20. Yılını Kutlayan YALTES, Başardıklarından Aldığı Güçle Geleceğe Güvenle Bakıyor
Bu sayımızın kapak dosyasına, Kasım ayında kuruluşunun 20. yıl dönümünü kutlayan YALTES’i konuk ettik. YALTES, 2002 yılında, bir proje şirketi olarak; hisselerin yüzde 60’ı Türk ortak Yalçın Şirketler Grubu’na, yüzde 40’ı da Thales Hollanda’ya ait olacak şekilde kuruldu. Firmanın kuruluşundaki temel hedefler, Thales’in dünya genelinde kullanılan savaş yönetim sistemlerinin operatör konsollarının Türkiye’de üretilmesi ile Uzun Ufuk ve GENESİS projelerindeki yerli katkının arttırılmasıydı. YALTES, kuruluş projeleri tamamlanma aşamasına yaklaştığında, Thales’in, özellikle MOC Mk3 konsollarının üretiminde önemli roller üstlenen bir firma olmayı başarmıştı. Hem de sadece Türkiye’deki ihtiyaçlar değil Thales’in diğer ülkelerde yürüttüğü projelerdeki ihtiyaçlar da YALTES tarafından karşılanıyordu.
2011 yılına gelindiğinde ise stratejik bir kararla YALTES hisselerinin tamamı Thales tarafından satın alındı ve YALTES, tamamen bir Thales Grubu şirketi oldu.
Her ne kadar hisselerinin tamamı Thales’e ait olsa da geride kalan 20 yıl boyunca, YALTES’in yönetim kurulu üyeleri dışında hiç yabancı çalışanı olmadı. Firmanın tüm faaliyetleri, Türkiye’de ve Türk mühendisleri tarafından yürütüldü. Bu noktada, sözü YALTES Genel Müdürü Bülent Hamzaoğlu’na bırakalım: “Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunları uyarınca kurulduk ve faaliyet gösteriyoruz. Vergimizi Türkiye’de ödüyoruz. Bu tabloda, biz de tam olarak “yerli ve milli” çözümler geliştiren bir firmayız. Hiçbir zaman Thales’in bir çözümünü getirip de üzerine YALTES etiketi yapıştırmadık. Kendi özgün çözümlerimizi geliştiriyoruz ve bunu, dünya çapında rekabetçi bir şekilde yapıyoruz.”

YALTES’in kendi özgün çözümlerini geliştirme yolculuğunun kritik duraklarının başında, Entegre Platform Kontrol ve İzleme Sistemi (EPKİS) PİKET 3000 geliyor. PİKET 3000, YALTES’in, gelecekte ortaya çıkacak ihtiyacı önceden görüp girdiği ve her şeyi sıfırdan ve öz kaynaklarıyla geliştirdiği bir çözüm olarak öne çıkıyor. Bu alanda, Thales Grubu bünyesinde de ilk ve tek çözümü ortaya koyan YALTES, PİKET 3000’de yüksek bir yerlilik oranına ulaşmayı da başardı.
YALTES’in suüstü savaş yönetim sistemi (SYS) alanındaki çalışmaları, Thales Grubu bünyesinde üretimle başlanan bir süreçten, bugün, gereksinimleri alıp sıfırdan tasarlanan özgün çözümler ortaya koymaya evirildi. Konsol ve kabinet gibi donanımlardan çeşitli yazılımlara, sensör ve silah sistemi entegrasyonundan modernizasyona kadar geniş bir yelpazede SYS çözümleri sunan YALTES’in ürünleri, dünya genelinde 30 ülkenin deniz kuvvetlerinde görev yapıyor.
Sualtı tarafında ise YALTES, en başından itibaren, sıfırdan ve öz kaynaklarıyla özgün çözümler ortaya koymaya odaklandı. YALTES’in MÜREN-AY ve MÜREN-PREVEZE projeleri kapsamında geliştirdiği konsol ve kabinetler, Thales Grubu bünyesindeki sualtı platformlara yönelik geliştirilen ilk ürünler konumunda.
Bugün Türkiye’de, son 10-15 yıl içerisinde, gerek Türk Deniz Kuvvetleri gerekse yabancı ülkelerin deniz kuvvetleri için üretilen hemen hemen her platformda, en az bir YALTES ürünü yer alıyor. Böylelikle bir proje şirketi olarak kurulan YALTES, 20 yılın sonunda ulaştığı noktada, Türk askeri denizcilik sektörünün; özgün, etkin ve ihraç edilebilir platformlar sunabilmesinde önemli rol oynayan firmalardan biri haline gelmeyi başardı.

SAHA EXPO 2022, Beklentilerin Çok Üzerine Çıktı
Cumhurbaşkanlığımızın himayelerinde; Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı destekleriyle bir devlet programı olarak ele alınan SAHA EXPO 2022, 25-28 Ekim tarihlerinde, 4. kez düzenlendi. İlki 2018 yılında gerçekleştirilen fuar, COVID-19 salgını nedeniyle 2020’de tamamen sanal ortama taşınsa da pandemi sonrası, geçtiğimiz yıl Kasım ayında, tekrar fiziki olarak sektöre kapılarını açmıştı.
“Türkiye’nin ve Türk savunma, güvenlik, havacılık ve uzay sanayiinin tanıtımına ve ihracat potansiyelinin artırılmasına azamî katkı sağlayacak şekilde gerçekleştirmek” hedefiyle icra edilen SAHA EXPO 2022 fuarına, fuar organizasyonu tarafından açıklanan resmi rakamlara göre, 109 ülkeden; 390’ı yabancı ve 567’si yerli olmak üzere toplam 957 firma, 289 resmî delegasyon, 103 ticarî delegasyon ve 40 bini sektör profesyoneli olmak üzere yaklaşık 80 bin ziyaretçi katıldı. Uzun bir planlama ve hazırlık döneminin ardından icra edilen fuarda, 114 imza töreni gerçekleştirildi. Türk savunma ve havacılık sektörünün “yerli ve milli” ürünlerinin sergilendiği fuarda, 281 firma tarafından ürün lansmanı yapıldı.
Sıkı bir hazırlık yaparak katıldığımız fuarda, biz de MSI Dergisi SAHA EXPO 2022 Özel Sayısı’nı sektörle buluşturduk.
Fuarın detaylarını ve öne çıkan gelişmelerini, Aralık sayısında yayınlanacak özel dosyada sizlerle paylaşacak olsak da önemli gördüğümüz bazı konuların altını şimdiden çizmek istiyoruz. Malumunuz “etkinlik enflasyonu” kavramını sektöre kazandıracak kadar çok sayıda etkinliğin yapıldığı bir dönemi de yaşamış bir ekibiz. Ne zaman “etkinlikler” konusu gündeme gelse etkinliklerin azlığı ya da çokluğunun değil, etkinliklerin paydaşlarına ve katılımcılarına sağladığı faydalar üzerinden tartışılması gerektiğini savunduk. Katılımcıların beklentilerini karşılayamayan etkinliklerin sürdürülebilir olamayacağını; taraflara fayda sağlayanların ise gelişerek yola devam edeceğini dile getirdik.
Bu perspektiften baktığımızda, SAHA EXPO 2022’nin, tüm tarafların beklentileri karşıladığını ve hatta üzerine çıktığını söylemek mümkün. Fuar katılımcıları ve ziyaretçileri ile temaslarımızın neredeyse hepsinde, aynı şey konuşuldu: “Fuar beklenenden çok daha iyi geçiyor.” Hatta bazı katılımcıların; “Bu kadar iyi olacağını beklemiyorduk, keşke daha iyi hazırlansaydık.” dedikleri de oldu. Fuar boyunca katılımcılar ve ziyaretçilerle yapmış olduğumuz sohbetlerde aldığımız notlar ve gözlemlerimiz ışığında, SAHA EXPO 2022, “bitse de gitsek” diye düşünülmeyen bir etkinlik olarak hafızalarda yer etti.
Gelinen noktada, SAHA EXPO’nun, sektörel etkinlikler arasında ciddi bir şekilde ayrıştığını ve fuar öncesi SAHA İstanbul yetkilileri ile yapmış olduğumuz görüşmelerde bize bildirilen, “tüm katılımcılarına katma değer sağlayan bir etkinlik olma” hedefine ulaştığını söyleyebiliriz.
Tabi ki her fuar için olduğu gibi SAHA EXPO 2022 için de “daha iyi olabilirdi” denilebilecek çok şey bulmak mümkün. Bize göre ise bundan sonrası için SAHA EXPO’nun en önemli gelişim alanı, “uluslararası etkinlik” niteliklerini geliştirmek olacaktır.
“Uluslararası etkinlik” derken sadece düzenlendiği ülkenin tedarik projelerine sıkışmış bir fuarı kast etmiyoruz. Özellikle Avrupa’da düzenlenen bazı fuarlarda olduğu gibi dünyayı buluşturan bir etkinlik var hayalimizde. Gözlemlerimiz ışığında, SAHA EXPO’nun da böyle bir etkinlik olma yolunda çok büyük ve önemli bir adım attığının altını çizmeliyiz.
Bu yılki başarıyla birlikte, SAHA EXPO’nun, sektörel etkinlikler arasında ayrı ve özel bir yer edindiğini ve hatta sektörün, 22-26 Ekim 2024 tarihinde düzenlenmesi planlanan bir sonraki fuarı sabırsızlıkla beklediğini söyleyerek bu sayıya da noktayı koyalım.
Kasım ayının öne çıkan gelişmelerini sizlerle paylaşacağımız Aralık sayısı ile gelecek ay yeniden birlikte olmak dileğiyle.