“Türkiye’de var olabilmek için ITAR free olmak dışında; çip krizi, tedarik zincirindeki bozulmalar, COVID-19 salgını, kısacası dış etkenlerden etkilenmeyen “kriz free” bir yapıda olmak gerekiyor. Bu zorlu varoluş mücadelesi, ANDAR için küresel başarının da anahtarı oldu.”
ANDAR Kurucu Ortağı ve CEO’su Gökhan Koyuncu ile firmanın IDEX 2023 fuarına katılımı kapsamındaki hedeflerini, yeni iş fırsatlarını ve ürünlerinin tanıtımını konuştuk. ANDAR’ın fuarda Tawazun ile imzaladığı iş birliği anlaşması hakkında da bilgi aldığımız söyleşi, bir anlamda Türk savunma ve havacılık sanayisinin geleceğine de ışık tutabilecek konulara temas ediyor. Söyleşide, elektromekanik hareket sistemleri alanında kendi özgün çözümlerini tasarlayan ve üreten bir teknolojik KOBİ’nin küreselleşme yolculuğuna da şahit olacaksınız.
MSI Dergisi: ANDAR’ın, 20-24 Şubat tarihlerinde Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi’de düzenlenen IDEX 2023 fuarına katılım hedefleri nelerdi ve bu hedeflere ulaşabildiniz mi?
Gökhan KOYUNCU: Fuara, bölgedeki müşterilerimizle mevcut projeleri ve diğer potansiyel işler hakkında konuşarak ilişkilerimizi geliştirmek, iş birliği yapabileceğimiz yeni faaliyet alanlarını tespit etmek ve bölgeye yönelik vizyonumuzu, yatırım kararı almayı da kapsayacak seviyede olgunlaştırmak amaçlarıyla katıldık. Tabi ki elektromekanik hareket sistemleri alanında ortaya koyduğumuz geniş ürün ailemizde yer alan çözümlerimizi de tanıtmak için fırsat bulduk.
Aslında bölgedeki, savunma ve havacılık sanayisinde çalışan; mühimmat, sabit ve döner kanatlı uçak ve insansız hava aracı (İHA) geliştiren tüm şirketlerle irtibat halindeyiz. Ağırlıklı olarak BAE ve Suudi Arabistan’da bulunan entegratör firmalarla görüşmelerimiz sürüyor. Halihazırda bunların bir bölümüne ürün sağlıyoruz; diğerlerine de projelerinde iş birliği yapmaya yönelik teklif vermiş durumdayız.

Körfez Bölgesi’ndeki ticari potansiyelin yüksek olduğuna inanıyoruz. Bu potansiyeli desteklemek adına bölgede bir varlığınızın olması gerekiyor. Zamanla hem üretimi hem satış sonrası desteği hem müşteri ilişkilerini hem de iş alma, yürütme ve teslim etme anlamında gerçekleştirmemiz gereken tüm adımları üstlenecek bir yapılanmaya sahip olmayı hedefliyoruz. Bu sadece bölge için değil, dünya çapında adım adım geliştirdiğimiz bir süreç. IDEX 2023 ile bu stratejimizin Orta Doğu ayağının temellerini attık. Bildiğiniz gibi Tawazun ile de bu doğrultuda bir mutabakat zaptı imzaladık.
İlerleyen süreçte; Güney Amerika, ABD ve Avrupa’da da benzer süreçleri hayata geçirmeyi planlıyoruz. Artık müşteriye daha yakın olmak ve küreselleşmeyi lokal iş birlikleri üzerinden hayata geçirmek gerektiğini düşünüyoruz.
Özetle fuar öncesi belirlediğimiz hedefleri yakaladığımız gibi bunların ötesine geçen gelişmeler de oldu.

MSI Dergisi: Ülkelerin savunma ve havacılık sanayilerini geliştirmeye yönelik hamleleri, teknoloji kazanım ya da en azından üretimi yerelleştirme politikaları, ANDAR’ın ticari faaliyetlerini nasıl etkiliyor?
Gökhan KOYUNCU: Yapılan işin hacmi büyüdükçe, elbette yerel katkı giderek daha önemli oluyor. Bu kapsamda biz de içerisinde yer alabileceğimiz iş modellerini değerlendiriyoruz. “Oradaki iş potansiyeli nedir? İş birliği yapılabilecek firmalar var mı? Oraya gidersek birlikte neler yapabiliriz?” gibi sorular sürekli masada oluyor.
Türkiye’de olduğu gibi, her ülkenin savunma ve havacılık sanayilerini geliştirmeye yönelik plan ve programları var. Ülkemiz en çok ihtiyaç duyduğu zamanlarda, çeşitli ambargo ve tedarik sorunları yaşamadı mı? Bazı firmaların kendilerini Türkiye’den tamamen çektiği zamanları da gördük. İşte ANDAR, Türkiye’de, böylesine çetin bir zaman diliminde var olmayı başardı ve bu durumu da gelişimine katkı sağlayacak şekilde değerlendirdi. Türkiye’deki hava aracı ve akıllı mühimmat üreten ana yüklenicilerin böylesi bir ortamda çözümsüz kalmamasını sağlayarak da varlığını perçinledi.
Ayrıca, elektromekanik hareket sistemleri alanında, ortaya koyduğumuz ürünlerin tüm alt bileşenlerinin tasarımını ve üretimini de kapsayacak şekilde; eksiksiz, yaratıcı ve son derece modern bir teknolojik hakimiyet kurduk. Uluslararası firmaların Türkiye’deki ürünleriyle rekabet ettiğimiz için daha iyi ürünler geliştirmeye çalıştık. Bu ülkenin savunma ve havacılık sanayisinin zor zamanlarında doğup gelişen ANDAR’ın, şu anda uluslararası pazardaki hiçbir rakibiyle rekabet sorunu yaşamayacak bir olgunluğa ulaştığını söyleyebilirim.

Tawazun ile İş Birliği, İş Alarak Büyüme Stratejisinin Ülke Dışında da Mümkün Olduğunu Gösteriyor
MSI Dergisi: Tawazun ile iş birliğiniz sadece BAE’yi mi kapsıyor? Bu iş birliği sürecinin nasıl somutlaşmasını bekliyorsunuz?
Gökhan KOYUNCU: Aslında görüşmelerin devam ettiği, “nasıl bir iş birliğinin her iki tarafa da faydalı olacağına” kafa yorduğumuz bir aşamadayız. İş birliğimiz ülke bazında, bölge bazında veya küresel bazda da olabilir.
Tawazun ile bir süredir görüşüyoruz; fakat görüşmelerden çok daha önce başlayan bir ticari ilişkimiz var. Tawazun ile iş birliği sürecinin somutlaşması, umuyorum ki çok uzun sürmeyecektir. Bu yıl içinde sonuç alacak şekilde çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Bu arada şu hususu vurgulamak isterim: Tawazun ile gelişen iş birliğimiz, fuarda bizim daha önce eriştiğimiz veya çalıştığımız iş ağının ötesinde, yeni firmalarla da temas kurmamızı sağladı. Bu, beklentilerimizin de ötesine geçen bir gelişme oldu.

MSI Dergisi: Tawazun ile iş birliğiniz, BAE’de üretim tesisi kurulması ya da teknoloji transferi gibi hususları da kapsıyor mu?
Gökhan KOYUNCU: Bunların hepsi masada yer alıyor. Sonuçta müşteriye yakın olmanız, efektif bir üretim uygulamanız, alınan projeleri daha iyi yönetmeniz gerekiyor. Projelerinin Ar-Ge safhasındaki potansiyel müşterilere de ulaşabilmek adına, belli altyapıların olduğu, kıstaslarımızı karşılayan lokasyonlarda fiziki yatırımlar da düşünebiliriz.
Bugüne kadar genelde iş alarak büyüme stratejisini benimsedik. Bütün yatırımlarımızı, aldığımız işleri yapabilmek için büyümemizi destekleyecek şekilde yaptık. Önden bir sermaye kullanıp, gereken yatırımları yapıp, ondan sonra işi kovalama şansımız hiç olmadı. Burada da aynı modeli uygulayacağımızı düşünüyoruz. BAE ile ne kadar iş yapılabilirse doğal olarak ANDAR’ın varlığı da o kadar artacaktır.
Fakat şu hususu vurgulamak gerekiyor: Körfez Bölgesi’nin kendi içerisinde bir gümrük birliği yapısı olduğu için bazı avantajlarımızın olması doğaldır. Ayrıca bir iş geliştirme modeli olarak, başka ülkelerde de kullanabileceğimiz bir örnek ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.

ANDAR, CAS ile Mühimmat Entegratörlerine Paket Çözüm Sunuyor
MSI Dergisi: ANDAR, IDEX 2023 katılımından önce nasıl bir hazırlık süreci geçirdi? Fuarda ilk kez tanıttığınız ürünleriniz ya da teknolojileriniz oldu mu?
Gökhan KOYUNCU: Fuarda, diğer ürünlerimizin yanı sıra bir akıllı mühimmatın hedefe ulaşmasını sağlayan güdüm sisteminin bir alt unsuru olarak tanımlayabileceğimiz CAS (control actuation systems) çözümümüzün lansmanını IDEX 2023’te yaptık. Güdümlü mühimmat üreten firmalar, CAS’ı, çeşitli alt parçaları alıp birleştirmek yerine, bir bütün olarak ve tek kaynaktan almayı tercih edebiliyorlar. Bu yaklaşımın entegratörler açısından çok ciddi avantajları var ve bizim de tam olarak bunu sağlayacak yeni bir ürünümüz var.

MSI Dergisi: CAS çözümünüz hakkında biraz daha detaylı bilgi verir misiniz?
Gökhan KOYUNCU: CAS, güdümlü mühimmatın hedefe yönelmesi için kullanılan ve kanatçıkları kontrol eden ürün grubunun, bir paket olarak sunulması aslında. Bazı entegratör firmalar, komponentler alanında entegrasyon yatırımları da yaptığı için CAS gibi bir çözümü bir bütün olarak değil de elektrik motorları ve sensörler gibi ayrı ayrı parçalar şeklinde alıp birleştirmeyi tercih edebiliyor. CAS gibi komple bir çözüm kullanıyor olmak ise maliyet, ağırlık, hacim ve performansın yanı sıra en önemlisi de süre anlamında birçok avantaj yaratıyor. Dolayısıyla rekabetçi bir güdümlü mühimmat yapmak isteyen her firmanın, kendine uyarlanmış bir CAS’ı kullanmayı tercih edebileceğini düşünüyoruz.
Aslında her bir akıllı mühimmatın tasarımı, ağırlığı, kanat yapısı, kısacası bütün parametreleri farklı. ANDAR’ın sunduğu CAS çözümünün en büyük avantajı, çok hızlı bir şekilde müşteri isteğine uygun hale getirilebilmesi. Bunun ötesinde teknolojiye ve üretim süreçlerine tam hakimiyeti sayesinde ANDAR, sipariş edilen özelleştirilmiş bir CAS ürününün seri üretimini ve sevkiyatını da hızlıca yapabiliyor. Bu da müşteri açısından entegrasyon ve ürün ortaya çıkarma süreçlerini hayli kısaltıyor. Biz, 4-6 ay gibi kısa bir süre içerisinde, yeni bir CAS çıkartabiliyoruz. Seri üretime geçmeye hazırlanan üretici de CAS’ı komple bir paket olarak test edebiliyor ve kendi sistemine entegre edebiliyor.
Bu yıl içinde yaptığımız bir yatırımla yaşlandırma testi altyapısı da kuruyoruz. Bu sayede, fonksiyonel açıdan belli bir zaman dilimini de kapsayacak biçimde, ürünlerimizin testlerini kendi içimizde yapma imkânımız olacak. Dolayısıyla müşterimiz, CAS’ı test edilmiş bir şekilde alıp, montajını yapıp, geriye kalan diğer güdüm sistemlerini ve harp başlığını entegre edip, hızlıca tamamlanmış bir ürün ortaya koyabilecekler.
MSI Dergisi: Tawazun ile imzaladığınız anlaşma, ANDAR’ın kurumsal gelişimi açısından ne anlama geliyor?
Gökhan KOYUNCU: ANDAR, kurumsallaşma konusunda adımlarını kademeli şekilde atıyor. Bunu, uluslararası şirket olmanın, uluslararası pazarlara hem ürün ve hizmet vermenin hem de oralardaki kaynaklara erişimin bir basamağı olarak değerlendiriyoruz. Yeri geldiği zaman, havacılık sektörünün devleriyle 2030 yılı ve ötesindeki projeleriyle ilgili de konuşabiliyoruz. Türkiye’deki geçmişimizden ve bilinirliğimizden aldığımız güçle aslında çok kısa bir sürede bu noktaya geldiğimiz de görüldüğü için genç, dinamik ve yetkin bir firma imajı yarattığımız kanaatindeyim. Aslında genç bir ekibiz; fakat aynı zamanda elektromekanik hareket sistemleri alanında çok ciddi bilgi birikimi ve tecrübeye de sahibiz.
ANDAR, bugün iş süreçleri oturmuş, teknolojisi dünyayla yarışan; hatta bazı konularda öne geçen bir şirket. Çözümlerimizin sadece Türkiye’de değil dünya genelinde karşılığı olduğunu, yurt dışında katıldığımız etkinliklerde net bir şekilde görebiliyoruz. Tawazun ile yaptığımız iş birliği anlaşması da bunun bir kanıtı.


Dış Etkenlerden Etkilenmeyen Bir Teknoloji Şirketi
MSI Dergisi: ANDAR ürün ve çözümlerinin “ITAR free” olması, fuarda size bir avantaj sağladı mı?
Gökhan KOYUNCU: Türkiye’de var olabilmek için ITAR free olmak dışında; çip krizi, tedarik zincirindeki bozulmalar, COVID-19 salgını, kısacası dış etkenlerden etkilenmeyen “kriz free” bir yapıda olmak gerekiyor. Bu zorlu varoluş mücadelesi, ANDAR için küresel başarının da anahtarı oldu. Tasarım ve üretim süreçlerimiz tamamen içeride olduğu için dünyanın başına gelen felaketlerin hiçbirinden etkilenmiyoruz. Evet, hammadde dışarıdan geliyor; ama onu da temin edebileceğimiz oldukça çeşitli kaynaklarımız var. Çip krizini de kendi tasarımlarımızı bulunabilir çiplere göre uyarlayarak çözdük. Üretim sürecimizde bir ihtiyaç hasıl olduğunda, gerekirse özel makinalar tasarlayarak ihtiyacı karşılayabiliyoruz. Kısacası verimliliğimizi ve sürdürülebilirliğimizi en üst seviyeye çıkarmış durumdayız. Bu da çok büyük ilgi çekiyor ve IDEX’te de bunu gördük.
Bu ilgiyi örneklerle açıklamak isterim. Çalıştığımız firmaların iş hacmi büyüdükçe; “Bize daha fazla destek olur musunuz? Bize daha yakın yerlerde bir şeyler yapar mısınız?” gibi sorular geliyor bize. Ayrıca sivil havacılık şirketleri tarafında da sıkça; “Dünya çapında servis verebilir misiniz? Küresel bir servis organizasyonu kurabilir misiniz? Başka bir küresel servis organizasyonu ile çalışabilir misiniz?” gibi sorularla karşılaşıyoruz. Bunları doğal karşılıyor, çözülmesi gereken bir denklem içerisinde, orta vade planlamamız kapsamında çözülecek konular olarak görüyoruz.
MSI Dergisi: ANDAR’ın odaklandığı üç ana iş alanının; akıllı mühimmat, İHA’lar, askeri uçaklar ve helikopterler olduğu düşünülürse firmalar ve kurumların, hangi alandaki ürün ve faaliyetlerinize daha çok ilgi gösterdiğini görüyorsunuz?
Gökhan KOYUNCU: Günümüzde en çok proje mühimmat ve İHA’lar tarafında yürütüldüğü için talep de bu alanlarda yoğunlaşıyor gibi görünüyor. Ancak BAE’de, askeri uçaklar ve helikopterler tarafında da önemli gelişmeler var. Örneğin, Calidus firması, elektrikli kontrollere sahip, yani ana uçuş kontrol sistemlerinde de elektrikli eyleyicilerin kullanılabileceği bir uçak geliştiriyor. Bu projede yer almaya yönelik olarak da ciddi tekliflerimiz var. Özetle tüm faaliyet alanlarımıza yönelik bir ilgi görüyoruz diyebilirim.

Neden ANDAR?
MSI Dergisi: Bahsettiğiniz projelerde neden ANDAR tercih edilmeli?
Gökhan KOYUNCU: Biz Türkiye’de ihtiyaç duyulan ürünler üzerine çalışırken, ilk günden beri tüm projelerimizi küresel rekabete açık olacak şekilde gerçekleştirdik. Kullanımda olan veya yakın gelecekte kullanıma verilecek ürünlerden daha iyi ürünler tasarlamaya ve üretmeye çalıştık. Bunu yurt dışı temaslarımızda, özellikle Avrupa ve ABD’ye gidiş gelişlerimizde açıkça hissediyoruz. Elimizde dünya çapında kabul gören bir teknolojik altyapı ve bu altyapıdan çıkmış ürünler var.
Bunun haricinde, Türkiye’nin envantere aldığı ana sistemler üzerinde kullanılan ürünlerimizin sahada denenmiş olması ve sahadan geri dönüşlerde elde ettiğimiz performansın birçok rakibimizden çok daha iyi olmasının da büyük bir faydası olduğunu söyleyebilirim. Bu geri dönüşleri ürünlerimizin kalitesine de yansıtıyoruz. Bu karşılaştırmaları dünya çapında yaptıktan sonra, benzer ana sistemleri geliştiren bir firmaya nasıl destek olabileceğimizi de bilme imkânı doğuyor. Ne yaptığımızı iyi bir şekilde anlatabilmeye de başladık. Dünya devlerine karşı rekabetçi teklifler verebiliyoruz. Uluslararası projelerde tek eksiğimiz, henüz uluslararası bir firma olarak değerlendirilmememiz. Tawazun ile iş birliğimiz sayesinde bunu da aşacağımıza inanıyoruz.
ANDAR, elektromekanik hareket sistemlerinde, öncülüğü yakalayabilecek bir firma. Sivil havacılıkta da büyük bir değişim süreci yaşanıyor. Sivil havacılıkta yakın gelecekte şahit olacağımız dönüşüm süreci, yeni bir endüstriyel alan açacak ve sonrasında ilgili teknolojiler dünyaya yayılacak. Sivil havacılık alanında günümüzün büyük uçak üreticileriyle de temaslarımız oldu ve olumlu geri dönüşler aldık. Bunun sebebi de benzer ürünleri, özellikle İHA’larda çok fazla deneyimlemiş olmamız. Bu da diğer havacılık kültürlerinde de çözüm sunabileceğimiz anlamına geliyor.
Yakın geleceğin yükselecek sektörleri, orta ve uzun vadede gelişmenin anahtarı olacak. Ama bunlar ciddi yatırım gerektiren alanlar. Arkadan gelen bir lokomotifin vagonu gibi. Önümüzde ise mevcut ürünlerimiz ve bunların hızlı şekilde projelere uyarlanması hususu var ki, zaten bu iki noktada tercih ediliyoruz. Burada da çevik ve sağlıklı bir Ar-Ge, üretim ve ürün ömür devri desteği sunmaya odaklanmamız işe yarıyor.

ANDAR’ın Vizyonu Sınırları Aşıyor
MSI Dergisi: Gelecekten bahsetmişken, sivil havacılığın geleceği ve sektörel değişimle ilgili görüşlerinizi biraz daha açmanızı rica edebilir miyiz?
Gökhan KOYUNCU: ABD’de, özellikle de sivil havacılık alanında, elektrikli yolcu uçaklarının ve hava taksilerin geleceğin ulaşım araçları olarak öne çıktığını görüyoruz. ANDAR olarak biz de hedefimizi bu trend doğrultusunda belirledik. Avrupa’da ise uzay taşımacılığı ile ilgili projelerde yer almaya çalışıyoruz. Bunlar orta ve uzun vadede hem bizim açımızdan hem de bu ülkelerin yerel savunma ve havacılık ekosistemleri açısından, şu anda içinde bulunduğumuz sektör kadar büyümesi beklenen sektörler. Dolayısıyla orta vadede bu alanlarda da yer almayı planlıyoruz.

MSI Dergisi: Eklemek istediğiniz başka bir husus var mı?
Gökhan KOYUNCU: Türkiye’nin savunma ve havacılık sanayisinde son yıllarda sergilediği başarı, dünya çapında kabul görüyor. Bu oldukça önemli. Ancak vitrinde hep büyük firmalar, sistem entegratörleri duruyor. Aslında Türkiye, savunma ve havacılık sanayisini sağlam bir ekosistem kurarak ilerletmeyi başardı. Bu başarının perde arkasında da bizim gibi teknolojik KOBİ’ler var.
Bundan sonraki süreçte, ekosistem içinde yer alan küçük ve orta ölçekli alt sistem ve teknoloji üreticisi firmaların da kendilerini dünya pazarında duyurması gerektiğini düşünüyorum. ANDAR, bu tip bir alt sistem ve teknoloji firması olarak küreselleşme yolunda ilerliyor. Çünkü sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmak için doğduğunuz ekosistemin dışına çıkmak ve başka ekosistemlerin de parçası olmak zorundasınız. Elbette bizim gibi dünya çapında açılımlar yapacak başka Türk firmaları da çıkacaktır. Tüm firmalarımıza bu zorlu yolda başarılar diliyorum.

191 Toplam Görüntüleme, 2 Günlük Görüntüleme