Meteksan Savunma, savunma ve havacılık sanayisinde sahaya çıktığı 2006 yılından bu yana, kendini sektör piramidinin ortasındaki eksiklikleri tamamlayan bir aktör olarak konumlandırdı. Firma, halihazırda büyük bir ivmeyle gelişimini sürdüren Türk savunma ve havacılık sanayisinde, tamamlayıcı olma hedefiyle yapılmayan işlere yoğunlaştı ve bugün, bu hedefe uygun olarak geliştirdiği teknolojiler ve ortaya koyduğu pek çok ürünle hem yurt içinde hem de yurt dışındaki paydaşlarının ihtiyaçlarını karşılıyor. Bundan sonra da yapılmayan işlere odaklanacaklarını ve sektördeki tamamlayıcılık rollerini sürdüreceklerini dile getiren Meteksan Savunma Genel Müdürü Selçuk Kerem Alparslan, şirketin kuruluşunun 17. yılında; çalışmalarını ve firmanın yakın gelecekteki hedeflerini MSI Dergisi okuyucuları için anlattı.
MSI Dergisi: Selçuk Bey, Meteksan Savunma, savunma ve havacılık sektöründe 17 yıldır faaliyet gösteriyor. Bugün geldiğiniz noktada, faaliyet alanlarınızı;
- Radar Sistemleri,
- Çevre Gözetleme Sistemleri,
- Haberleşme Sistemleri,
- Lazer & Elektro-Optik Sistemler,
- Sualtı Akustik Sistemler ve
- Platform Simülatörleri olarak sıralıyorsunuz.
Ancak son dönemde, bu faaliyet alanlarınızın dışında, özellikle elektronik harp alanındaki ürünlerinizle ve insansız otonom sistemler alanında yaptığınız atılımlarla da öne çıktığınızı görüyoruz. Bu çerçevede öncelikle; sunduğunuz çözümler, sahip olduğunuz altyapılar ve kurumsal gelişiminizi dikkate aldığınızda, bugün Meteksan Savunma’nın nasıl bir firmaya evrildiğini sormak istiyoruz size. Meteksan Savunma bugün sektörümüzde nasıl bir fark yaratıyor?
Selçuk Kerem ALPARSLAN: Öncelikle bu söyleşi ile şirketimizin vizyonunu ve faaliyetlerimizin güncel durumunu sektörümüzle paylaşmamıza aracılık ettiğiniz için teşekkür ederim. Meteksan Savunma’nın sektörümüzde yarattığı farkı daha iyi anlatabilmek için öncelikle sektörün yapısını değerlendirmek gerekir. Sektörümüz kullanıcısı itibariyle ve milli stratejik önemi dolayısıyla doğal olarak devletçi bir sektör ve sektör piramidinin en üstündeki temel ve büyük aktörler, büyük çoğunlukla devlet iştiraki olan yapılardır. Tepede büyük şirketlerin, entegratörlerin bulunduğu bu yapının tabanında ise üniversiteler, araştırma merkezleri, KOBİ’ler ve imalat sanayisinin diğer aktörleri bulunuyor. Bilkent Üniversitesi’nin sahibi olduğu Bilkent Holding şirketlerinin bir üyesi olan Meteksan Savunma ise bu piramidin ortasında; özel sermayenin gerektirdiği refleks, dinamizm, kâr odaklılık, gelir odaklılık niteliklerine sahip olan güçlü bir şirket. Fakat aynı zamanda, Bilkent Üniversitesi’ne burslar için kaynak yaratmak gibi kamusal bir misyonu da bulunuyor. Özetle, özel sermaye karakteriyle kamusal misyonu aynı potada eriten bir aktör. Meteksan Savunma, bu anlamda hem ana yükleniciler için güvenilir, sorumlulukların delege edilebildiği bir çözüm ortağı olabilen hem de son kullanıcı ve tedarik makamları bir üst sorumluluk beklediğinde, ana yüklenici sorumluluğunu alabilen bir yapıya sahip.
Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından Meteksan Savunma için kuruluş yılı olan 2006’da belirlenmiş hedefler ve şirketimizin kuruluş felsefesi doğrultusunda, ana misyonumuzu sektör piramidinin ortasını doldurmak, ikinci kademe güçlü bir şirket olmak şeklinde özetleyebiliriz. Bu vizyonla başlayan yolculuğunda Meteksan Savunma, gerektiği anda ana yüklenici konumuna doğru sorumluluklar alan ve ürünler ortaya koyan bir firmaya doğru da evrilmeye başladı. Bu anlamda piramidin tepesini de destekleyen, güven veren bir sütun oldu. Meteksan Savunma’nın sektöre kattığı değeri ve yarattığımız farkı bu şekilde özetleyebiliriz.
Bugün de bize verilen hedefler ve şirketimizin kuruluş felsefesine uygun bir şekilde gelişimimizi sürdürüyoruz. Savunma Sanayii Başkanlığımızın sektör stratejilerini iyi okumaya, üstümüze düşen rol ve sorumlulukları iyi tartmaya çalışıyoruz. Sektör piramidinin ortasını güçlendirmek için özgün ve zorlu teknolojilere yatırım yapıyor, ürüne dönüştürüyor, piramidin tabanına doğru paydaşlarla bütünleşmeye çok dikkat ediyor, güçlü kurumsal yapımızla finansal sorumluluklar da alacak şekilde elimizi taşın altına koyuyoruz. Savunma ve havacılık sanayimizde hâlâ çok büyük boşluklar, atılması gereken önemli adımlar var. Çünkü silahlı kuvvetlerimizin ve güvenlik güçlerimizin modern ve tam bağımsız bir teknolojik güce erişmesi için ve savunma ve havacılık sanayimizi küresel arenada rekabet edecek konuma getirmek için daha yapılacak çok iş var.

birliğinin bir ürünü olarak öne çıkıyor. Meteksan Savunma, ULAQ ile dünya çapında insansız deniz
araçları alanında rekabet eden bir oyuncu olmayı hedefliyor.
Sürdürülebilir Bir Ekonomik Gelişme İçin Doğru Kaynaklarla ve Doğru Zamanda Harekete Geçtik
MSI Dergisi: Sektör piramidinin ortasındaki boşlukları doldurma konusunu, üzerinde çalıştığınız projelerden örnekler de vererek biraz daha somutlaştırabilir misiniz?
Selçuk Kerem ALPARSLAN: SSB’nin bize görev verdiği MİLDAR projesi kapsamında, milimetre dalga teknolojilerini çalıştık ve Ka bant bir radar olan MİLDAR prototipini geliştirdik. Bu projede edindiğimiz teknolojiyi temel alarak, öz kaynaklarımızla bir çevre gözetleme radarı olan Retinar’ı ürettik. İlk olarak da yurt dışına satışını yaptık. Daha önce bu segmentte üzerinde çalışılmamış yerli ve milli bir teknolojiyi üretip, kullanıcının önceden sahip olmadığı bir yeteneği ülkemize kazandırdık.
Keza sonar alanına da yine ülkemizin ihtiyaçlarına yönelik boşlukları doldurma anlayışıyla odaklandık. ARMERKOM ve TÜBİTAK’ın sonar alanında yaptıkları çalışmaların sanayileştirilmesi konusu gündeme geldiğinde, kuruluş misyonumuza uygun olarak hareket ettik. Meteksan Savunma olarak, “Bu sorumluluğu alırız, sonarı sanayileştiririz.” dedik ve başlatılan teknolojileri daha da geliştirip ürünleştirdik; YAKAMOS sonarını ortaya çıkardık. Devamında YAKAMOS’u ihraç etme başarısı da gösterdik. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve TÜBİTAK’ta tohumları atılan bir teknolojiyi geliştirip ihracata ulaştırmak ve dünyada rekabet eden bir marka yaratmak… Bu örnekler, savunma ve havacılık sanayimiz için birer başarı hikâyesi, örnek modellerdir.
Benzer şekilde, elektronik harp teknolojilerinde de yeni ve tamamlayıcı işler yapmaya odaklandık. Bu alanda çalışan firmalarımız olsa da biz elektronik harbi farklı yorumlayarak; haberleşme alanında, seyrüsefer sistemleri alanında yeni teknolojiler geliştirdik. Yenilikçi, daha üst seviye teknolojiler ortaya koymak üzere sorumluluk aldık. Burada kesinlikle “En iyi ben yapıyorum” anlayışıyla hareket etmedik. Sürdürülebilir bir ekonomik gelişme için doğru kaynaklarla ve doğru zamanda harekete geçtik.
Bir başka örnek vermem gerekirse, insansız hava aracı (İHA) sistemlerinde kritik bir bileşen olan C Bant data link, yurt dışından tedarik ediliyordu. Meteksan Savunma olarak, bunu yapabileceğimizi biliyorduk ve öz kaynaklarımızla çalışarak ortaya koyduğumuz ürünle bir yandan bir boşluğu doldurduk diğer yandan da kritik bir sistemi daha yerli ve milli hale getirmiş olduk.



Elektronik Harp Meteksan Savunma’nın Ruhunda Var
MSI Dergisi: Meteksan Savunma’nın ana faaliyet alanları arasında yer almasa da son dönemde, başlarken de vurguladığımız üzere elektronik harp (EH) alanında önemli çalışmalara imza atıyorsunuz. Elektronik Taarruz (ET) Sistemi Projesi kapsamında tasarlayıp ürettiğiniz MERTER Sırt Tipi Elektronik Taarruz Sistemi’nin güvenlik güçlerine teslimatını da gerçekleştirdiniz. MERTER’in yanı sıra MERT sistemi üzerinde de çalışmalarınız sürüyor. IDEF 2021’de imzaladığınız SEYMEN Seyrüsefer Elektronik Taarruz Sistemi çalışmalarınızı da göz önünde bulunduracak olursak EH de Meteksan Savunma için ana faaliyet alanlarından biri konumuna geldi diyebilir miyiz? Meteksan Savunma’nın EH alanındaki yetenekleri neler? Hangi altyapıları kullanarak bu sistemleri geliştiriyor; bu alanda ne tür yenilikler getiriyorsunuz?
Selçuk Kerem ALPARSLAN: EH konusunda büyük ölçekli öz kaynak yatırımlarımız var. Bu konudaki çalışmalarımız AR-GE faaliyetlerimizden tetiklendi diyebiliriz. EH, Meteksan Savunma’nın yeni bir alanı gibi gözükse de bu alandaki çalışmalarımız aslında 2010’ların ilk yarısına uzanıyor. O zamanlar geliştirdiğimiz bir güdümlü mermi simülatörü olan PELİKAN, aslında bir elektronik harp sistemidir. Keza radar kesit alan ölçüm sistemi normalde elektronik harp olarak adlandırılmaz. Ancak bir geminin tasarımında radar kesit alanını düşürücü tedbirler almak elektronik harptir. Bunu sağlayacak teknolojiler de buna hizmet eder. ALACA radar kesit alanı ölçüm sistemimiz ve NAZAR yönlendirilmiş kızılötesi karşı tedbir sistemi (Directed Infrared Countermeasure System / DIRCM) çözümümüz de yine birer elektronik harp sistemidir. Bu konuda geldiğimiz nokta ümit verici ve bizde büyük heyecan yaratıyor. Dolasıyla elektronik harp ruhumuzda var diyebiliriz.
SSB, bize bu konularda projeler atfetti ve büyük sorumluluklar alarak MERT, MERTER ve SEYMEN gibi kritik projelerde çalışmaya başladık. MERT ve MERTER konvansiyonel birer elektronik karıştırıcı (jammer) değil, birer EH sistemidir. MERTER’in teslimatını aralık ayında gerçekleştirdik ve kullanıcı nezdinde büyük beğeni topladı. Taşınabilir bir sistem olan MERTER’den farklı olarak, sabit veya araçlara entegre edilerek kullanılan MERT’in teslimatını da yakında yapacağız. Fark yaratmaya çalıştığımız bir diğer proje olan SEYMEN’de, küresel konumlandırma sistemlerini aldatmaya odaklandık. Bu proje kapsamında seyrüsefer EH alanında özel anti-jamming yapılar ve alıcılar geliştiriyoruz ve EH alanındaki bilgi ve uzmanlığımızı, karşı taarruz için değerlendiriyoruz. Meteksan Savunma olarak; bilimsel temeller üzerinde hareket etme, paydaşlarımıza güven verme, her zaman zorlu problemleri çözebilecek taahhütlere girebilme özelliklerimizle bu projeler üzerinde çalışıyoruz.
Bir de dron savunma konusu var. Bu alanı, henüz gelişmekte olan sürpriz bir asimetrik tehdit olarak değerlendiriyoruz. Rusya-Ukrayna savaşında örnekleri görülüyor. 50-100 bin dolar bile etmeyen dronlar, milyon dolarlık seyir füzelerinden daha etkili olabiliyor. Biz de buradaki gelişmeler ışığında teknolojiler hazırlıyoruz. MERT, MERTER ve SEYMEN’deki deneyimimizi, dron karşı tedbir sistemlerine adapte ederek ortaya yeni ürünler çıkartacak çalışmalar içerisindeyiz. IDEF’te de bununla ilgili bazı sürprizlerimiz olacak.
ULAQ, Meteksan Savunma’nın Vizyonunu Yansıtıyor
MSI Dergisi: Meteksan Savunma’nın ARES Tersanesi ile birlikte geliştirdiği ULAQ Silahlı İnsansız Deniz Aracı (SİDA) ile ilgili çalışmalarınız hakkında neler söylemek istersiniz?
Selçuk Kerem ALPARSLAN: ULAQ, Meteksan Savunma’nın vizyonunu yansıtan örneklerden biridir. Bildiğiniz üzere ULAQ konusunda öz kaynaklarımızla yoğun bir çalışma yaptık, ARES Tersanesi’yle organik bir stratejik iş birliği kurduk. Bizim için ULAQ, Meteksan Savunma – ARES Tersanesi ortak markasıdır. ULAQ ile dünya çapında insansız deniz araçları alanında rekabet eden bir oyuncu olma hedefiyle ilerliyoruz. Onun için kritik teknolojik unsurlarda kendi imzamızı atmak zorunda olduğumuz müddetçe atacağız. Yurt içinde de başta Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız olmak üzere kullanıcılarla ve tedarik makamlarıyla sürekli iletişim halinde olarak, her zaman olduğu gibi önemli boşlukları doldurmak üzere rol alacağız.
Sektörde ULAQ dışında da SİDA’lar geliştiriliyor. Bu noktada biz, birlikte çalışabilirliğe önemle vurgu yaparak data linklerin ortaklanması gerektiğini belirtiyoruz. Elbette bu konudaki uzmanlığımız ve tecrübelerimizle data linklerin tüm paydaşlara Meteksan Savunma tarafından sağlanmasındaki faydaları dile getiriyoruz. Sonuçta insansız deniz araçları bir komuta-kontrol-haberleşme sistem mimarisi uygulamasıdır ve tıpkı İHA’larda olduğu gibi yer kontrol istasyonları, yer veri terminalleri, haberleşme ağları barındırır. Dolasıyla buralarda bir standart sağlamak gerekir. Birden fazla paydaşın olması nedeniyle, birlikte çalışabilirliklerini gözetecek her türlü katkıyı vermeye ve iş birliğine hazırız.
MSI Dergisi: Bu cevabınızdan, Meteksan Savunma, ULAQ dışında başka bir SİDA projesinde daha ortak paydaş olarak rol alabilir sonucunu çıkartabilir miyiz?
Selçuk Kerem ALPARSLAN: Meteksan Savunma olarak biz bu konuya iş aklıyla bakıyoruz. Bir ürüne ilişkin fizibilite çalışması, bize bir platform bütünleşmesi gerektiğini söylüyorsa bunu yapabiliriz. Hem Meteksan Savunma hem de Meteksan Savunma – ARES Tersanesi adına, sektördeki diğer oyuncularla alt sistem bazında iş birliği yapmaya hazır olduğumuzu söyleyebilirim.

Cumhuriyetimizin 100. Yılında Yeni Hedef: Meteksan Savunma’yı Küresel Bir Oyuncu Yapmak
MSI Dergisi: Bugün geldiğiniz nokta itibariyle Meteksan Savunma’nın gelecek hedefleri için bir çerçeve çizmenizi istesek neler söylemek istersiniz?
Selçuk Kerem ALPARSLAN: Ümit Bey, savunma ve havacılık sanayimizin toplam hacmi, yaklaşık 12 milyar dolar. Telekomünikasyon, sağlık gibi diğer sektörlerle kıyasladığımızda, bu rakam çok küçük kalıyor. Ayrıca bazı küresel sektör oyuncularının şirket bazındaki ciroları bile bizim toplam savunma ve havacılık sanayisi ciromuzun çok üstünde olabiliyor. Evet, yerli ve milli bir savunma ve havacılık sanayisi stratejisi üzerine çalışmalı; ancak global bir aktör olmayı hedeflemeliyiz. Meteksan Savunma’nın küresel bir savunma şirketi olma vizyonu var. Bunu da yurt içerisinde izole olarak yapamayacağımızın farkındayız. Küresel paydaşlarla entegre olmaya ve her alanda inovasyona yüksek önem vermeliyiz. Bahsettiğim sadece teknoloji inovasyonu değil; satış ve pazarlama, finansal kaynak oluşturma, yüksek nitelikli insan kaynağını yaratma ve elde tutma, iş birlikleri ve her türlü iş aklı üzerine inovasyon. Cumhuriyetimizin 100. yılında yeni hedefimizi, Meteksan Savunma’yı küresel bir oyuncu yapmak ve inovasyonu arttıracak modelleri devreye almak olarak belirledik. Çünkü yarınlarda bir kez parlayan değil, 100 yıllık köklü bir şirket olarak anılmak istiyoruz. Bu nedenle önümüzdeki 10 yıllık süreçte, küresel bir büyük oyuncu olarak dikkat çekmeyi arzuluyoruz.
Bu durum, doğal olarak ihracat rakamlarına da yansıyacaktır. İhracat noktasında bugün sağlam adımlarla ilerliyoruz. Geçen yıl, 6 ihracat projesi gerçekleştirdik. Her yere tohum ekiyor, mayalıyor, olgunlaşmasını bekliyoruz. Önümüzdeki birkaç yıl içinde ciromuzdaki ihracat hacmini yüzde 30’lara; ardından da yüzde 50’lere çıkartmayı hedefliyoruz.
Bugün ihracat alanında önemli başarılara imza atan şirketlerimiz var. Bugünün pazar ihtiyaçlarındaki değişimi görebilen ve yakalayabilen firmalar, hızla daha büyük ihracat başarılarına doğru ilerliyor. Savunma ve havacılık sanayimizin bu ana aktörlere büyük ihtiyacı var. Meteksan Savunma olarak, biz de böyle bir ana aktör olma vizyonu ve hedefiyle hareket ediyoruz ve bu yolda sorumluluk almaya da hazırız. Dünyada Meteksan Savunma gibi özel sermaye iştirakleri olan çok önemli firmalar var. Bizim hedefimiz de onlardan biri haline gelmek.
Amacımız sürdürülebilir gelişmeyi sağlamak. Meteksan Savunma, bundan birkaç 10 yıl sonra bambaşka bir noktada olacak. Dünya liginde söz sahibi olmak için bir 30 yıl beklemek zorunda değiliz elbette. Meteksan Savunma, 100 yıllık hikâyesi olan global şirketlerden biri olmak üzere hareket ediyor. Nitelikli insan kaynağı oluşturma politikamıza paralel olarak çok daha kısa sürede, belki 10 yıl sonra da bu hedefimize ulaşabiliriz.

Nitelikli İnsan Kaynağı Yetiştirmek İçin Konvansiyonel Bakıştan Uzaklaşmalıyız
MSI Dergisi: Bugün Türkiye’nin dünyadaki konumunu belirleyecek olan, sizin de az önce işaret ettiğiniz üzere aslında nitelikli insan kaynağımız. Ancak bir beyin göçü de söz konusu. Türkiye’de oluşan boşluğun kapatılabilmesi için aşağıdan gelenleri yetiştirerek ilerlemek gerekiyor. Meteksan Savunma, nitelikli insan kaynağı yetiştirme noktasında nasıl bir politika izliyor?
Selçuk Kerem ALPARSLAN: Ümit Bey, genç iş gücümüzü yetiştirmemiz gerektiğinin farkındayız. Teknolojinin gelişim hızı, küreselleşme ve dijitalleşme nitelikli insan kaynağını mobilize hale getirince, gelişen endüstrilere paralel olarak aslında her sektörde bir insan kaynağı açığı oluşuyor. Böyle bir ortamda artık eski konvansiyonel bakışı bırakma zamanı geldi diye düşünüyoruz. Çünkü iyi yetişmiş insanlar, yeni fırsatların peşinde. Bunun önünde durmamalı, aksine uygun politikalar benimsenerek onların yeni fırsatlara erişiminin önü açılmalı. Meteksan Savunma olarak bu noktada, gençlerimizin kariyerlerine yatırım yapıyor ve bir kariyer gelişim programı başlatıyoruz. Bunu sizin aracılığınızla duyurmaktan da memnuniyet duyuyoruz.
Bizim stratejimiz şöyle: Gençlerimizin üniversite sonrası endüstriyel ortamda kariyer yapabilmesine yatırım yapacağız. Bu konuya kaynak aktaracağız ve gençlerimizi yetiştireceğiz. Daha sonra bu arkadaşlarımız bir kariyer yol ayrımına gelir de bizden ayrılmak isterlerse bile referans mektubuna kadar yanlarında olacağız. Çünkü yetişmiş iş gücünün sadece Meteksan Savunma’nın değil ülkemizin ihtiyacı olduğunun farkındayız. Bizden ayrılan ve gelişimlerine destek verebildiğimiz arkadaşlarımızın aslında başka döngülerde yine Meteksan Savunma’ya fayda sağlayabileceklerini değerlendiriyoruz. Ayrılıp, bir süre sonra kendi işini kurup bize çözüm ortağı olan, uzaktan bağımsız çalışarak katkı veren, farklı ortamlarda kendini zenginleştirip sonra tekrar aramıza katılan arkadaşlarımız olmaya başladı bile.
Burada uzun soluklu bir kariyer gelişim planından bahsediyoruz. Dolasıyla kısa vadede sonuçlarını hemen göremeyebiliriz. Ancak orta ve uzun vadede, ülkemizin küresel oyuncu olma stratejisine hizmet edecek önemli bir katma değer yaratabileceğimizi düşünüyoruz.

Seri Üretim Altyapısı Daha da Gelişecek
MSI Dergisi: Meteksan Savunma da sektörün alışageldiği şekilde projeler alarak yola çıktı ve bir noktaya kadar da büyümesini projelerle devam ettirdi. Ancak bugün, bir proje şirketi kimliğinden sıyrılmaya başlamış, çok sayıda ürüne sahip bir şirket görüyoruz. Meteksan Savunma’nın ürünleşme stratejisi açısından neler söylemek istersiniz?
Selçuk Kerem ALPARSLAN: Doğru, biz kuruluşumuzdan sonraki 10 yıllık süreçte, projelerle büyüdük. Millî Savunma Bakanlığı ya da SSB’den aldığımız projelerle Meteksan Savunma’da teknoloji mayaladık. Sonra özel şirketin gelir üretme refleksiyle yapısal bir değişiklik yaparak ürünleşme yoluna gitme kararı aldık. Bugün itibariyle proje kodu bulunan 100’ün üstünde projemiz; üretim izin belgesi aldığımız 37 tane de ürünümüz var. Bunlardan önemli bir bölümü için sipariş almış durumdayız. Bazıları da ÜR-GE ve ARGE aşamasında. Üretimde aktif ürün hatları olarak bakarsanız da 15 civarında ürün hattımız bulunuyor. 10 yıl önce bir AR-GE şirketiyken bugün, nitelikli seri üretim yapabilen bir kurguya büründük. Üretim hatlarımızı, üretim kapasitemizi sürdürülebilirlik yaklaşımıyla geliştiriyoruz. Çok önemli yeni siparişler bekliyoruz. Yakında sizler aracılığıyla kamuoyuyla yeni haberler paylaşacağız inşallah.

MSI Dergisi: Buradan seri üretim altyapınızın genişleyeceği anlamını çıkarabilir miyiz? Bir de cironuzdaki proje ve ürün dengesi konusunda bilgi alabilir miyiz?
Selçuk Kerem ALPARSLAN: Evet, seri üretim altyapımız daha da genişleyecek. Kritik parçaları ve sistem bütünlerini şirket içinde üretirken, çözüm ortaklarımızla birlikte yerinde üretim, dış kaynak kullanımı, güçlü tedarik ve etkili kalite kavramları seri üretimi güçlendirme anlayışımızın merkezinde yatıyor. Eskiden ciromuzda projelerin payı çok yüksekti. Ancak şimdi aldığımız siparişler doğrultusunda seri üretimi yapılan ürünlerin ciro içerisindeki payını arttırdık ve dengeyi sağladık. Gelirlerimizin yaklaşık yüzde 50-60’ını seri imalatını yaptığımız ürünlerden sağlıyoruz. Bu da ürünleşme stratejimizin başarılı bir sonuç verdiğini gösteriyor.

MSI Dergisi: Seri üretim altyapısının gelişmesi istihdama nasıl yansıyacak?
Selçuk Kerem ALPARSLAN: Meteksan Savunma’da çalışan sayısını belli bir doyumda tutup yavaş yavaş büyüyoruz. 280’i beyaz yaka olmak üzere yaklaşık 340 çalışanımız var. Doğru paydaşlarla, nitelikli büyümeyi önceliyoruz. Meteksan Savunma için üretim, bir iş kolu ya da kâr merkezi değil. Biz sadece kendi üretmemiz gereken kritik kısma odaklanıyoruz; gerektiğinde sektördeki niş üretim ihtiyaçlarına cevap vermeyi tercih ediyoruz. Dolayısıyla önceliğimiz, alt yüklenicilerimize iş aktarmak olacak.
Burada yine boşlukları doldurma stratejisine, katma değeri yüksek çalışmalardan iş üretmeye geliyoruz. AR-GE’ye yatırım yaptıkça katma değer yükselir. Bizim AR-GE’ye aktardığımız kaynak, her geçen gün artıyor. 2022’de ciromuzun yaklaşık yüzde 10’unu özkaynaklı ARGE çalışmalarına aktardık. Devletten aldığımız AR-GE fonlarını da dahil edersek bu oran yüzde 20’lere kadar yükselir. Kişi başı ciromuzun da sektör ortalamasının üzerinde olduğunu belirtmeliyim. Meteksan Savunma ölçeğinde bir şirket için çok önemli göstergeler bunlar. Pandemi ile gelen durgunluk döneminde, AR-GE’ye büyük yatırım yaptık ve bugün baktığımızda da çok doğru bir karar verdiğimizi görebiliyoruz. O zaman yaptığımız yatırım, bugünkü ürünleşme çalışmalarının hazırlığı oldu diyebiliriz.
Örneğin, ULAQ için çok büyük öz kaynaklı AR-GE yatırımları yaptık. Keza sualtı akustiğinde de oyun değiştirici teknolojiler üzerine çalışıyoruz. Proje yaklaşımından ürünleşmeye evrildiğimiz süreçte, ürün satışından elde ettiğimiz değeri yeni ürünler için AR-GE’ye aktardığımız bir döngü oluşturduk.

Meteksan Savunma Teknolojileri Sivil Alanlarda Daha Fazla Kullanılacak
MSI Dergisi: Meteksan Savunma, savunma ve havacılık sektöründe geliştirdiği teknolojilerin sivil alanda kullanımına yönelik neler yapıyor?
Selçuk Kerem ALPARSLAN: Teknolojinin bu kadar girift geliştiği bir dönemde, biz de teknolojimizi sadece savunma ve havacılık alanına yoğunlaştırmamalıyız diye düşünüyoruz. Sivil teknolojiler savunma ve havacılık alanını tetikliyor, savunma ve havacılık da sivil teknolojileri. Dolasıyla sivil teknolojilerde de yol almak zorundayız. Özel bir şirket olarak, sürdürebilir bir ekonomi yaratmak adına sivil yönlerimizi de geliştirmeye çalışıyoruz. İnovasyonu tetikleyecek politikalar belirledik, yarışmalar düzenledik, ortaya çıkan fikirleri projelendirdik. Çevre, otomotiv, sağlık gibi sivil teknoloji alanlarında pek çok model denediğimizi belirtmeliyim. Orman yangınlarıyla mücadele ve deprem konusunda kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalardan önemli tecrübeler ediniyoruz. Bu tecrübelere dayanarak, örneğin ULAQ üzerinde farklı yapılandırmalara gitme konusunda çalışmalarımız var. Ortağımızla birlikte ULAQ’ın değişik türevleri üzerinde bazı adımlar atmanın heyecanı içindeyiz.
Savunma ve havacılığın sivil teknolojilerle kesişimi, bize sivil güvenlik sektöründe de bazı imkanlar sunuyor. Kritik tesis güvenliği alanlarında kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Havalimanı güvenliği, biraz daha fazla tecrübe kazandığımız bir alan oldu. Yurt içi ve yurt dışında bazı havalimanlarının radar ihtiyacını karşıladık. Tecrübelerimizi daha da geliştirmek için bu konuya yoğunlaşıyoruz. Liman güvenliği alanında da yeni ürün gamlarıyla gelişme kaydetmeyi umuyoruz.

MSI Dergisi: Eklemek istediğiniz başka bir konu var mı?
Selçuk Kerem ALPARSLAN: Uzun ve bir o kadar verimli bir söyleşi gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Ancak tek cümleyle özetleyecek olursam Meteksan Savunma için şunu söyleyebilirim: Sektör piramidinin ortasında güçlü bir şirket ve ana yüklenici olma heyecanımızla, ihracata yönelik bakışımızla, sivil açılımlarımızla, dış paydaşlar için güvenilir bir iş ortağı olabilme karakterimizle, 2023’te ülkemizin küresel bir markası olma yolunda sağlam adımlar atacağız.”
Meteksan Savunma Genel Müdürü Selçuk Kerem Alparslan’a, zaman ayırıp sorularımızı cevaplandırdığı ve verdiği bilgiler için okuyucularımız adına teşekkür ediyoruz.