Alper ÇALIK / a.calik@savunmahaber.com
S-400 hava ve füze savunma sisteminin tedariki sonrası Türkiye’ye uygulanacak yaptırımlarla ilgili ABD tarafından açıklanan kararlar, Aralık ayında, savunma ve havacılık sanayisinin gündemine oturdu. Odağına Savunma Sanayii Başkanlığını (SSB) alarak pek çok kısıtlamayı beraberinde getiren yaptırımlara yönelik olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir tarafından verilen cevaplar ise gecikmedi.
14 Aralık’ta duyurulan söz konusu yaptırımlar, ABD tarafından, 2017 yılında çıkarılan CAATSA’nın (Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act / ABD’nin Hasımları ile Yaptırımlar Yolu ile Mücadele Kanunu) 231’inci maddesi uyarınca uygulamaya konuldu. ABD tarafından yapılan açıklamalarda; SSB’nin, Rusya’nın savunma ihracatı faaliyetlerini yürüten kurumu Rosoboronexport’tan S-400 sistemlerini tedarik etmesi nedeniyle yaptırımların hayata geçirildiği ifade edildi.
CAATSA uyarınca alınan kararlar, aşağıdaki kurum ve isimler hakkında uygulanacak yaptırımları kapsıyor:
- Savunma Sanayii Başkanlığı
- Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir
- Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Yiğit
- SSB Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanı Serhat Gençoğlu
- SSB Bölge Hava Savunma Sistemleri Müdürü Mustafa Alper Deniz

Bu yaptırımlar arasında, ilgili kurum ve kişilerin, ABD ile yürütecekleri her türlü ticaretin engellenmesi ve ABD’deki mal varlıklarının dondurulması; ayrıca ilgili kişilerin, mevcut vizelerinin iptal edilerek ABD’ye seyahatlerinin yasaklanması gibi uygulamalar bulunuyor.
Her ne kadar ABD tarafından yapılan açıklamalarda, söz konusu yaptırımların, Türkiye’nin askeri kabiliyetlerini ya da harbe hazırlık seviyesini zafiyete uğratmayı amaçlamadığı ifade edilse de sektörün aklında pek çok soru işareti oluştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Sorular
Yaptırım kararlarıyla ile ilgili önemli açıklamalardan ilki, 16 Aralık’ta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, hedeflerine yaklaştıkça istiklaline, istikbaline ve egemenliğine sahip çıktıkça, maruz kaldığı saldırıların çapının da arttığına işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Ülkemizle meşru rekabet zemininde mücadele edemeyenler, tek taraflı yaptırım tehditleriyle bizi yolumuzdan çevirmeye çalışıyor. Geçtiğimiz haftalarda gündemimizde Avrupa Birliği’nin yaptırım tehditleri vardı, dün de bir süredir gündemde olan Amerika Birleşik Devletleri yaptırımları açıklandı. Çok net ifade ediyorum: Bakınız, 2017’den bu yana CAATSA konusunda hiçbir ülkeye Türkiye’den başka bu yaptırım, yani bu CAATSA uygulanmamıştır. İlk defa bir NATO üyesi olarak ülkemize uygulanmaktadır. Bu nasıl bir ittifaktır? Bu nasıl bir müttefikliktir? Bu karar ülkemizin egemenlik haklarına yönelik aleni bir saldırıdır.”
S-400 Sadece Bahane
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin kararına gerekçe olarak gösterdiği; Türkiye’nin, Rusya’dan S-400 sistemi alımının nedenlerini anlatarak, “Asıl amaç ülkemizin savunma sanayisinde son dönemde başlattığı atılımların önünü keserek yeniden bizi mutlak olarak kendilerine bağımlı hâle getirmektir. Üstelik bunu kendi yayınladıkları raporlarda alenen belirtiyorlar. Biz en başından beri muhataplarımızın karşısına S-400 konusunda endişeniz varsa gelin teknik çalışma grubu kuralım, sorunu diyalog ve diplomasi yoluyla çözelim teklifiyle gittik. Fakat belli ki maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir. Şayet S-400 konusu olmasaydı başka bir gerekçeyle benzer yollara başvurulacağı anlaşılıyor.” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan SSB’ye Destek
Cumhurbaşkanı, savunma sanayisini her bakımdan bağımsız hâle getirmek için dünkünün iki kat fazlasıyla çalışacaklarını belirterek, “Savunma Sanayii Başkanlığımızın projelerini hızlandıracağız, savunma sanayi firmalarımıza daha çok destek olacağız. Tıpkı daha evvel yaptırım kararı alınan bakanlarımıza yaptığımız gibi Savunma Sanayi Başkanımız İsmail Demir’e ve ekibine daha çok sahip çıkacağız.” şeklinde konuştu.

Aynısı 1974 Kıbrıs Harekâtı’nda da Yaşandı
Türkiye’nin, 1974 Kıbrıs Harekâtı’ndan sonra da yaptırıma tabi tutulduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bugünkü yaptırım kararıyla da her alanda küresel liderlik seviyesine çıkacak bir savunma sanayisi inşa etme yolunda adımlarımızı hızlandıracağız. Hükûmetlerimiz döneminde savunma sanayimize verdiğimiz önemin sebebi tam da böyle durumlarda ülkemizin ayakta kalmasını sağlamaktır. Terörle mücadelemizi, sınır ötesi harekâtlarımızı, savunma sanayi ürünleri ihracatımızı, yüksek teknolojiye dayalı her türlü araç ve gerecin tasarımını, yazılımını, üretimini kararlılıkla devam ettireceğiz. Hamdolsun, Türkiye artık bu tür yaptırımlarla kilitlenip kalma noktasını çoktan geride bırakmıştır. Elbette sıkıntılar olacaktır, ama her sıkıntı, bize beraberinde çözümü için bir kapı da aralayacaktır. Bir kez daha bu şarkı burada bitmez diyoruz. Bir kez daha durmak yok, yola devam diyoruz. Bir kez daha, ‘Sen Türkiye’sin, büyük düşün!’ diyoruz.”

Yaptırımlar, Dört Kişi ve Bir Kurumun Haricinde Sektörü Etkilemeyecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir de 17 Aralık’ta konuk olarak katıldığı ve canlı olarak yayınlanan bir programda, CAATSA ile ilgili soruları yanıtladı. Prof. Dr. Demir, konuşmasında pek çok kez, ABD’nin yaptırım kararlarının hedefinin; SSB, kendisi ve üç çalışma arkadaşı olduğunu ve sektör firmalarının bu yaptırımlardan etkilenmeyeceğinin altını çizdi.
Başkan Demir, yaptırımlar ile ilgili şunları söyledi: “İfadede, açıklamada, bu yaptırımın amacının, genelde Türkiye’nin savunma sistemine ve sanayisine zarar vermek olmadığı belirtiliyor. Yine kanun gereği alınan bir karar. Karar da özellikle SSB’ye, bana ve 3 arkadaşıma yönelik. Ben şahsıma böyle bir yaptırım yapılacağını bekliyordum; ama doğrusu, bu süreçte çalışma yapan diğer arkadaşlarımı kapsayacağını düşünmüyordum. Herhalde bu meşhur 12’inci madde kapsamını da genişleterek bunu da oraya koymuşlar diye düşünüyorum.”
Prof. Dr. Demir, yaptırımların, sektördeki firmalara herhangi bir etkisinin olup olmayacağına yönelik olarak sorulan soruya, “Şu anda yapılan açıklama, olmayacağını gösteriyor.” şeklinde cevap vererek şunları ekledi: “Özellikle dört kişi ve bir kuruma yönelik olduğu için bunun dışındaki diğer kurum, kuruluş, şirket ve kişiler, bunun muhatabı değil. Şu anda çerçevesi çizilmiş bir yaptırım var ve bu çerçevenin de nelere dokunacağını net olarak biliyoruz.”

Patriot Tedariki ve ABD’nin Koyduğu Şartlar
Başkan Demir, yaptırım konusunun bir başka boyutu olan MIM-104 Patriot hava savunma füze sisteminin ABD’den tedariki konusunda yaşanan sıkıntılara da değindi: “Patriot sistemi ile ilgili, bizim istediğimiz şartlarda bir tedarik [imkanı] olmadı. Bir şeyi karşı tarafın empoze ettiği şartlarda almanız gibi bir şey söz konusu değil… Bir şey aldığınızı düşünün. Satıcının ortaya koyduğu bütün şartları aynen kabul etmek zorunda mısınız? Yapar mısınız böyle bir şey? Adam size bir fiyat verdi ve belirli şartlar koştu. Alternatifler de var. Siz diyorsunuz ki bu şartlarda değil de bu şartlarda almak istiyorum. Yok diyor, ‘Ya bunu alırsın ya da hiç alamazsın.’ Şimdi bu kabul edilebilir bir tutum mu? Birilerini küstürmemek adına, şartlar ne olursa olsun bunu alın gibi bir yaklaşımın kabul edilebilir olduğunu düşünmüyorum.”

Prof. Dr. Demir, F-35 ve S-400 sisteminin bir arada bulunmasının yaratacağı sıkıntıları teknik açıdan incelemek adına çeşitli çalışmalar yürütmek istediklerini; ancak ABD’nin buna da yanaşmadığını belirtti: “Türkiye, ABD’nin işine gelmeyecek her adımında, bir şekilde tehdide maruz kalacak. Bu tehdit için de elinde bir koz olacak. Koz neydi? F-35 kullanıldı. Patriot olsaydı, koz olarak kullanılamayacak mıydı? Kesinlikle kullanılacaktı. Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler, S-400 olmasaydı başka bir bahane bulunacaktı. Bu, devletimizin en üst seviyesinde inanılan ve ifade edilen bir şey. Bunu nereden çıkartıyoruz? F-35 konusunda da ‘Gelin, teknik argümanlar varsa bakalım. F-35 ve S-400’ün bir arada bulunması ile ilgili sorunlardan bahsediyorsunuz, bunları konuşalım.’ dediğimizde, asla ve katiyen kimse bu konuyu konuşmaya yanaşmadı.”
Başkan Demir, son olarak, konuyu “Türkiye’ye yaptırım uygulandı.” şeklinde ifade etmek yerine, Türkiye’nin uluslararası ortamdaki imajının zedelenmemesi adına, “Bir kuruma ve dört kişiye yaptırım uygulandı.” şeklinde ifade edilmesinin daha doğru olacağının altını çizdi.
CAATSA Nedir?
ABD tarafından 2017 yılında çıkarılan bu kanun, ABD’nin hasım olarak tanımladığı ülkelerle yaptırımlar yolu ile nasıl mücadele edileceğini konu alıyor. Kanunun en çok odaklandığı konulardan biri de Rusya Federasyonu ile istihbarat ya da savunma sektörleri konusunda alışveriş yapan taraflara uygulanacak yaptırımlar.