Bir Askeri Birliğin İhtiyaç Duyduğu Tüm Silahlar için Sarsılmaz
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in Düzce’deki üretim tesislerini ziyareti ile birlikte dikkatleri üzerine çeken Sarsılmaz, bu sayımızın kapak dosyasına da konuk oldu. Ağustos ayında gerçekleştirilen ziyarette, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Demir ve beraberindeki heyet, tesis turu kapsamında; Sarsılmaz’ın Ar-Ge Merkezini; başta SAR 56, SAR 762 MT ve SAR 127 MT’nin de aralarında yer aldığı çeşitli silahların üretim hatlarını ve bu hatlardan çıkan ürünleri inceledi. Kesici takım üretim ve bileme hattını gezen Prof. Dr. Demir ve beraberindeki heyet, uluslararası sertifikasyona sahip kalibrasyon bölümünde de incelemelerde bulundu. Sarsılmaz’ın yerli ve milli silah geliştirme alanındaki başarılarının altında imzası bulunan Ar-Ge merkezini ziyaret eden Prof. Dr. Demir, prototip bölümündeki çalışmalar hakkında da bilgi aldı. Prof. Dr. Demir, tesislerde gerçekleştirdiği incelemenin ardından, poligona geçerek Sarsılmaz tarafından tasarlanan ve yerli imkânlarla üretilen çeşitli silahlarla atış da yaptı.
İncelemelerinin ardından açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Demir, şunları söyledi: “… Bugün Sarsılmaz’ın başarılarını yerinde gördük. Emeği geçen tüm paydaşları tebrik ediyorum. Dünyada marka olmaya doğru daha nice başarılara imza atacağımıza eminim. Daha üst kalibre silahlara doğru olan yolculuğumuzda da dünya markası Türkiye, yine kendini gösterecektir.” 7 sene kadar önce, bir piyade tüfeği bile olmayan ülkede şimdi çeşitli üreticilerin çok çeşitli tüfek ve silah ürettiklerine şahit olunduğunu belirten Prof. Dr. Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün, Sarsılmaz şirketimizin yaptığı 12,7×99 mm silahın araç üstü versiyonunu burada test ettik. Bu silahın kara ve hava platformlarının yanı sıra deniz araçlarında kullanılan modelleri de yapılmaya devam ediliyor. Aynı zamanda araç üstü 7,62×51 mm makineli tüfeğimizin de denemesini yaptık. Bunun yanında MPT silahımızın, gaz piston sistemi Sarsılmaz mühendislerinin bilgi birikimi ile değiştirilmiş ve hafifletilerek MPT-SH modeli geliştirilmiştir. Kuvvetlerimizin isteklerine göre yapılan değişikliklerle 12,7×99 mm uçaksavar, 7,62×51 mm makineli tüfek ve piyade tüfeği, 5,56×45 mm makineli tüfek ve piyade tüfeği, 7,62×39 mm piyade tüfekleri ve 9×19 mm kalibre tabanca ve makineli tabancaların her türlüsünün burada gayet iyi ve titiz bir şekilde üretildiğini görüyoruz. Artık Türkiye silahta bir dünya markası ve nasıl ki tabancalarımız dünyada bir marka oldular, görüyoruz ki çeşitli kalibre tüfeklerimiz de artık bir dünya markası olma yolundalar. Giderek daha üst kalibrelere doğru silahlar üretiyoruz. 12,7×99 mm bunun bir örneği. Daha sonra 20,25 ve 30 mm gibi kalibrelerde de ürünlerimizin çıktığını yavaş yavaş göreceğiz. Bu başarı Türkiye’nin, bu başarı hepimizin, bu başarı ile aslında Türkiye’de savunma sanayisinin önü açık. Devlet ve özel sektör hep beraber bu konuda muhtelif ürünlere imza atacağız.”
Prof. Dr. Demir ve beraberindeki heyetin ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sarsılmaz Yönetim Kurulu Başkanı Latif Aral Aliş ise150 yıla yaklaşan deneyimiyle uluslararası arenada lider markalardan biri olmayı başaran Sarsılmaz’ın, Düzce’deki 100 bin metrekarelik tesislerinde, bir askeri birliğin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek her türlü silahı üretebildiklerinin altını çizdi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Sarsılmaz ayrıca, TUSAŞ ortaklığıyla kurulan TR Mekatronik firmasının tasarımını ve üretimini üstlendiği, ATAK helikopterlerine entegre edilecek 20 mm döner mekanizmalı toplar ile taktik tekerlekli zırhlı araçlar üzerine monte edilecek zincir mekanizmalı 25 mm topları ve HÜRKUŞ-C yakın hava desteği uçağına entegre edilmesi hedeflenen 127 MT Air ile pod sistemini geliştiriyor.”
Spor silahlarından tabanca ve otomatik tabancalara, piyade tüfeklerinden makineli ve ağır makineli tüfeklere ve top üretimine kadar 300’ün üzerinde üründen oluşan çok geniş bir ürün yelpazesine sahip olan Sarsılmaz, 80’den fazla ülkeye ihracat yapıyor.
HSB Solutions’tan Beyin Göçüne Engel Olacak Yenilikçi İş Modeli
Savunma ve havacılık sektöründe, çeşitli nedenlerle dünya genelinde bir değişim yaşanıyor ve bu değişimden kaynaklanan “uzmanlık ihtiyacı” da giderek artıyor. Bu durum, çeşitli girişimlere ve yeni iş fikirlerine de ilham veriyor. Çeşitli alanlarda uzmanlığa sahip insan kaynağına ilişkin sadece Türkiye’deki değil dünyadaki gelişmeleri de yakından takip ederek kurguladığı yenilikçi iş modeliyle sektörün karşısına çıkan en genç girişimlerden biri de HSB Solutions. Bir kadın girişimi olarak, Şubat ayında kurulan firmanın yenilikçi iş modelini, HSB Solutions Kurucu Ortağı Hazan Günay şöyle anlatıyor:
“Dünya genelinde, kabiliyetli mühendislere ihtiyaç var ve Türkiye’de de bu konuda çok geniş bir yetenek havuzu oluştu. Diğer taraftan bu yetenek havuzundaki kişiler, iyi bir çalışma ortamı sağlanırsa Türkiye’de kalmaktan mutlular. Biz de bu doğrultuda, Türkiye’de güzel bir çalışma ortamı oluşturup Türkiye’nin savunma ve havacılık alanındaki kabiliyetlerini, hem dünya genelindeki hem de Türkiye’deki projelere ve firmalara sunmak üzere yola çıktık.”
Bu iş modelini, neden başka bir ülkede değil de Türkiye’de hayata geçirdiklerine ilişkin Günay, şunları söylüyor:
“Türkiye’de ise savunma ve havacılık sanayisi, son dönemde, özellikle savunma projelerinin önayak olmasıyla çok ciddi bir gelişim gösterdi. HÜRKUŞ, ANKA,BAYRAKTAR TB2, AKINCI, T129 ve GÖKBEY, son 10-15 yılda ortaya koyulan platformlar oldu. Bunlara bir dizi modernizasyon projesini de eklediğinizde, Türk mühendisleri, yurt dışındaki muadillerinin hayatları boyunca içinde yer alabileceği proje sayısına, belki de 10 yıllık bir dönemde ulaşmış oldu. Bu süreç, Türkiye’de son derece yetkin bir mühendislik bilgi birikiminin ve yetenek havuzunun oluşmasını sağladı.
Bu tabloda, dünya genelindeki değişim ve bu değişimin ortaya çıkarttığı talep ile Türkiye’de oluşan birikim ve bu birikimin arzı, birbiriyle örtüşüyor. Biz de bu potansiyeli görerek yola çıktık.”
Bu iş modelinin, herhangi bir firmanın mühendislik iş gücünü kiralamasından ne gibi farklılıkları olduğu konusu, burada kritik nokta. Bu konuya ilişkin sorumuza ise Günay şöyle cevap veriyor:
“Her şeyden önce HSB Solutions, hem kendi çalışanları hem de iş ortaklarıyla hizmet veriyor. Çalışanlarımıza ise büyük bir değer veriyoruz. Bizim için toplam mühendislik iş gücümüzün içindeki birer rakam değiller. Onlara, yurt dışına gittiklerinde bulacakları çalışma ortamını, Türkiye’de sağlıyoruz. Bu hem kurum kültürü hem çok uluslu iş yapma ortamı hem de kendini geliştirme fırsatları boyutlarıyla gerçekleşiyor. Diğer yandan Türkiye’de kalarak, ailelerinden ve sosyal çevrelerinden de ayrılmamış oluyorlar. Bu konuda çok iddialıyız; çalışma ortamımızı gören kişiler, yurt dışına gitmek istemeyecekler.”
Bu iş modeli, son dönemde çok sayıda yetişmiş personelini yurt dışına gönderen Türkiye’nin yaşadığı beyin göçünü azaltma potansiyeli de taşıyor.
HSB Solutions’un faaliyetlerinde, 4 uzmanlık alanı öne çıkıyor: Uçuş Bilimleri, Gereksinim Yönetimi / Sistem Mühendisliği, Aviyonik ve Emniyet. Hâlihazırda yurt dışındaki, eVTOL alanında çalışan bir firmaya uçuş bilimleri alanında destek veren HSB Solutions, yine yurt dışında faaliyet gösteren başka bir firma için aviyonik iş paketinin sorumluluğunu almış durumda. HSB Solutions, Türkiye’de offset yükümlülükleri bulunan firmalara, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda çözüm ortağı olmayı da hedefliyor.
Küresel ölçekte iş yapan büyük şirketlerle de yeni iş paketleri için temaslarını sürdüren firmanın gelecek planları arasında, 3. yılda 30 kişilik bir mühendis kadrosuna; 10. yılda ise 100 kişilik bir mühendis kadrosuna sahip olmak yer alıyor.
Yüksek Müşteri Memnuniyetine Odaklanan MABAYCO, Doğru Stok Yönetimiyle Teslimat Sürelerini Günler Mertebesine İndiriyor
Savunma ve havacılık sektörünün gelişimine paralel olarak ortaya çıkan yeni fırsat alanlarına odaklanan ve bu alanlarda fark yaratan bir iş modeliyle sektöre hizmet veren bir diğer firma da MABAYCO. Özellikle hava araçlarında kullanılan kimyasal ürünleri; maliyet-etkin, hızlı ve güvenilir bir şekilde tedarik etmek için yola çıkan firmanın İş Geliştirme ve Satış Müdürü Mehmet Ali Başaran, MABAYCO’nun kuruluş kurgusuna ilişkin şunları söylüyor: “MABAYCO’yu, 2019’da, birden çok markanın distribütörü ya da temsilcisi olacak; böyle bir iş ilişkisinin henüz bulunmadığı markaların ürünlerinin satışını da yapabilecek; farklı markaların alternatif ürünlerini de sağlayabilecek bir çözüm ortağı olarak kurguladık. Bu kurgunun hayata geçirilip MABAYCO’nun kuruluşuyla birlikte müşterilerimiz, görmek istedikleri ürün çeşitliliğini tek bir çatı altında bulabilir hale geldi. Hep almak istedikleri; ancak bulamadıkları hizmeti almaya başladılar.”
Kuruluşunun hemen ardından, tüm dünyayı etkileyen pandemi koşullarıyla da mücadele etmek zorunda kalan MABAYCO, her şeye rağmen hızlı bir büyüme gösterdi ve bugün, çok geniş bir yelpazedeki ürünleri, hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki sektör firmalarına tedarik edebildiği noktaya ulaştı. Savunma ve havacılığın yanı sıra enerji, tekstil ve petro-kimya sektörlerine de kimyasal ürünler sağlayan firmanın sunduğu hizmetler arasında, sivil havacılığa yönelik parça, yedek parça ve komponent temini de yer alıyor.
Faaliyetlerinde “yüksek müşteri memnuniyeti” hedefleyen firma, tecrübeli ekibiyle özel kimyasal ürünlerin tedarikinde, lojistik işlemlerden satışa ve satış sonrası teknik desteğe kadar tüm sürece ilişkin çözüm sunabiliyor.
Doğru stok yönetimi sayesinde çok kısa teslim sürelerine ulaşabilen firma, özellikle ihtiyaçlarını ve gelecekle ilgili öngörülerini paylaşan müşterileri için kendi inisiyatifiyle alım yapıp stok tutabiliyor ve bu sayede de birkaç aya kadar uzayabilen teslimat sürelerini, günler mertebesine indirebiliyor. Hatta İstanbul’daki firmalara aynı gün teslimat bile yapabiliyor. Geçtiğimiz yıl hizmet verdiği 403 farklı müşterisine 1.184 farklı sipariş teslim eden firma, bu siparişlerde 7 günlük ortalama teslim süresine ulaşmayı başardı.
Savunma ve havacılık sektörüne, tek çatı altında tedarik hizmeti sunan küresel ölçekte bir firma olmayı hedefleyen MABAYCO’nun gündeminde, tedarikçi firmalara yönelik kalite sisteminin standartlarını belirleyen AS 9120 gibi kalite belgelerini almak ve ABD’deki mevcut faaliyetlerini geliştirmek yer alıyor. Sektörün talepleri doğrultusunda Ankara ve Eskişehir’de de depo açmayı değerlendiren ve yeni distribütörlükler üzerinde çalışan firma, bu gelişmelere paralel olarak istihdam artışı da planlıyor.
Eylül ayının öne çıkan gelişmelerini sizlerle paylaşacağımız Ekim sayısı ile gelecek ay yeniden birlikte olmak dileğiyle.
