Ümit BAYRAKTAR / ubayraktar@savunmahaber.com
HAVELSAN, Temmuz ayında kuruluşunun 40. yıl dönümünü kutlamaya hazırlanıyor. Bu önemli kilometre taşının öncesinde, HAVELSAN’ın 2021 faaliyetlerini, yeni çalışma alanlarını ve ekosistemiyle ilgili güncel durumu, HAVELSAN Genel Müdürü Dr. Mehmet Akif Nacar’dan dinledik.
MSI Dergisi: HAVELSAN, kuruluşunun 40. yıl dönümünü kutlamaya hazırlanıyor. Bu önemli kilometre taşının öncesinde, HAVELSAN’ın geride bıraktığı 2021 yılına ilişkin değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Dr. Mehmet Akif NACAR: Sizin de belirttiğiniz üzere bu yıl HAVELSAN’ın 40. yılını kutlayacağız. Geride bıraktığımız tüm yıllar gibi 2022’yi de başarılarımızı taçlandırdığımız bir yıl olarak hatırlamak istiyoruz. Aslında, son yıllarda yaptığımız işlerle bu başarıların sinyallerini fazlasıyla alıyoruz.
HAVELSAN olarak 2021 yılında mevcut projelerimizin yanı sıra odağımızı; robotik, otonom, gerçek zamanlı işletim sistemi ve platform yönetim sistemleri gibi yeni faaliyet alanlarına da çevirmiştik. Çok iyi yetişmiş insan kaynağımız ve geliştirdiğimiz proje, ürün ve çözümlerden gelen büyük deneyimle bu 4 yeni alanda da çok hızlı gelişme gösterdik. 2021 yılı içinde oldukça başarılı işlere imza attığımız bu alanlarda, 40. yılımız olan 2022 yılında daha iyi işlere imza atmayı hedefliyoruz.

Mevcut projelerimize baktığımızda ise şunları söyleyebilirim: Komuta kontrol ve savaş yönetim teknolojileri alanına baktığımızda, Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız (Dz.K.K.lığı) için, onlarla birlikte geliştirdiğimiz ADVENT Savaş Yönetim Sistemi’ni (SYS), son 2 yılda, 3 ayrı dost ve müttefik ülkeye ihraç ettik.
REİS sınıfı denizaltılarımızdan 4. ve 5. geminin komuta kontrol sistemini ve 6. geminin Denizaltı Bilgi Dağıtım Sistemlerini (DBDS), tüm donanım ve yazılım testlerini tamamlayarak geçtiğimiz yıl teslim ettik. Ayrıca, DBDS ürünümüzü, yarı ömür modernizasyonu kapsamında modernize edilen ilk PREVEZE sınıfı denizaltımızın hizmetine de verdik.
Farklı büyüklükteki gemilerin teknik ihtiyaçlarına uygun olarak ve maliyet-etkin biçimde üretilen ve şimdiye kadar platformlarda yüzde 99,9 kullanılabilirlik performansıyla 7/24 esasına göre çalışan Platform Veri Dağıtım Sistemi ailesinin GVDS-Mini ürününü, Kılıç-I sınıfı hücumbotumuza entegre ettik. İstanbul Tersanesi Komutanlığımızda gerçekleştirdiğimiz entegrasyon faaliyeti sırasında, birçok alt sisteme entegre yabancı veri dağıtım sistemini çıkararak -bir tür açık kalp ameliyatı yaparak- GVDS-Mini’yi kullanıma aldık ve sistemi, çalışır şekilde teslim ettik.

STM ana yükleniciliğinde modernize edilen Pakistan AGOSTA sınıfı denizaltılara sağladığımız ve SYS, Sonar Sistemleri ve Torpido Atış Kontrol Sistemimizden oluşan SEDA Entegre Sualtı Komuta Kontrol Sistemimiz, ilk denizaltıda hizmete girdi.
ADVENT SYS’nin denizaltıda kullanılan adı ile ADVENT MÜREN’in ilk sualtı uygulamasını, PREVEZE sınıfı denizaltıların yarı ömür modernizasyonu kapsamında AKOS projesi ile gerçekleştirdik ve sistem hizmete girdi.
ADVENT SYS’nin hava platformlarına yönelik sürümü ADVENT MARTI ürünümüz de bir P-235 platformunda ilk örnek uygulama olarak yerini aldı. ADVENT SYS ailesi; ADVENT KALYON olarak suüstü platformlarında, ADVENT MARTI olarak hava platformlarında, ADVENT MÜREN olarak sualtı platformlarında yerlerini almaya devam edecek.
Dz.K.K.lığı ihtiyaçları için tanımlanan ORSA projesi kapsamında; farklı seviyelerdeki planlama, karar verme, icra ve kontrol fonksiyonlarının hızlı, doğru ve emniyetli şekilde gerçekleştirileceği; birimler arası veri akışı ile organizasyonda üretilen bilginin bütünleştirileceği ve iş süreçleriyle uyumlu bir sistemi geliştirme çalışmalarına başladık.
Türk boğazlarındaki gemi trafiği, artık HAVELSAN VTS sistemi ile kontrol ediliyor. Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Projesi’nde, donanım ve yazılım olarak tüm resmi testleri 2021 yılı içinde başarıyla bitirdik.
Güvenlik sistemleri çözümleri anlamında da önemli işlere imza attık. Geliştirdiğimiz “Parmak İzi Tanımlama Sistemi” ile Türkiye, dünyada kendi imkânlarıyla biyometrik veri sistemi geliştiren 7. ülke olma başarısını elde etti. IoT platformu ve görüntü yönetim sistemlerine yönelik yazılımlar geliştirerek kritik tesis güvenliği, sınır güvenliği, kent güvenliği alanlarında merkezi, kolay izlenebilir ve yönetilebilir çözümleri hayata geçirdik.
Dijital dönüşüm çözümleri kapsamında, büyük e-Devlet projelerine imza attık; geliştirdiğimiz sistemleri başarıyla hayata geçirdik ve tüm ülkede yaygınlaştırdık. Altyapı sistem çözümleri kapsamında kurum süreçlerinin daha etkin, kaliteli, izlenebilir, kesintisiz ve güvenli olarak yönetilmesi amacıyla üretilen yerli ve milli çözümleri hayata geçirdik.
KOVAN’ı, kamu kurumlarında artan kurumsal kaynak yönetimi ihtiyacına çözüm olarak, yerli ve milli bir ürün olarak geliştirdik. KOVAN; kurum içi ve kurumlar arası iş süreçlerinin yönetimi ve iyileştirilmesi için yapay zekâ, makine öğrenmesi, derin öğrenme, blokzincir, büyük veri, nesnelerin interneti gibi teknolojilerle destekleniyor.
2021 yılında, Bilişim Vadisi TEKNOKENT ofisini de açarak Ar-Ge faaliyetlerimizi büyüttük. Ar-Ge merkezleri ve TEKNOKENT ofislerimizde, toplam 15 bin 265 metrekare alanda, 37’si doktoralı olmak üzere 1.333 Ar-Ge personelimiz, 80’in üzerinde Ar-Ge projesi yürütüyor. Bu merkezler içerisinde; test/ entegrasyon ve mekanik/elektronik geliştirme faaliyetlerine ayrılan 1.776 metrekarelik laboratuvar alanımız da mevcut.

Başarılı Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının sonuçları, kurumsal Ar-Ge değerlerimize de yansıyor. 2012 yılında ciromuzun yüzde 3’ünü oluşturan Ar-Ge harcamalarımız, son yıllarda ciromuzun yüzde 7’sine ulaştı; Ar-Ge personel sayımız ise son 3 yılda yüzde 7 arttı. 2021 yılında, 440 milyon lirayı aşan yatırım yaparak, HAVELSAN tarihinin en büyük Ar-Ge harcamasına ulaştık. Önümüzdeki yıllarda bu harcamalarımız artarak devam edecek. 2021 yılında artan öz kaynaklı Ar-Ge harcamalarımız da toplam Ar-Ge harcamasının yüzde 29’unu oluşturdu. Bu oranın, son 5 yıl öncesi ile kıyasla yüzde 5 arttığını görüyoruz. Yine 2021 yılında, 26 patent başvurusu yaptık ve 10 patentimiz de tescil edildi.
Ar-Ge ve inovasyon alanlarına yapılan bu yatırımların sonucu olarak da şirketimiz, son 2 yılda üst üste iki kez TİM İnovaLİG’de, “İnovasyon Kaynakları” alanında şampiyon oldu.
HAVELSAN Bir Dünya Markası
MSI Dergisi: HAVELSAN’ın kuruluşunun 40 yılını geride bırakacak olmasına ilişkin değerlendirmelerinizi paylaşır mısınız? Sizce HAVELSAN açısından, bu 40 yılın en önemli gelişmeleri neler oldu?
Dr. Mehmet Akif NACAR: HAVELSAN, Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında ülkemize uygulanan silah ambargolarının ardından kurulan Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) şirketlerimizden bir tanesi. 1982 yılında kuruldu ve bu yıl 40’ıncı yılını kutluyor. Geride kalan dönem içinde, özellikle yazılım alanında ülkemizin teknolojik gelişimine ve dijital dönüşümüne büyük bir katkı sağladık. Türkiye’nin marka değeri en yüksek şirketlerinden biri haline geldik. Askeri alanda Türk Silahlı Kuvvetlerimize geliştirdiğimiz çözümlerin yanı sıra sivil alanda da pek çok başarılı projeye imza attık. Bu projelerimiz bize, Kore Cumhuriyeti’nden Pakistan’a, dünyanın farklı coğrafyalarına ihracat yapma kabiliyetini de kazandırdı. Her geçen gün büyüyen ve ülkemizin büyümesine katkı sağlayan bir şirket olarak, katkılarımızı sadece teknoloji geliştirerek ve ekonomik katma değer yaratarak değil, bilimsel altyapı bakımından iyi eğitilmiş genç beyinleri ülkemize kazandırarak da gerçekleştiriyoruz. Bu bakımdan 40 yıllık birikimiyle HAVELSAN adeta bir okul gibidir.
Proje bazlı bakıldığında, HAVELSAN’ın bu 40 yılına sığan ve önemli gelişmeler olarak öne çıkan işlerimiz var. Bunların belki de en başında, Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemi, yani HvBS gelir. Bunun yanı sıra simülasyon teknolojilerinde gösterdiği başarı ve atılım, HAVELSAN’ı, bu alanda bir dünya markası olma yolunda çok önemli bir noktaya taşıdı. Tabii en önemli gelişim alanlarımızdan biri de Dz.K.K.lığı için Araştırma Merkez Komutanlığı (ARMERKOM) ile yaptığımız çalışmalar sonucunda ortaya çıkan komuta kontrol ve savaş yönetim sistemlerimiz ve bilgi dağıtım sistemlerimiz oldu. HAVELSAN, bu alanda da tıpkı simülasyon teknolojilerinde olduğu gibi şu an bir dünya markasıdır.
Ülkemizin e-Devlet dönüşümü ya da dijital dönüşümü sürecinde de HAVELSAN’ın çok önemli bir rolü oldu ve olmaya da devam ediyor. Bu da HAVELSAN açısından kritik dönüm noktalarından biri kabul edilebilir. 2000’li yıllarda geliştirilen UYAP, TAKBİS, SEÇSİS gibi sistemlere ek olarak son dönemde geliştirdiğimiz parmak izi tanımlama sistemi, kent güvenlik yönetim sistemi ve tabii en önemlisi Yeni Nesil İş Yönetim Sistemi HAVELSAN KOVAN da bu dönüşüm süreçlerine HAVELSAN’ın en önemli katkılarıdır.
Ayrıca son dönemde girdiğimiz robotik ve otonom teknoloji alanı ile üzerinde başarılı çalışmalar yaptığımız sürü algoritmaları, bunun yanı sıra yapay zekâ uygulamalarını kullanarak geliştirmeye devam ettiğimiz yeni nesil teknolojiler, HAVELSAN’ın gelecek 40 yıllar için ülkemize kazandıracağı değerler olacaktır.

Ancak özellikle belirtmem gerekir ki; HAVELSAN’ın bu 40 yıllık birikimiyle ülkemize en büyük katkısı, yetiştirdiği yüksek nitelikli insan gücüdür.
Karşı Karşıya Değil, Yan Yana Rekabet
MSI Dergisi: HAVELSAN’ın üzerinde çalıştığı; büyük veri, yapay zekâ, robotik, otonomi, arttırılmış gerçeklik, yeni nesil haberleşme ve güvenli mobil iletişim gibi konular, hem dünya genelinde yoğun rekabetin olduğu hem de KOBİ’lerin de fark yaratabildiği konular. Bu şartlarda HAVELSAN, Ar-Ge ve yenilik alanında neleri daha iyi yapabiliyor ve rekabetin önüne nasıl geçmeyi hedefliyor?
Dr. Mehmet Akif NACAR: HAVELSAN, pek çok farklı teknoloji alanında küresel rekabete ayak uydurmak ve lider olabilmek için teknoloji yol haritalarını her sene güncelliyor. Bu sayede hem çok hızlı gelişen teknolojilere uyum sağlanabiliyor hem de teknoloji gereksinimleri belirlenerek yıllık bütçe planlaması yapılabiliyor. Teknoloji Yol Haritası’nda yer verilen Ar-Ge, İnovasyon ve Ürün Geliştirme önerileri, şirketimizin orta düzey teknik, finans, pazarlama ve iş geliştirme bölümlerinin yöneticilerinden oluşan Teknoloji Yönetim Kurulu’nda detaylı olarak değerlendirilerek işleme alınıyor ve tamamlandığında da Varlık Envanteri’ne aktarılıyor.
Öte yandan ulusal destek çağrıları yanında uluslararası destek çağrılarına da azami ölçüde başvurmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl, ilk H2020 projesi ve ilk H2020 koordinatörlük projesi ile ilk Katar 2+2 (QNRF ve TÜBİTAK) destekli Ar-Ge projelerimizi aldık. Bu başarılarımızdan sonra, yakın zamanda bir Avrupa Birliği projesi başvurumuzda da eşik üstü puan almayı başardık. Bu arada, büyük sanayi kuruluşlarına açık olan ulusal çağrılardan da TÜBİTAK “Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri için KOBİ Destekleme” ve “Patent Tabanlı Teknoloji Transferi Destekleme” programlarıyla HAMLE ve TÜBİTAK 1505 programlarına, ekosistem firmalarımız ve üniversitelerle birlikte başvuru yapma çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.

Günümüz çalışma ve rekabet ortamında, bir firmanın yurt içi ve yurt dışında başarılı olması ve dolayısıyla bilinirliğini arttırması, hiç şüphesiz o firmanın markalaşmasına bağlıdır. Markalaşma da bir şirketin pazarda ön plana çıkardığı ürünleri sayesinde oluşur. HAVELSAN, BARKAN ve BAHA gibi platformlarla ürünleşme kültürü kazanarak yeni bir yönetim anlayışını benimsemiş oldu.
Büyük veri, yapay zekâ, robotik, otonomi gibi tüm dünyada yoğun olarak çalışılan ve start-up’ların kısa sürede fark yaratabildiği gelişen teknolojiler konusunda ise HAVELSAN olarak; girişimci ekosistemini rekabette karşısına değil yanına alan, kolektif bir inovasyon yaklaşımı benimsiyoruz. Dünyada son 10 yıldır gündemde olan ve sektör lideri firmalar için artık vazgeçilmez hale gelmiş olan bu açık inovasyon yaklaşımı, ülkemizde de yeni yeni uygulanmaya başlandı. HAVELSAN, 2017 yılında açtığı Yıldız Açık İnovasyon Merkezi ile açık inovasyonun Türkiye’de öncülüğünü üstlenerek bu paradigma değişikliğini Türk savunma ve havacılık sanayisine taşımayı başardı ve sektörün ve ekosisteminin bir arada güçlenmesinin önünü açtı. Yıldız Açık İnovasyon Merkezi’nde düzenlenen JET Girişimci Hızlandırma Programlarında, TSKGV’ye bağlı ortaklıklar, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve sektörel kümelenmeler ile sektöre giriş yapmak isteyen girişimciler bir arada çalışıyor ve 2-3 aylık bu programların sonunda girişimci firmalar, birkaç yılda edinecekleri deneyimi edinerek pazara yüksek bir ivme ile giriş yapabiliyor. Bu programlarda desteklenen girişimciler, HAVELSAN için öncelikli iş ortakları olarak değerlendiriliyor. Böylelikle start-up’ların çevikliği ve yenilikçi yapısını, HAVELSAN’ın istikrarlı ve kurumsal yapısıyla bir araya getiriyoruz ve şirketimizin rekabetçi gücünü artırıyoruz.
Gündemde Markalaşma Var
MSI Dergisi: HAVELSAN, son dönemde; komuta kontrol, yapay zekâ, görüntü işleme gibi teknolojilerini uyarladığı BARKAN gibi platformlarla gündeme geliyor. Bu durumun bir değişime işaret ettiğini söyleyebilir miyiz? HAVELSAN’ın, platformlara yönelik nasıl bir gündemi var?
Dr. Mehmet Akif NACAR: Otonom sistemler ve insansız kara ve hava araçlarında yaptığımız açılım kapsamında konsept ve tasarım çalışmalarımızı tamamladık. 2021 yılı içinde, tekil ve sürü/takım halinde görev yapan insansız sistemler geliştirdik.
HAVELSAN olarak, modern harp sahasının ihtiyaçlarına cevaben 1. Seviye Orta Sınıf İnsansız Kara Aracı BARKAN ve Bulut Altı Hava Aracı BAHA’yı tasarlayıp ürettik. BARKAN ve BAHA; operasyon başarısının arttırılması, kayıpların önlenmesi ve operasyon maliyetlerinin düşürülmesi başta olmak üzere birçok başlıkta saha personelinin önemli yardımcıları olarak konumlanıyor ve yüksek teknolojik sensör sistemleri sayesinde dijital savaş alanlarının gereksinimlerini karşılıyor. BARKAN ve BAHA, sürü alt yapısı sayesinde farklı insanlı ya da insansız kara ve hava araçlarıyla tek bir merkezden müşterek operasyonlar da gerçekleştirebiliyor.
Öte yandan BARKAN ve BAHA’nın ürünleşmesi için de ilk adımları atmış bulunuyoruz. Günümüz çalışma ve rekabet ortamında, bir firmanın yurt içi ve yurt dışında başarılı olması ve dolayısıyla bilinirliğini arttırması, hiç şüphesiz o firmanın markalaşmasına bağlıdır. Markalaşma da bir şirketin pazarda ön plana çıkardığı ürünleri sayesinde oluşur. Şirketimiz de bu platformlarla ürünleşme kültürü kazanarak yeni bir yönetim anlayışını benimsemiş oldu.

Diğer Sektörler de Kapsamda
MSI Dergisi: HAVELSAN’ın faaliyet alanları, başta bilişim olmak üzere aynı zamanda savunma ve havacılık dışındaki sektörlere de hitap ediyor. Savunma ve havacılık dışındaki sektörlerle ilgili çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Dr. Mehmet Akif NACAR: Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer (KBRN) tehditlere karşı çözümler, ülkemiz için stratejik bir yatırım alanı ve bu alanda, Türkiye’de uçtan uca entegre bir KBRN yazılım / donanım çözümünü veren tek firmayız. KBRN Bilgi Yönetim Sistemimiz ile KBRN-MENTOR, KBRN-HABER ve KBRN-Köprü gibi muhtelif yazılım ve donanım çözümlerimizi hazır hale getirdik. Bu yatırımlar, aslında her ülkede sadece bir iki firmanın -ki bunlara mutlaka devlet desteği veriliyor- uğraştığı bir alandır. Artık olgun hale gelmiş bu ürünümüzü, öncelikle kendi devletimizin hizmetine verebilmek için Milli Savunma Bakanlığı ve SSB’yle görüşmelerimiz devam ediyor. Halen dünyadaki sıcak gündem, bizim bu konuda ne kadar öngörülü hareket ettiğimizi gösteriyor. Çünkü KBRN teknolojisi ile ilgili çözümleri ihtiyaç halinde ithal etmek mümkün olmayacağı gibi, mümkün olsa bile bu çözümleri hem gereken zamanda ithal etmemiz hem de bu çözümlerin gerektireceği sistemleri kullanmak üzere personelin eğitimini tamamlamamız imkânsızlaşacaktır.
Bu soru kapsamında, HAVELSAN KOVAN’a da ayrı bir parantez açmak isterim. HAVELSAN KOVAN; kamu kurumları, askeri kurumlar ve özel sektör için geliştirilen ve kurum içi iş süreçlerinin bütünleşik bir sistem altında güvenilir, kolay ve izlenebilir olarak sağlandığı “Yeni Nesil İş Yönetim Sistemi”dir. Değişen ihtiyaç ve tehditler karşısında HAVELSAN KOVAN, insan kaynakları, finans ve lojistik gibi kurumsal kaynak yönetimi işlevlerini sağlayan, görev kritik ve bütünleşik bir bilişim platformudur.

HAVELSAN ile iş birliği yapmak isteyen firmalarımızın, veri tabanımızda istenilen bilgileri olabildiğince detaylı paylaşması önem arz ediyor. Çekirdek teknolojilerimize kaynak olabilecek ürün ve hizmet bilgilerini dinamik bir şekilde değerlendirerek yerli ürün portföyümüzün genişletmek, bunları projelerimizde kullanmak ve ürün ticarileştirme stratejilerimizle yurt içi ve yurt dışı pazarda satış yapmak hedefleriyle çalışıyoruz.
Yine burada, yerli parmak izi tanımlama sistemimize özellikle değinmek isterim. İçişleri Bakanlığımızın destekleri ile yerli ve milli tüm güncel biyometrik tanıma teknolojilerini içeren merkezi bir Ulusal Biyometrik Veri Yönetim Sistemi’nin geliştirilmesi amacıyla Ar-Ge çalışmaları, HAVELSAN mühendisliğiyle başlatılan proje kapsamında gerçekleştirildi. İlk fazda temiz parmak izleri ile çalışan parmak izi tanıma ürününü geliştirdik. Hâlihazırda bu sistemimiz tüm Türkiye’de kullanımda. İkinci fazda ise yerli ve milli olarak olay yeri parmak ve avuç izleriyle çalışan iz tanıma ürününü geliştireceğiz. Devam eden süreçte; yüz, iris, retina, ses gibi diğer biyometrik veri tanıma teknolojilerinde de yerli ve milli ürünlerin geliştirilmesini hedefliyoruz.
Savunma ve havacılık dışındaki diğer bazı önemli işlerimizden bahsetmem gerekirse şunları söyleyebilirim:
EVRAKA ürünümüz; kurumların iç yönergelere ve yönetmeliklere uygun olarak belge üretmesini ve belgelerin üretiminden tasfiyesine kadar tüm süreçlerini yönetmesini sağlıyor. EVRAKA; web tabanlı ve kolay konfigüre edilebilir, elektronik ve mobil imza destekli bir belge ve doküman yönetim sistemi.
Petrol ve Doğalgaz Boru Hattı Güvenliği hizmetimizle tesislerimizi terör, sabotaj ve yetkisiz tehditlerden koruyoruz.
Liman Merkezi Yönetim Sistemi (MYS) bütünleşik yönetim sistemimiz ile kurumlarda bulunan GNU/Linux sistemlerinin güncellenmesini, paket yönetiminin sağlanmasını ve çeşitli ayarlarının uzaktan, güvenli ve kararlı şekilde yapılmasını sağlıyoruz. Bu bakımdan Liman MYS, kurumsal sistemlerde yönetilmesi istenen sunucuların sisteme eklenip eklentilerle genişletilebildiği bir altyapı sunuyor. Liman MYS’nin temelinde, MIT (Massachusetts Institute of Technology) lisanslı açık kaynak kodu kullanarak HAVELSAN tarafından geliştirilen Liman Çekirdek yazılımı bulunuyor.
Kurumsal yazılımlar için HAN platformunu; kurumsal yazılım yapı taşlarının her proje için ayrı geliştirme yapılmasına ihtiyaç duyulmadan hazır olarak sunulması, projeler arasında kod yeniden kullanımının ve standardizasyonun arttırılması ve maliyetlerin düşürülmesi için geliştirdik.

HAVELSAN Nesnelerin İnterneti Platformu’nu ise HAVELSAN’ın her türlü akıllı IoT cihazlardan veri toplayıp, bunları analiz ederek, sonuçların görsel olarak gerçek zamanlı bir şekilde kullanıcılara sunulduğu bulut tabanlı merkezi IoT çözümü olarak geliştirdik.
MSI Dergisi: HAVELSAN, iş ekosistemine önem veren firmalar arasında yer alıyor. İş ekosisteminizin mevcut durumunu sizden dinleyebilir miyiz? İş ekosisteminize girmek isteyen firmalara yönelik bir mesaj da vermek ister misiniz?
Dr. Mehmet Akif NACAR: Milli teknoloji ürünlerimizin geliştirilmesinde sektörde rol alan büyük-küçük bütün dinamiklerin uzmanlaşmış bilgi birikimlerinin, nitelikli kaynakların ve kabiliyetlerin bir araya getirildiği iş ekosistemimiz, oldukça güçlü bir veri bilgi tabanı haline geldi. Veri tabanımızın büyüklüğü, SSB’nin uhdesinde yürütülen Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme Programı (EYDEP) değerlendirmelerinde tespit ettiğimiz ve faaliyet alanlarımızla eşleşen firmaların da katılımıyla toplamda 700 firmaya ulaştı. Bu kapsamda 252 firmamızın 679 özgün ürününü, projelerimizdeki ürün/hizmet alımlarında değerlendirmek üzere kataloglandırmış durumdayız. Ayrıca iş ekosistemi veri tabanımızda yer alan firma kabiliyet bilgilerini, ülkemizdeki firmaların yetenek haritasını ve kabiliyet matrisini tek bir çatı altında toplayan YETEN (Yetenek Envanteri) portaliyle birlikte kullanıyoruz ve firmalarımızın projelerimizde değerlendirilmesine yönelik sürecimizi eşgüdüm içinde yürütüyoruz.
HAVELSAN ile iş birliği yapmak isteyen firmalarımızın, veri tabanımızda istenilen bilgileri olabildiğince detaylı paylaşması önem arz ediyor. Çekirdek teknolojilerimize kaynak olabilecek ürün ve hizmet bilgilerini dinamik bir şekilde değerlendirerek yerli ürün portföyümüzün genişletmek, bunları projelerimizde kullanmak ve ürün ticarileştirme stratejilerimizle yurt içi ve yurt dışı pazarda satış yapmak hedefleriyle çalışıyoruz. Yerlileştirme-millileştirme stratejilerimiz doğrultusunda, yazılım yoğun alanlarda çalışmamıza rağmen donanım alanına yönelik faaliyetler de yürütüyoruz. Bu kapsamda yurt dışından temini yapılan sistemlerin veya yerli sistemlerde kullanılan yurt dışı menşeli cihaz, parça ve malzemelerin, mümkün olduğunca yerli firmalarımızda üretilmesine yönelik çabalarımız sürüyor. Firmalarımızın bu alanda yaptığı çalışmaları bizimle paylaşmaları da iş birliğinin arttırılması için önemli bir fırsat.
HAVELSAN Genel Müdürü Dr. Mehmet Akif Nacar’a, zaman ayırıp sorularımızı cevaplandırdığı ve verdiği bilgiler için, okuyucularımız adına teşekkür ediyoruz.