Bu sayımızın kapak özel dosyasında, işlettiği uydu filosu ve sunduğu uydu haberleşme hizmetleriyle savunma ve havacılık sektörünün önemli paydaşlarından biri olan Türksat yer alıyor. Türksat 5A ve 5B uyduları ile daha da güçlenen Türksat’ın da hedefinde ihracat olduğunu söyleyen Türksat Genel Müdürü Hasan Hüseyin Ertok, Türksat 5B’nin, 35 yılı aşkın manevra ömrüyle Türkiye’nin 42° Doğu yörüngesindeki ilgili frekans ve yörünge kullanım haklarının korunmasını temin edeceğinin altını çizdi.

Türksat 5A ile mevcut Ku-Bant haberleşme kapasitesini önemli oranda arttıran ve ayrıca, tüm dünyada ilk defa kullanıma başlanan yeni Ku-Bant frekansından hizmet verebilir hale gelen firma, Türksat 5B ile de Orta Doğu’nun tamamı, Basra Körfezi, Kızıldeniz, Akdeniz, Kuzey ve Doğu Afrika, Nijerya, Güney Afrika ve yakın komşu ülkelerini içeren geniş bir kapsama alanında hizmet verecek. Bu sayede uydu haberleşmesinin kullanıldığı, özellikle denizcilik gibi ticari sektörlerde Türksat’ın etkinliğinin daha da artması ve firmanın, geniş bant veri kapasitesiyle oldukça geniş bir coğrafyada, kalabalık bir nüfusa ticari servisler sunması öngörülüyor.

Kullanıcıdan Deniz Sistemleri Seminerine Tam Destek
Son dönemde sayıları giderek artan sektörel etkinlikleri, pandemi koşullarına iyiden iyiye alışmaya başladığımızın bir göstergesi olarak değerlendirebiliriz. Bu açıdan Kasım ayının öne çıkan etkinlikleri, 10-13 Kasım tarihleri arasında düzenlenen SAHA EXPO ve 15-16 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Deniz Sistemleri Semineri (DSS) oldu.
Ağustos ayında gerçekleştirilen IDEF’ten kısa bir süre sonra düzenlenmiş olmasına rağmen SAHA EXPO’yu, katılımcıların büyük memnuniyetle ayrıldığı bir etkinlik olarak not ettik. Fuara ziyaretçi olarak gelip de stant açmadığı için büyük pişmanlık duyan sektör temsilcilerini de hesaba katacak olursak SAHA EXPO’nun beklentileri karşıladığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Detaylarını SAHA EXPO Özel Dosyamızda bulabileceğiniz bu etkinliğin hemen ardından, bu yıl 10. kez gerçekleştirilen DSS’ye ise ayrı bir parantez açmak istiyoruz.
Diğer etkinliklere kıyasla görece çok küçük ve 2 günlük bir etkinlik olarak düzenlenen DSS, kullanıcı konumunda bulunan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı yetkililerinin, sektöre yol gösterecek bilgiler içeren sunumlarına ev sahipliği yaparak bu yıl çok önemli bir fark yarattı.
Bu bilgiler, sektörün her seviyedeki paydaşının, kendisini geleceğe en doğru şekilde hazırlayabilmesi açısından büyük önem arz ediyor. Özellikle de sektörel etkinlikler gibi bilgi paylaşımı faaliyetlerine yeterince personel kaynağı ayıramayan KOBİ’ler açısından bu tür odaklı etkinlikleri kaçırmamakta fayda var.
Sektörün gelişimi ve yatırımların doğru konumlandırılması açısından kullanıcının ihtiyaçlarının bilinmesi ya da en azından öngörülebilmesi adına DSS, çok önemli bir boşluğu doldurduğunu ispatladı.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Ahmet Kendir olmak üzere Deniz Kuvvetleri Komutanlığından ve Sahil Güvenlik Komutanlığından çok sayıda yetkili ismin etkinliğe katılması ve kurulan tüm stantları ziyaret etmiş olmaları da ayrıca önemli. Böylelikle kullanıcı da kendisine özel olarak kurgulanan bu etkinliğe tam destek verdiğini gözler önüne serdi.

Etkinliğe katılan firmaların sunumlarına baktığımızda ise daha çok tanıtıma yönelik sunumlar göze çarptı. TAİS Savunma Programları Direktörü Emekli Tümamiral Ahmet Çakır’ın açılış oturumunda yaptığı sunum ise bu anlamda diğerlerinden ayrıştı. “Askeri Gemi Sanayimizin Uluslararası Pazarda Etkinliğinin Arttırılmasına Yönelik Değerlendirme” başlıklı sunumda, uluslararası askeri gemi pazarında öne çıkabilmek için Türkiye’nin ve sektörün neler yapması gerektiği ile ilgili şu öneriler yer aldı:
- İhalelere Türkiye’yi temsilen konsorsiyum yapısı altında tek firma olarak katılıma yönelik; firmaları organize edecek ve yönlendirecek devlet erkinin ortaya konması.
- Bu konsorsiyuma devlet tarafından hükümetler arası anlaşma desteği sağlanması.
- Devlet garantili kredi imkânlarının araştırılması ve gerçekleştirilmesi.
- Yurt içindeki tedarik ihalelerinde Seçilmiş Yüklenici Adayları modelinin benimsenmesi.
- Sistem üreticisi milli firmaların, rekabet edilebilir fiyatlar sunarak tersanelerin yurt dışındaki gayretlerine destek vermesi.
- ADA sınıfı korvet ve İ sınıfı fırkateynin uluslararası pazarlarda özel tersaneler tarafından da pazarlanmasına müsaade edilmesi, bu sayede özel sektör tersanelerinin uluslararası pazara sunabileceği kanıtlanmış ürün sayısının arttırılması.
Kullanıcının en üst seviyede ve geniş bir şekilde temsil edildiği etkinlikte, tedarik makamı temsilcilerinin eksikliği ise gözlerden kaçmadı.
Sektörün gelişimi ve paydaşların sağlıklı bir iletişim kurabilmeleri açısından, fuarlar kadar DSS gibi küçük; ama belirli bir alana odaklanmış etkinliklerin de önemli olduğunun altını çizip devam edelim.
50’ye 5 Kala Nurol Makina
Bu sayımızın bir diğer konuğu, 45. yılını geride bırakan Nurol Makina’nın Genel Müdürü Engin Aykol oldu ve Aykol ile firmanın, özellikle son dönemde elde ettiği başarıları konuştuk. Nurol Makina’nın, tasarımını ve üretimini yaptığı zırhlı araçları, Türkiye’deki kullanıcıların yanı sıra Güney Amerika’dan Uzak Doğu’ya kadar çok geniş bir coğrafyadaki kullanıcıların hizmetine sunuyor olması, gelinen noktadaki başarıyı gözler önüne seriyor. Bugün 20’nin üzerindeki ülkede binlerce aracı görev yapan Nurol Makina, artık küresel bir oyuncu olarak dikkat çekiyor.

Bu süreçte Nurol Makina’nın amiral gemisi ise çok sayıda farklı konfigürasyonu ile uluslararası kullanıcılar tarafından tercih edilen EJDER YALÇIN oldu. IDEF’21 fuarında sergilenen YÖRÜK’ün pick-up sürümü gibi yeni araçlarıyla çözüm portföyünü geliştiren Nurol Makina, 50. yıla giden yolda birçok yeniliğe imza atmayı planlıyor.
Aykol, 5 yıl sonrası ile ilgili hedeflerini ise şu şekilde özetliyor: “50. yılda hedefimiz, uluslararası alanda ulaşmış olduğumuz küresel oyuncu rolümüzü yerel iş birlikleriyle güçlendirmek. Aktif olduğumuz coğrafyaları genişletmek, aynı zamanda kullanıcı sayımızı arttırmak, emin adımlarla ve istikrarlı bir şekilde gerçekleştireceğimiz büyüme planlarımız kapsamında yer alıyor. Bütün bunları başarırken, hızla gelişen teknolojinin ve bu doğrultuda sürekli değişen ihtiyaçların da bilinciyle hareket edeceğiz. Ar-Ge faaliyetlerimiz sayesinde sağlıklı ve zamanın ötesinde öngörüler yaparak, daima dönemin teknolojik koşullarıyla paralel bir gelişim içerisinde olmayı hedefliyoruz.”

2020 kadar olmasa da zorlu geçen bir yıl olan 2021’i geride bırakmaya hazırlandığımız şu günlerde, 2022’nin, yine en başta tüm insanlığa sağlık getirmesini ve güzelliklere vesile olmasını diliyor ve yeni yılınızı kutluyoruz.
Aralık ayının öne çıkan gelişmelerini sizlerle paylaşacağımız Ocak sayısı ile gelecek ay yeniden birlikte olmak dileğiyle.
Ümit Bayraktar
Genel Yayın Yönetmeni