Ümit BAYRAKTAR / ubayraktar@savunmahaber.com
K. Burak CODUR / b.codur@savunmahaber.com
Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir sistemin, teknoloji transferi yapılarak tedarik edilmesi kapsamında, 1990 yılında kurulan AYESAŞ, bugün, hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda kritik sistemleri sağlayan bir firma konumuna geldi. AYESAŞ, geride bıraktığı 30 yıllık süreçte, hem kuruluşunda kazandığı kabiliyetleri geliştirmeyi hem de yeni kabiliyetler kazanarak yeni alanlara yönelmeyi de başardı. AYESAŞ Genel Müdürü Öner Tekin, AYESAŞ’ın 30 yılda neler başardığını, nasıl bir konuma ulaştığını ve gelecek planlarını, MSI Dergisi okuyucuları için anlattı.
MSI Dergisi: Öner Bey, AYESAŞ, 2020’de, kuruluşunun 30’uncu yıl dönümünü kutladı. AYESAŞ’ın kuruluşuna, Savunma Sanayii Başkanlığının – o zamanki adı ile Savunma Sanayii Müsteşarlığının – bir projesini üstlenmesinin vesile olduğunu görüyoruz. Böyle bir şirketin 30’uncu yılına ulaşmasına ilişkin değerlendirmelerinizi paylaşır mısınız?
Öner TEKİN: Kuruluş projemiz olan Türk Mobil Radar Kompleksleri (TMRK) projesi, aslında bir teknoloji transferi projesi. Projede; imkânlar dâhilindeki tüm iş paketlerinin Türkiye’de yapılması; bu süreçte, Türk mühendislerinin de yetiştirilmesi; sonrasında ise bu mühendislerin, yetiştirildikleri alandaki yeni işleri kendi başlarına yapması hedeflenmişti. AYESAŞ, böyle bir vizyonun ürünü.
Peki, bu öngörüler başarılı olmuş mu? Çok başarılı olmuş. Şu anda kuruluşumuzun 30’uncu yılını konuşuyor olmamız, bunun en somut göstergesi. AYESAŞ, kuruluş projesinin tüm hedeflerini, başarıyla uygulamaya koymuş; bununla da kalmamış, ithal ikamesi olarak değerlendirdiğimizde, önemli bir katma değer sağlamış olduğunu görüyoruz. TMRK projesinin ayrıntılarına baktığımızda ve bu projede çalışanları dinlediğimizde ise, şu sonuca varıyoruz: Projenin bu modelde yapılması, teknolojik bir altyapı kazandırmasının yanı sıra yarı yarıya bir fiyat avantajını da beraberinde sağlamış.
TMRK projesini izleyen süreçte, radar sistemleri, yetişmiş insan gücü ile Türkiye’de geliştirilebilir hale geldi. AYESAŞ, halen aktif olarak kullanılan RADNET projesini üstlendi ve başarıyla tamamladı. Şu anda, NATO ATM Gateway (Hava Trafik Kontrolü Geçidi) projesini başarıyla yürütmeye devam ediyoruz. Bahsettiğim projeler ve projelerin yürütülmesindeki vizyon, , hep sağlam bir temel atıldığının göstergeleridir.
AYESAŞ, sadece bu projelerle ve kabiliyetlerle sınırlı da kalmadı. Üstlendiği yeni projelerle uluslararası arenada iş yapmayı, teknoloji geliştirmeyi, teknolojinin sürekliliğini sağlayabilmeyi öğrendi. Yazılım ve aviyonik gibi alanlarda, uluslararası standartlara hâkim oldu. Böylece, sağlam temelini, yeni kabiliyetlerle daha da güçlendirdi. Bu süreçte hep, insan kaynağının çok değerli olduğunun ve bu kaynağı geliştirmenin bilinci ile hareket etti. Sonuçta da ortaya, farklı alanlarda ileri teknolojiler geliştirebilen, dünyada öncü olan savunma ve havacılık şirketlerinin doğrudan çözüm ortağı haline gelmiş, yüksek oranda ihracat yapabilen bir şirket çıktı. Tüm bu başardıklarıyla AYESAŞ, aynı zamanda sektör için örnek bir firma haline de geldi.

MSI Dergisi: AYESAŞ’ın bu yolculuğunda, Türkiye’de savunma ve havacılık sektörüne özel bir önem verilmesinin ve sektörün sürekli gelişmesinin nasıl bir payı var?
Öner TEKİN: Kuşkusuz Türkiye’deki dinamiklerin çok önemli bir payı var. En başta kuruluş projemiz, sektörün gelişmesi için ortaya konan iradenin bir ürünü. Bununla birlikte, AYESAŞ’ın gelişimine baktığımızda, şirketin, bir noktada, yurt içi ihtiyaçları karşılarken yurt dışındaki savunma ve havacılık firmalarıyla da iş yapmaya başladığını görüyoruz. AYESAŞ, bu işlerde de çok iyi bir performans göstermiş ve aldığı işlerin niteliği, kritik sistemlerin tasarımı ve tek kaynak olarak sağlanmasını da kapsayacak kadar ilerlemiş. Başka bir ifade ile yurt dışındaki firmalar, sistemlerinin kritik bölümlerini, daha geliştirme aşamasından itibaren emanet edecek kadar AYESAŞ’a güvenmiş; AYESAŞ da bu güveni hiçbir zaman boşa çıkarmamış.
Böylece AYESAŞ, yurt dışına, katma değerli işler yapan, ihracat odaklı bir şirket haline gelmiş. Bugün, AYESAŞ’ın kg başı ihracat rakamına baktığımızda, 10.000 doların üzerinde olduğunu görüyoruz.
Şunu da özellikle vurgulamak isterim: Yurt dışında gerçekleştirdiğimiz her işi, rekabet ederek üstleniyoruz. Eğer kaliteniz, sunduğunuz takvim ve maliyetleriniz, rakiplerinizin önüne geçecek kadar iyi değilse bu işleri alamazsınız. AYESAŞ, bu konularda öyle bir noktaya ulaştı ki bugün en ileri teknolojinin kullanıldığı F-35 gibi bir projede, tasarım aşamasında rol alıyor; kritik sistemleri tek kaynak olarak sağlıyor.
Tabii uluslararası alanda bu konumumuzu korumak için kendimizi sürekli geliştiriyoruz ve güncel tutuyoruz. Böyle zinde kalınca, yurt içinde ortaya çıkan ihtiyaçları da hızlı ve maliyet-etkin bir şekilde karşılayabilecek bir pozisyonda oluyoruz ve bize ne zaman görev düşerse en iyisini yapabiliyoruz. Örneğin, F-35 projesindeki tecrübemizi ve kabiliyetlerimizi, rahatlıkla Milli Muharip Uçak projesine aktarabiliriz ve bu konudaki görüşmelerimizi sürdürüyoruz.
Kurumsal Yapı ile Sürdürülebilir Büyüme
MSI Dergisi: 30 yılı geride bırakmış olması, kurumsal olarak AYESAŞ’ı nasıl bir konuma getiriyor? Diğer bir deyişle 30 yılın getirdiği tecrübe ve birikim, kurumsal alanda nasıl bir fark yaratıyor?
Öner TEKİN: Bir şirketin hayatına devam edebilmesi ve sürekliliğini sağlayabilmesi için kurumsallık olmazsa olmaz. Kurumsallığın sağlanabilmesi için de bir dizi şart vardır. Öncelikle siz kurumsal olarak tüm süreçlerinizi tanımlamış olmalısınız. Tedarikçilerinizle ve alt yüklenicilerinizle olan tüm ilişkilerinizi, kurumsal olarak yönetebiliyor olmalısınız. Tabii ki en kritik nokta olarak, müşterilerinizle olan ilişkilerinizin de kurumsal bir yapıda ve tanımlı süreçlerle yönetilebiliyor olması gerekir. Tüm bunlar, sizin sürdürülebilirliğinize de katkı sağlar.
Karşınızda muhatap olarak; müşterileriniz, çözüm ortaklarınız, alt yüklenicileriniz ya da çalışanlarınız olabilir. Tüm bu kişilerin ve kurumların, kurumsal yapınızın varlığına ve sürdürülebilirliğine inandığı noktada, şirket olarak işlerinizi çok rahat bir şekilde hayata geçirebilirsiniz, yönetebilirsiniz ve büyütebilirsiniz. AYESAŞ’ın güçlü bir kurumsal yapıyı çok erken bir dönemde oturtması, yıllara sâri oturmuş kurumsal kimliğinin mayasında sürekli değişikliğe açık olması ve bunun sürdürülebilirliğini sağlamış olması, bugünlere gelmesini sağladı; son yıllarda kaydettiğimiz kontrollü ve hızlı büyümenin de önünü açtı.
AYESAŞ’ın gelişimine baktığımızda, şirketin, bir noktada, yurt içi ihtiyaçları karşılarken yurt dışındaki savunma ve havacılık firmalarıyla da iş yapmaya başladığını görüyoruz. AYESAŞ, bu işlerde de çok iyi bir performans göstermiş ve aldığı işlerin niteliği, kritik sistemlerin tasarımı ve tek kaynak olarak sağlanmasını da kapsayacak kadar ilerlemiş.
MSI Dergisi: AYESAŞ, 30 yılda, nasıl bir kurumsal kültür edindi?
Öner TEKİN: AYESAŞ’ın, kişilerden bağımsız ve uluslararası normlara uygun bir kurumsal kültürü var. Kurumsal kültür, uluslararası arenadaki gelişmelere paralel olarak da sürekli güncelleniyor.
Uluslararası normlar ve standartlar, bizim için çok önemli. Biz, sadece Türkiye’nin ihtiyaçlarına odaklı ya da “Hızlı olsun da nasıl olursa olsun” anlayışıyla Ar-Ge ve teknoloji çalışmaları yapamayız. Çalışmalarımızı uluslararası düzeyde yaparsak sonucunda ihraç edilebilir ürünler ortaya koyabiliriz; bu ihracattan elde ettiğimiz gelirlerle de yeni Ar-Ge ve teknoloji geliştirme çalışmaları yapabiliriz. AYESAŞ’ın Ar-Ge kültürü temelde bu anlayışa dayanıyor.

MSI Dergisi: Bu kurumsal kültürün sosyal sorumluluk tarafı ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Öner TEKİN: Sosyal sorumluluk konusunda da AYESAŞ’ın öncü ve örnek bir şirket olduğunu, büyük bir memnuniyetle söyleyebilirim. Bildiğiniz gibi Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedefleri var ve Zorlu Holding’in diğer şirketleri gibi AYESAŞ da bu hedefleri benimsemiş ve tüm uygulamalarını yürürlüğe koymuş durumda.
Önem verdiğimiz bir diğer konu, toplumsal cinsiyet eşitliği. “Savunmada Kadınının Gücü” sloganı ile yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda, yaklaşık %29’luk bir oranla sektörde en fazla kadın istihdamına sahip şirket konumundayız. Üst düzey yöneticilerimiz arasında kadın çalışanlarımızın oranı ile ilgili de %30’luk bir hedefimiz var ve mevcut durumda, %31,6 ile bu hedefi aşmış bulunuyoruz.
Bir yandan da çalışma arkadaşlarımızın, sadece projelerde belli görevleri yerine getirmeye odaklı birer çalışan olmadığının; her birinin çevresel farkındalığa sahip ve sosyal sorumluluk bilincinde bireyler olduğunun farkındayız. Tıpkı ürünlerimiz ve projelerimizde olduğu gibi, sosyal aktiviteler ve sosyal sorumluluk projelerimizle de fark yaratmak için, 2018 yılında, “heVES Grubu”muzu kurduk. heVES Grubu, çalışanlarımızı, çeşitli sosyal aktivitelerde ve sosyal sorumluluk faaliyetlerinde bir araya getiren ve tamamen gönüllülük esasına dayanan bir oluşum. Grubumuz, daha mutlu bir işyeri ve daha mutlu bir toplum için çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.

Yetkin ve Uluslararası İş Yapabilen Firma
MSI Dergisi: AYESAŞ, 30 yılda, Türkiye’de ve dünyada nasıl bir konuma ulaştı?
Öner TEKİN: AYESAŞ, geride bıraktığı 30 yılda bugün geldiği noktada, ileri teknolojiler konusunda çalışma yapan; gerektiğinde yeni teknolojilere çok hızlı bir şekilde adapte olabilen; uluslararası iş yapmaya odaklanmış; Türkiye’de faaliyet göstermekle birlikte uluslararası kalitede iş çıkartabilen, ihracat odaklı bir şirket haline geldi.
Özetle bunu söylemek isterim.

Rakamsal katma değerimiz, elde ettiğimiz ciroların ve ihracat rakamlarının çok daha ötesinde. Tahminlerimize göre ihracatımızın en az iki katı kadar ithal ikamesi yaptık.
MSI Dergisi: Bir önceki sorumuzla bağlantılı olarak, bugünün AYESAŞ’ının hangi nitelikleri ön plana çıkıyor?
Öner TEKİN: AYESAŞ’ın, öncelikle yüksek oranda yetkinlik kazandığı alanlar var. Aviyonik yazılım geliştirmeden C4ISR sistemlerine, elektromekanik sistemlerden X-Ray teknolojilerine, kadar birçok alanda yetkinliğini ispatlamış durumda. Bu temel yetkinliklerinin ötesinde, hızlı bir şekilde yeni yetkinlikler kazanabilme konusunda da kas gücü oluşturmuş durumda. Bu da AYESAŞ’ın, kontrollü ve hızlı büyüyebilmesine büyük katkı sağlıyor.
AYESAŞ’ın, uluslararası iş yapma kabiliyetini ve uluslararası arenada üstlendiği işleri problemsiz bir şekilde teslim eden bir firma olarak tanınmış hale geldiğini de burada vurgulamak isterim.
MSI Dergisi: AYESAŞ, 30 yılda, Türkiye’ye ve iş ortaklarına nasıl bir katma değer sağladı?
Öner TEKİN: AYESAŞ, her şeyden önce, tedarik makamlarının ve iş ortaklarının, kaliteli ürün alma ve gözü arkada kalmadan proje emanet edebilme gibi temel ihtiyaçlarını giderdi. Biliyoruz ki sektörde, çeşitli konularda verilen işler, başarılı bir şekilde nihayete ulaşabilmeleri için ciddi anlamda takip gerektiriyor. Hatalar çıkıyor, tekrar tekrar hata düzeltici işlemler yapmak gerekiyor. AYESAŞ, müşterilerine, kaliteli iş yapabileceğini gösterdi; tedarikçilerini ise kaliteli iş yapabilmeleri için destekledi. Tedarikçilerimiz, süreçlerin nasıl ilerleyeceğini, herhangi bir sorunda hangi prosedürlerin uygulanacağını bildikleri; büyük bir güvenle çalışabilecekleri bir şirket gördüler AYESAŞ’ta. Bu çalışma ortamı da onlara önemli bir katma değer sağladı.
Yetişmiş insan kaynağının hala önemli bir eksiklik olduğu sektörümüze, AYESAŞ, bugüne kadar, 2.500’ün üzerinde, son derece nitelikli çalışanlar kazandırdı. Bunların bir kısmı, zaman içerisinde AYESAŞ’tan ayrıldı ve bazıları, bugün, farklı sektör şirketlerinde, genel müdür seviyesi dâhil kritik pozisyonlarda görev yapıyor.
AYESAŞ, aynı zamanda birçok konuda sektöre öncülük etti ve ilkleri gerçekleştirdi. Örneğin, onaylı tedarikçi programını, tam 20 yıl önce başlattı. Tedarikçilerine, ciddi eğitim desteği ve finansal destekler verdi. Bu köklü onaylı tedarikçi programı, AYESAŞ’a bambaşka bir kas gücü katıyor. Tedarikçilerimizi çok hızlı bir şekilde organize edip kısa zamanda büyük kapasitelere ulaşabiliyoruz. Bu konuya daha genel bir perspektiften baktığımızda; üstlendiğimiz işlerin en az %30’unu ekosistemimiz ile paylaşma hedefiyle çalışıyoruz ve bu hedefin üzerine çıkmış bulunuyoruz. Bunun da sektöre önemli bir katkısı oluyor. Sektörün piramit yapısının önemine inanıyoruz ve bu yapıyı korumak için üzerimize düşeni yapıyoruz.

İthal İkamesi ile Sağlanan Katma Değer
MSI Dergisi: Bu katma değeri sayısallaştırabilir misiniz?
Öner TEKİN: Burada, kuruluşumuzdan bu yana toplam ihracatımızın yaklaşık 250 milyon dolara ulaştığını paylaşabilirim. Ancak belki daha da önemli olan bir konuya değinmek istiyorum: İthal ikamesi. İlk projemiz olan TMRK projesi için ifade etmiştim. O projeyi AYESAŞ yürütmeseydi Türkiye, bugün AYESAŞ’ın sahip olduğu teknolojileri kazanamayacağı gibi ihtiyacı karşılamak için çok daha fazla maliyete katlanacaktı. Dolayısı ile rakamsal katma değerimiz, elde ettiğimiz ciroların ve ihracat rakamlarının çok daha ötesinde. Tahminlerimize göre ihracatımızın en az iki katı kadar ithal ikamesi yaptık.

Öncü ve Örnek Olmaya Devam
MSI Dergisi: AYESAŞ bakış açısı ile sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Başka bir ifadeyle AYESAŞ, gelecekte, nasıl bir ortamda faaliyet gösterecek?
Öner TEKİN: Savunma ve havacılık sektörü, dünyada her zaman gelişmeye açık, ileriye giden bir sektör. Önemli olan, bu gelişmelere paralel olarak, bizim ne kadar geliştiğimiz. Genel olarak baktığımızda, Türk savunma ve havacılık sanayisinin verileri, gayet iyi durumda. Tabii ki üzerine koymamız gereken noktalar var. Yine de sektör, gerçekten ciddi bir ivme ile ilerliyor. AYESAŞ da böyle bir ortamda, en hızlı şekilde büyüyecek altyapıya sahip. Bu bağlamda AYESAŞ, sektörün, gelecekte de öncü ve örnek şirketlerinden biri olmaya devam edecek. AYESAŞ’ı, önümüzdeki dönemde, çok daha farklı konularda çok daha ileri teknolojiler geliştiren bir noktada göreceğiz.
Farklı bir açıdan baktığımızda, bu tabloda, sektörün sorunları yok mu? Tabii ki var. Bu sorunlar, zaman zaman AYESAŞ ölçeğindeki firmalarda da sıkıntılar yaratabiliyor. Bu sıkıntıların, tedarik makamlarınca daha katı regülasyonlarla çözülebileceğini ve bunun bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

AYESAŞ, sektörün, gelecekte de öncü ve örnek şirketlerinden biri olmaya devam edecek. AYESAŞ’ı, önümüzdeki dönemde, çok daha farklı konularda çok daha ileri teknolojiler geliştiren bir noktada göreceğiz.
MSI Dergisi: Teknoloji cephesinden baktığımızda, AYESAŞ için gelecekte hangi teknolojiler ön plana çıkacak?
Öner TEKİN: Şu anda sahip olduğumuz teknolojilerimizle çok başarılı projelere imza attık ve bu başarılar gelmeye devam edecek. Bunların dışında ise çok daha ileri teknolojiler içeren ve şu anda Türkiye’de herhangi bir üretimi yapılmayan sistemler üzerinde çalıştığımızı söyleyebilirim. Yakın zamanda üzerinde çalışmaya başladığımız somut örneklerden biri, X-Ray görüntüleme sistemleri. Şimdiye kadar yurt dışından tedarik edilen bir çözümü, özgün ve yerli olarak Türkiye’de yapıyoruz. Ve bu sistem ile; Türkiye, dünya genelinde, bu sistemleri tasarlayıp üretebilen 7 ülkeden biri olacak.
Teknoloji alanında çalışıyorsanız 3-5 yıl aynı işi yapamazsınız. Mutlaka farklı şeyleri üzerine koymalısınız. AYESAŞ, daha çok savunma ve havacılık alanında iş yapıyor gibi görünüyor; ama sivil işlere de ciddi anlamda girmeye başladı. Sağlık alanında, teknoloji ve hassasiyet gerektiren konularda üretim yapmaya başladık. Bu ve bunun gibi örnekleri, gelecekte çok daha fazla göreceksiniz.
Ekosisteme büyük önem veriyoruz. Ekosistemimizin gelişimi ile gerektiğinde bazı çalışma alanlarından çıkarak o konudaki ihtiyaçları, ekosistemimizden karşılıyoruz. Gelecekte, bu tür yeni gelişmelere de şahitlik edebiliriz.

MSI Dergisi: AYESAŞ için nasıl bir gelecek öngörünüz var?
Öner TEKİN: Son dönemde; kapasite, istihdam, ciro ve alınan siparişler gibi parametrelerde çok önemli başarılara ve kurumsal rekorlara imza attık. Bunların yapılabildiğini de gördük ve geleceğe, bu başarıların verdiği motivasyonla bakıyoruz.
Altyapımıza yaptığımız yatırımlar da büyüme hedeflerimizle ilgili olarak bizi motive ediyor. Son dönemde, makina ve test altyapımızı tamamen yeniledik. Önemli kabiliyetler kazandık. Altyapımızı, hem verimli hem maliyet-etkin hem de hızlı reaksiyon verebilir bir hale getirdik. Bunun da hem alınan siparişlere hem de ciroya etkileri olacak. Ayrıca, bu altyapının da ötesinde, ekosistemimizin kaynaklarını da sonuna kadar değerlendirebilecek bir noktadayız. Aslında kendi kapasitemizin çok üzerinde bir potansiyelimiz var. Örneğin, çok acil olarak yüksek kapasiteli elektronik kart üretimi ihtiyacımız olsa Vestel ile stratejik anlaşmamız uyarınca, onların yıllık 100 milyon elektronik kart üretme kapasitesini kullanabilecek durumdayız.
Kontrollü gelişme ve büyüme politikamıza uygun bir şekilde, yıllık belli hedeflerle yolumuza devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemdeki büyümemizin, son yıllardaki büyüme ortalamamızla uyumlu olmasını öngörüyoruz.
MSI Dergisi: Bu süreçte,AYESAŞ’ın kurumsal kültürünün nasıl bir gelişim ve değişim göstereceğini öngörüyorsunuz?
Öner TEKİN: AYESAŞ’ın kurum kültürü ile ilgili en beğendiğim noktalardan biri, aslında değişimin, bu kurum kültürünün çekirdeğinde yer alması. Baktığımızda, son dönemdeki büyümemizi de bu sayede yakaladık. İşlerimize ve müşterilerimize bakış açımızda bazı değişikliklere gitmemiz, ürünlerimizi daha hızlı çıkartmamız gerekiyordu ve bunu da gerekli dönüşümü, kısa sürede gerçekleştirerek başardık. Dolayısı ile değişim, zaten bizim DNA’mızda var ve gelecekte, AYESAŞ’ı daha da ileri götürecek dönüşümleri, rahatlıkla gerçekleştirebileceğimizden eminim.

MSI Dergisi: AYESAŞ’ın 40’ıncı yıldönümü için bugünden bırakmak istediğiniz bir mesaj var mı?
Öner TEKİN: Kesinlikle var. Sabırsızlıkla bekliyoruz! 40’ıncı yılımızda, bugün yaptığımız keyifli sohbetten çok daha keyifli bir sohbet yapacağımızı; hem ülkem hem çalışanlarım adına büyük bir güvenle söyleyebiliyorum.
AYESAŞ olarak bugün geldiğimiz noktada, sektörümüzde kilometre taşları niteliğindeki önemli projelere imza atmış, 30’ncu yılını devirmiş bir kuruluş olarak, 40’ncı yılımıza yüzümüzü çevirdiğimiz bugünlerde vurgulamak istediğim şeylerden biri de sürekli gelişim ve değişimle ilerleyerek, yolumuza hiç durmadan devam edeceğimize ve ülkemize önemli nice katkılar sağlamaya devam edeceğimize dair inancımın tam olduğudur.
AYESAŞ da güzel ülkemiz de güzel insanlarımızla çok daha iyi yerlere gelecek. Buna inanıyorum.
MSI Dergisi: Eklemek istediğiniz başka bir konu ya da konular var mı?
Öner TEKİN: AYESAŞ 40’ıncı yılına yaklaşırken geçtiğimiz Kasım ayında 200’üncü sayısını çıkaran MSI Dergisi’nin de 300’üncü sayısını göreceğiz. 300’üncü sayınıza giden yolculuğunuzda, sizlere de başarılar diliyorum.
AYESAŞ Genel Müdürü Öner Tekin’e, zaman ayırıp sorularımızı cevaplandırdığı ve verdiği bilgiler için, okuyucularımız adına teşekkür ediyoruz.