermek, düşman vurmadan önce vurmak vardır. Teorik terminolojide; OODA (Observe, Orient, Decide, Act / Gözle, Adapte Ol, Karar Ver, Harekete Geç) çevrimini daha süratli işleten, üstün durumdadır. Mücadele, sadece bu çevrimi hızlı tamamlama üzerine değil, rakibin bu çevrimi işletmesini engellemek veya geciktirmek üzerine de kuruludur.

 

OODA Çevrimi

Savaş ile ilgili teknolojik çalışmalar da bir şekilde OODA çevrimi ile ilgilidir. Örneğin, radarın daha uzak mesafeden görme çabası, “Gözetle ve Adapte Ol”un önce yapılması için; radar karıştırması ve gemilerdeki gizlilik çalışmaları ise rakibin gözetlemesini engellemek içindir. Komuta kontrol sistemlerinin geliştirilmesi, “Karar Verme” süresinin kısaltılması amacını taşır. Aldatma faaliyetleri ise rakibin “Karar Verme” süresini uzatmayı hedefler.

Şüphesiz geleceğe ilişkin tüm teknolojik çalışmalarda, her şey planlandığı gibi gitmeyecektir. Kimi faaliyetler yeterince ekonomik olmadığı için terk edilecek; kimi ürünler de teknolojiye ulaşım, ekonomiklik gibi gerekçelerle ihtiyaç olmadığı hâlde yaygın olarak kullanılacaktır.

Geleceğe ilişkin deniz platformu (gemi ve denizaltı) planlamasında, bir platformun dizaynından denize indirilmesine kadar kabaca 5-10 yıl geçtiğini; platformun ömrünün de 30-40 yıl olduğunu göz önüne alırsak geleceğe ilişkin öngörülerin önemi daha iyi değerlendirilebilir. Şüphesiz bütçe çok önemli faktördür.

FTI

 

Güncel Bir Örnek: Zumwalt Sınıfı

Amerikan Deniz Kuvvetleri envanterine girmekte olan Zumwalt sınıfı muhripler, teknoloji ve maliyet boyutunda bir durum incelemesi (case study) olarak ele alınabilir. 2000’li yıllarda projesinin temelleri atılan bu muhriplerden önce 32 adet inşa edilmesi planlandı. Daha sonra inşa edilecek gemi adedi 24, 7 ve nihayetinde 3’e indirildi. Projenin Ar-Ge maliyeti, 9,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Gemi başına maliyet ise 3,96 milyar dolar. Ar-Ge ile birlikte gemi başına maliyet, 7,16 milyar gibi uçak gemileri ile karşılaştırılacak bir rakama ulaştı. Sıra dışı görünümleri ve barındırdığı teknolojilerle dikkat çeken bu gemilerde bulunan 2 adet 155 mm toptan atılmak üzere geliştirilen arttırılmış menzilli mermilerin her bir adedinin maliyeti ise 800.000 dolar olarak veriliyor. Mermilerin maliyetindeki müthiş artışın nedenlerinden biri de mermi üretilecek gemi sayısındaki radikal düşüş. Bir gemide 600 mermilik cephanelik olduğu düşünüldüğünde, özellikle kara hedeflerine taarruz edecek, maliyet-etkin bir çözüm olarak geliştirilen bu mermilerin, astarının yüzünden pahalıya geldiği görülebilir1. Amerikan Deniz Kuvvetleri, alternatif olarak elektromanyetik prensiple çalışan “Rail Gun” (raylı top) teknolojisini değerlendirse de orada da sorun var: Bu silah, sadece Zumwalt sınıfı muhriplerin üretebildiği kadar yüksek elektrik enerjisini kullanarak çalışabiliyor. İnşa edilecek gemi sayısı 3 ile sınırlandırıldığı için, sadece bu gemilerde kullanılacak bir top sistemi geliştirmenin maliyeti de yüksek olacak. Bu nedenle mevcut 5 inçlik toplara uygulanabilmesi için çalışmaların başladığı haberleri sızıyor. Tabii her geliştirme faaliyetinin olduğu gibi, onun da maliyeti, şimdilik 800 milyon dolarlık ufak (!) bir meblağ olarak öngörülüyor.

 

Maliyet tarafındaki karamsar tablonun aksine, teknoloji tarafındaki tablo ise parlak. Sınıfının ilk gemisi olan USS Zumwalt’ın deniz tecrübelerine başlaması ile ilk dikkat çeken haber, geminin radar izinin, benzeri bir geminin 50’de biri; kabaca bir balıkçı teknesi kadar küçük olmasıydı. Hatta 180 m uzunluğa, 14.500 t deplasmana sahip geminin, limana girişlerinde diğer gemilerin radarlarında görünmemesi nedeni ile seyir tehlikesi oluşturduğu haberleri, Amerikan medyasında yer aldı3. Geleceğin gemi komutanlarının, limana girişleri sırasında, gemi trafiğinde daha iyi görülebilmek için, “Radar reflektörlerini devreye alın!” komutunu verdiğini, şimdiden duyar gibiyiz.

Radarlarda daha küçük görülmeyi sağlayan teknolojilerin (kaplama / boya, materyal ve şekil) yaygın hâle gelmesi ile Zumwalt çizgilerini taşıyan gemilerin, denizlerde daha fazla yer alacağını tahmin etmek zor değil. Fransızlar da 2030’larda görevde olmasını planladıkları FTI (Frégate de Taille Intermédiaire / Orta Sınıf Fırkateyn4)’da baş kıç hareketini (pitching) azaltan, balta baş (axe bow) formu kullandılar. Zumwalt kadar olmasa bile geminin geometrisinde gizliliğe verilen önem, hemen göze çarpıyor. Gemilerin dizaynları kadar, onlara entegre edilecek silah sitemlerinin de geminin radar kesit alanı hesaplarına dizayn aşamasında dâhil edilmesi önemlidir. Sonradan yapılacak ilaveler, radar kesit alanının artmasına neden olabilir ve dizayn aşamasında harcanan çabaları boşa çıkartabilir.

Teknoloji ve maliyet boyutlarını da göz önüne alarak, deniz harbinin geleceği ile ilgili öngörülerimize, izleyen alt başlıklarda yer veriyoruz.

 

İnsansız Araçlar, Temel Donanım Hâline Geliyor

İnsansız araçların, çatışmanın iki tarafınca da kullanımı, beraberinde bir dizi değişikliği getirecek gibi görünüyor:

  • Gemilerin kıç taraflarından denize indirilebilecek insansız su üstü ve su altı araçları; asimetrik savaş, denizde denetim ve su altı harekâtı için, özellikle yüksek deniz durumu şartlarında kolaylık sağlayacaktır.
  • Üç boyutlu yazıcılarla imal edilecek bir insansız hava aracı (İHA)’nı uçurma yeteneği, önemli bir güç çarpanı olacaktır.
  • Kıyı sularında devriye gezen silahlı ya da intihar insansız hava araçlarının gemilere karşı ayrı bir tehdit oluşturacağı şüphesizdir. İnsansız hava araçlarına karşı çoktan kullanıma girmiş savunma sistemlerinin, gemilerin standart savunma silahları arasına gireceğini tahmin etmek güç olmayacaktır.
  • Gemilerden havalanabilecek insansız hava araçları sayesinde, optik görüş menzili ve engeller arkasını görüş, bugün ile kıyaslanmayacak kadar artacaktır.
  • Savaş harekât merkezlerinde, insansız hava aracı komuta konsolunun, hava savunma harbi ve denizaltı savunma harbi konsollarının hemen yanında yer alması, kaçınılmaz gözükmektedir.
  • İnsansız hava araçlarından alınan görüntülerinin; denizde denetim, insani yardım, amfibi ve afet bölgesinde yardım gibi harekâta iştirak eden personelin gözlüklerine iletilmesi; düşman, dost bilgilerinin arttırılmış gerçeklik ile gerçek görüntünün üzerine bindirilmesi, uzak değildir.

Amerikan Donanması, 2014’te, USS Ponce (AFSB(I)-15)’a lazer silahının prototipini monte ederek denemeler gerçekleştirdi.

 

Bilişim Teknolojileri Yaygınlaşıyor

Sivil alanda gelişen bilişim teknolojilerinin, askeri alandaki uygulamalarının kısa sürede yaygınlaşması bekleniyor:

  • Arttırılmış gerçeklik uygulamalarının, savaş harekât merkezi ve köprüüstünde görev yapan personele destek olacağı öngörülüyor.
  • Görüntü gibi yüksek veri yükü gerektiren bilginin iletilmesi ve çok sayıda kullanıcının taktik resme dâhil olması, geniş bant iletişime olan ihtiyacı her geçen gün arttıracak. Sadece geniş bant iletişim değil, kendiliğinden oluşacak (ad hoc) ağlar, harbin önemli araçlarından biri olacak. Bugünden, yapımı devam eden LHA (ANADOLU)’dan sahile çıkacak doğal afet yardım personelinin, arttırılmış gerçeklik gözlüklerinde, gemiden kalkan insansız hava aracından aktarılan görüntüleri gördüklerini hayal edebilmek mümkün. Sahile çıkacak deniz araçları, ana gemiden, komuta kontrol paneline dönüşmüş tabletlerle kontrol edebilecek. Aynı şekilde, askerden İHA’ya, oradan da gemiye taşınacak görüntüler sayesinde, gemideki revirinde görev yapan uzman doktorun, ilk müdahaleyi yapacak kişiye tavsiyelerde bulunması da mümkün gözüküyor.

 

Silahlar Teknolojiye Ayak Uyduruyor

Bir zamanlar, güdümlü mermilerin, topları savaş sahnesinden sileceği düşünülmüş ve hatta güdümlü mermilerden yer kalmadığı için, ana batarya topu olmayan gemiler tasarlanmış ve kullanılmıştı. Bugün topların deniz harbindeki yeri tartışılmıyor; gemilere alışkanlıktan değil, ihtiyaçtan monte ediliyorlar. Envantere eklenen yeni tip top mermileri sayesinde, güdümlü mermiler yeterince ucuzlayana kadar veya lazer sistemleri en azından küçük hedeflere karşı yaygınlaşana kadar (2025-2030’lar), top sistemlerinin gemilerdeki yerlerini koruyacağını düşünmek hatalı gözükmüyor. Alternatif teknolojilerde ise elektromanyetik raylı toplar ve lazerler öne çıkıyor.

Elektromanyetik raylı topların müthiş elektrik gücü ihtiyacını5, şimdilik, sadece 3 adet üretilecek Zumwalt gibi elektrik ile tahrik edilen gemiler karşılayabiliyor. Bu topların menzili, dolayısı ile enerji ihtiyacı düşürülse bile merminin, Mach 6’ya kadar çıkan süratinin sebep olduğu namlu ısınması nedeniyle istenen atım süratine ulaşılamaması; atılacak mermilerin patlayıcı içermemesi; merminin, hedefini, süratine dayanan kinetik enerjisi ile hasara uğratması ve güdümleme problemleri, geliştiricilerin uğraştığı önemli güçlükler olarak öne çıkıyor.

 

ACTUV, otonom olarak çalışabilse de denemelerde, emniyet tedbirleri kapsamında gözlemciler de yer aldı.

 

Diğer taraftan, lazerin silah olarak gemilerde kendilerine yer bulması, çok uzun sürmeyecek gibi görünüyor. 2014’te, ilk kez ABD, bir gemisine lazer silahı monte ederek insansız hava aracı ve yüzer hedef üzerinde denemeler gerçekleştirdi. Gemi komutanına da kendini koruma tedbirleri içerisinde fiili kullanım yetkisi verildi.

Lazerlerin cephane kısıtı olmaması, hassasiyeti ve hedef üzerinde istenilen sınırlı etkiyi yaratabilmesi, bu teknolojiyi öne çıkartan özellikler arasında yer alıyor. Cephane sınırlaması olmaması önemli; çünkü geleceğin önemli tehditlerinden birinin, sürü teknolojisi ile hareket eden robotlar olacağı öngörülüyor6. Sürü saldırısı, çok fazla cephaneyi gemi üzerinde taşımak zorunda olmak olarak değerlendirilebilir.

Lazer teknolojisinde güç, önemli parametrelerden biri. Hâlen silah olarak geliştirilen lazerlerin gücü, 15-30 kW bandında ve 30 kW’lık bir silahın, 5 cm kalınlığındaki çelikte, 10 cm çapında bir delik açabileceği belirtiliyor. Konunun uzmanları, artık teknolojinin mümkün olup olmadığı ile değil, hangi platforma entegre edilebileceğinin tartışıldığını beyan ediyorlar.7 Son olarak, 150 kW’lık denemenin, 2017 yılı içinde yapılacağı; bir sonraki sene de uçak gemisi veya bir destroyere silahın monte edileceği açıklandı. Çin IDEX 2017’de 50-70 kW gücündeki Silent Hunter adını verdiği lazer sistemini görücüye çıkardı. Uzmanlar, 150 kW’lık lazer silahı için, 450 kW enerji ihtiyacı olduğun vurguluyorlar. Dolayısı ile geminin diğer enerji ihtiyaçlarının da karşılandığı ortamda (faz dizinli radar, silah sistemleri, soğutma sistemleri vs.), lazer sistemini besleyecek enerji üretimi veya depolaması, bir zorluk olarak öne çıkıyor. Sonuç olarak, yeni gemiler, daha fazla elektrik enerjisi üretmek zorunda kalacaklar.

Lazer konusunda öncülüğü ABD yapıyor izlenimi olsa da Almanya, İngiltere, Rusya ve Çin’in de yarışta geri kalmayacaklarını düşündüren haberler, zaman zaman uluslararası basında çıkıyor. Ülkemizde de ilk defa ASELSAN, IDEF 2015’te prototip sistemini görücüye çıkardı.

 

Yeni Tehditler

Güdümlü mermilerin menzillerinin artması, hipersonik süratlere yaklaşmaları ya da ulaşmaları, denizde harp konseptlerini de değiştirmeye başladı. Uçak gemilerinden kalkacak uçakların menzillerinden daha uzaktan atılabilecek ve değerli gemileri hasara uğratabilecek güdümlü mermiler karşısında, uçak gemilerinin ve diğer gemilerin maliyetleri sorgulanmaya başlandı.

Senelerce, denizaltıların gerçek düşmanının hava platformları olduğu akıllara kazındı. Gelecekte, insansız su üstü ve su altı araçları, denizaltıların yeni tehdidi olacak gibi duruyor. Artan denizaltı tehdidi karşısında, özellikle Asya bölgesinde, ilk reaksiyon olarak hava platformu temin etme arayışı göze çarpıyor. Hava araçları ile birlikte, ABD’nin DARPA (Defence Advanced Research Projects Agency / Amerikan Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı) üzerinden geliştirme çalışmalarına devam ettiği; ACTUV (Anti-submarine Continuous Trail Unmanned Vessel / Denizaltılara Karşı Sürekli Seyir Hâlindeki İnsansız Araç) projesi, denizaltı tehdidine karşı önemli bir hamle olarak görülüyor. ABD’nin denizaltı tehdidini arama ve izleme için insansız araçlara yönelmesi, boşuna değil. Milyar dolarlık su üstü gemilerinin, denizaltı tehdidinden arındırılmış veya en azından izole edilmiş bölgelerde görev yapması, zorunlu görülüyor. Denizaltı tehdidinden arındırılmış bölge oluşturmak ise çok ciddi çaba gerekiyor. Gelecekte, ACTUV gibi insansız araçların denizaltılara karşı kullanılması mümkün görülüyor.

 

Gündem, Denizaltılar

Su altında iletişiminin kısıtlı olması, denizaltıların koordineli harekâtını da kısıtlıyor. Diğer yandan, kendi kendine karar veren insansız sistemlerin gelişmesi, su altında iletişime bağımlılığı her geçen gün azaltıyor. Bahse konu otonom sistemlerin gelişimi, suyun altındaki savaşı, yeni bir boyuta taşıyacak gibi gözüküyor.

Avustralya’nın yeni nesil denizaltısının temsili çizimi.

 

Denizaltının en büyük silahı ise gizliliği. Hâlen denizler için mücadelenin en kapsamlısının verildiği Pasifik’teki güç dengelerini belirleyecek en önemli platform, şimdilik denizaltılar olarak görülüyor. Bölgedeki hâkimiyetini sorgulayacak ülkelerin su üstü gemilerine karşı özellikle uzun menzilli güdümlü mermilerle etkin bir savunma sistemi geliştiren Çin, denizaltılara karşı daha hassas. Çin, rakip denizaltıları tespit etmek ve kendi denizaltılarının iletişimini sağlamak için, denizin altında, güçlü bir elektronik duvar örüyor.8 Tüm bu gelişmeler, hem denizaltıları popüler yapıyor hem de nispeten uzak gelecek için, denizaltıların geleceğinin sorgulanmasına neden oluyor.

Dreadnought sınıfı denizaltıya ait temsili çizim.

 

İngiltere’de, denizaltı başına milyar sterline mal olması beklenen9 ve 2028’de hizmete girecek olan 4 gemilik nükleer Dreadnought denizaltı projesine itirazların yükselme nedeni de denizaltıların eskisi kadar etkin olamayacağı yönündeki görüş. Benzer itirazlar, Avustralya’da da görüldü. Avustralya’nın, Fransa ile imzaladığı 12 denizaltılık projede, 36,5 milyar dolar harcanması öngörülüyor. 2030-2050 yılları arasında hizmete girecek denizaltılar için, Avustralya muhalefeti, İngiliz muhalefeti gibi, “Gelecekte denizaltılar umduğunuz kadar etkin olmayabilir; bu kadar para yatırmak neden?” sorusunu soruyor. Her iki ada ülkesinin sorumlu makamlarında bulunanlar ise “Gelecekte ne olacağı bilinmez, denizaltılar savunmamız için esas” noktasında duruyorlar. Denizaltılara karşı otonom sistemlerin geliştirildiği bilinmesine karşın; Rusya, Çin ve ABD’de de denizaltı inşası tüm hızı ile devam ediyor.

Önümüzde bir gerçek var: Gelecekte denizler, insansız su altı araçları ve önceden yerleştirilmiş algılayıcılarla dolu olacak ve denizaltılar için saklanacak yerler giderek azalacak.

Geleceğin savaş şekline ekonomik gerekçeler şekil verecek. Bugün hayal ettiğimiz gemilerin 60 yıl sonra hâlâ denizlerde dolaşabileceği göz önüne alındığında, yeni teknolojik gelişmelere açık olmaları zorunlu gözüküyor. Yeni teknolojilere gemilerin uyumu da; yeterli müsait alana sahip olmaları ve soğutma ve enerji üretimlerinin yüksek tutulması ile mümkün görülüyor. Swarm (sürü) teknolojisi gibi çoklu saldırılara karşı ise lazer silahının popülaritesinin kaçınılmaz olarak artacağı öngörülebilir.

Elektromanyetik raylı top prototipi

 

Dip Notlar

  1. Mikokami, K (2016), The USS Zumwalt Can’t Fire Its Guns Because the Ammo is Too Expensive, Popular Mechanics, http://www.popularmechanics.com/military/navy-ships/a23738/ uss-zumwalt-ammo-too-expensive (Erişim Tarihi: 17 Ocak 2017)
  2. Tucker, P (2016), Can Navy’s Electric Cannon Be Saved, Defence One, http://www.defenseone.com/technology /2016/06/can-navys-electric-cannon-be-saved/128793/ (Erişim Tarihi 16 Ocak 2017)
  3. Cavas,C (2016), Inside the Navy’s new stealth destroyer Zumwalt, 13 News, http://www.13newsnow.com/news/military/inside-the-navy-stealth-destroyer-zumwalt/111900607 (Erişim Tarihi: 17 Ocak 2017)
  4. Fırkateynler, genellikle 3.000-4.000 tonluk, çok maksatlı gemiler olarak değerlendirilir. Nihai sınıflandırma, ülkelere ve politik duruşlarına göre değişmektedir. 4.200 tonluk açıklanan deplasmanı ile orta sınıf olarak tanımlanan FTI, Almanların 7.200 tonluk F125’inden daha küçük; gene Fransızların 3.200 tonluk La Fayette’sinden büyüktür.
  5. 25 MW, 19.000 evin elektrik tüketimine eş değerdir. Amerikan Deniz Kuvvetlerinin elindeki Arleigh Burke sınıflarının, sadece 7,5 MW ürettiği düşünülürse eldeki gemilerin, bu top için yetersizliği ortaya çıkıyor.
  6. ABD, F/A 18 Super Hornet uçağından, 30 cm kanat genişliği olan 103 dronun atılma görüntülerini kamuoyu ile 10 Ocak 2017’de paylaştı (BBC, US Military Tests Swarm of Mini-Drones Launched From Jets).
  7. Scott. R, High Energy Lasers Approach Front Line, IHS Jane’s Navy International, December 2016, Sayfa 22-24
  8. Lin, J ve Singer P.W, The Great Underwater Wall Of Robots: Chinese Exhibit Shows Off Sea Drones, Popular Science, http://www.popsci.com/great-underwater-wall-robots-chinese-exhibit-shows-off-sea-drones (Erişim Tarihi: 22 Ocak 2017)
  9. S, Rich, Nukes for Britain, The Montley Fool, https://www.fool.com/investing/general/2015/11/01/nukes-for-britain-introducing-the-successor-class.aspx (Erişim Tarihi:27 Şubat 2017)

Loading

İlgili İçerikler

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanmaktadır. Bu konuda bilgi sahibi olduğunuzu düşünüyoruz, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Detaylı bilgi almak için tıklayın.