Türk Savunma ve Havacılık Sanayisinin “Skunk Works”ü: Altınay Savunma Teknolojileri
Altınay Savunma Teknolojileri, 2007 yılında adım attığı savunma ve havacılık sanayisinde görev aldığı 200’ün üzerinde proje vesilesiyle Türk savunma ve havacılık sanayisinin gelişim sürecindeki köşe taşlarından biri oldu. Görev aldığı projelerden kazandığı kabiliyetleri ürünlere dönüştüren firma, bugün TUSAŞ ile iştirak şirketi olan TAAC ve ASELSAN ile iştirak şirketi olan DASAL ile birlikte, “Altınay Savunma Grubu” yapısını oluşturuyor. Bu iştiraklerden TAAC, her hava platformu için özel olarak ele alınması gereken iniş takımlarının ve uçuş kontrol sistemlerinin geliştirildiği, ulusal ve uluslararası düzeyde çözüm oluşturma kabiliyeti olan bir havacılık şirketi olarak kurgulandı. DASAL ise sahip olduğu kabiliyetleri ve ortaya koyduğu ürünleri ile büyük bir hızla gelişmekte olan insansız hava araçları (İHA) alanına odaklanmış bir firma olarak öne çıkıyor.
Bu sayımızın kapak dosyasına konuk ettiğimiz Altınay Savunma Teknolojileri’nin Genel Müdürü Z. Burak Mercan ile Altınay’ın sektördeki yolculuğu ve bugün ulaştıkları noktayı konuştuk.
Altınay Savunma Teknolojileri, savunma ve havacılık sanayisinde 200’ün üzerinde proje tamamlamış ve ulaştığı teknik ve idari olgunluk seviyeleri sayesinde Türkiye için kritik öneme sahip iştirak şirketlerini bünyesinden çıkartmış bir firma olsa da şimdiye kadar yaptıklarını anlatma konusunda biraz fazla mütevazı davranmış görünüyor.
Bu durumun arkasında da muhtemelen, son döneme kadar firmanın faaliyetlerini daha çok bir proje şirketi olarak sürdürmüş olması yatıyor. Mercan’ın şu sözleri de bu tespitimizi doğruluyor: “Proje şirketi olmanın en büyük artısı, her yaptığınız projenin size bir kabiliyet kazandırmasıdır. Öte yandan bir proje şirketi olarak hayatınızı devam ettirebilmek, gelecekle ilgili öngörülerde bulunabilmek çok zor.
Genetik kodlarımızı endüstriyel tabanımızdan miras alan bir firmayız ve bu doğrultuda bugüne kadar, savunma ve havacılık sanayisinin ‘Skunk Works’ü gibi çalıştık dersek yanlış olmaz. Geliştirdiğimiz birçok projenin fikri mülkiyet hakları tamamen ülkemize ait. Bununla birlikte oldukça derin ve yetkin bir kabiliyetler seti kazandık. Bu kabiliyetler setini hiçbir fikri mülkiyet hakkını ihmal etmeyecek şekilde ürünlere dönüştürebiliriz ya da uzmanlık alanımızın sağında, solunda, önünde ve arkasında yatan engin boşluklarda yeni ürünler yetiştirebiliriz.”
Mercan, firmanın bugün hangi noktada olduğunu ise şu şekilde tanımlıyor: “Altınay’ın savunma ve havacılık sanayisindeki geçmişine bakacak olursak 2013 yılına kadar çıraklık dönemimiz olduğunu söyleyebilirim. 2013 ve 2022 yılları arasında geçen süre ise kalfalık. Artık önümüzde, olgunluk dönemi bulunuyor ve bu dönemin anahtarının da küresel rekabete açık, yurt dışındaki faaliyetlerinde de sürdürülebilirliği yakalamış bir firmaya dönüşmek olduğunu düşünüyoruz.”
Önümüzdeki dönemde uluslararası pazarlarda daha fazla rol almayı planlayan Altınay Savunma Teknolojileri, iştiraklerinden DASAL ile Şubat ayında gerçekleştirilen IDEX fuarında da adından söz ettirdi. Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) International Golden Group (IGG) firması ile fuarda bir mutabakat muhtırası imzalaması, firmanın uluslararası alandaki varlığını arttırma hedefi yolunda önemli bir adım oldu.
IDEX Fuarına Türk Teknolojik KOBİ’leri Damga Vurdu
Türkiye ve BAE arasındaki ilişkilerin düzelmesi, 20-24 Şubat tarihleri arasında düzenlenen IDEX fuarına, irili ufaklı çok sayıda Türk firmasının katılmasının da yolunu açtı. Türk savunma ve havacılık sektöründen yaklaşık 50 kurum ve kuruluşun katıldığı IDEX fuarının sektörün teknolojik KOBİ’leri adına en önemli gelişmesi, BAE’nin savunma ve güvenlik alanındaki tedarikten sorumlu kurumu Tawazun’un, ANDAR ve TUALCOM firmaları ile iş birliği anlaşmaları imzalaması oldu. Her iki Türk firmasının faaliyet alanlarında ortaya koydukları ürünlerin ve bu ürünlerde kullandıkları teknoloji seviyelerinin ve fiyatlarının dünya ile yarışabilecek düzeyde olduğu gözden kaçmasın.
Stantların Güzel Olması Yeterli mi?
Türkiye adına bu kadar büyük katılıma sahne olan bir fuarda, Türk savunma ve havacılık sektörünün neden daha organize ve odaklı bir katılım göstermediği ise aklımıza takılan bir soru oldu.
IDEX’e katılan sektör firmaları, fuar kapsamındaki tanıtım faaliyetleri açısından da başarılı bir performans sergilemediler. Birkaç tane firma tarafından yayınlanan basın bültenleri ve sosyal medya mesajları dışında, hangi firmanın fuara neden katıldığı, hangi ürünlerini ve hizmetlerini sergilediği ya da fuardaki faaliyetlerine ilişkin herhangi bir bilgilendirme yapılmadı.
Fuar kapsamında yapılan seyahat ve stant harcamaları ile kıyaslandığında önemsenemeyecek kadar düşük bütçeler gerektiren; ancak kalıcılık açısından etkili diğer tanıtım faaliyetlerine sektörün neden bu kadar ilgisiz kaldığı, cevap bulunması gereken bir diğer soru.
Bu soruların cevapları, sektörün sadece kurumsal iletişim tarafındaki fonksiyonlarının gerektiği şekilde çalışmaması ile açıklanamaz. Türk savunma ve havacılık sektörü, tanıtım faaliyetleri açısından “en iyi yapılan şey fuara katılmak ve stant açmak” denkleminin dışına çıkmak istiyorsa satış, pazarlama, tanıtım ve iş geliştirme fonksiyonlarının topyekûn gözden geçirilmesi gerekiyor.
Bu soruların varlığı da aslında, daha üst seviyelerde ortaya koyulması gereken satışa yönelik stratejilerde eksiklikler olduğuna işaret ediyor.
Tanıtım açısından sektörün en başarılı firmaları arasında yer alan Baykar’a baktığımızda, bu konuya en başından beri büyük önem verdiğini; firma büyüdükçe yapılan tanıtım faaliyetlerinin de aynı oranda büyüdüğünü ve belki daha da önemlisi, motivasyonun hiç eksilmediğini görüyoruz.
IDEX penceresinden konuya baktığımızda ise bir başka örnek olarak karşımıza, Tawazun ile imzaladığı iş birliği anlaşmasıyla da adından söz ettiren ANDAR çıkıyor.
ANDAR, KOBİ’lerin de Fark Yaratabileceğini Kanıtladı
IDEX fuarı odaklı tanıtım faaliyetlerini, fuardan döndükten sonra da devam ettiren neredeyse tek Türk firması olan ANDAR hem insan kaynağı hem de maddi kaynakları kısıtlı bir KOBİ’nin, iyi bir planlama ve doğru stratejiyle tanıtım alanında nasıl fark yaratılabileceğinin güzel bir örneğini ortaya koydu.
Önümüzdeki dönemde ihracat pazarlarında adını çok daha güçlü duyurmaya hazırlanan ANDAR, bu alanda ortaya koyduğu strateji ve bu stratejiye uygun olarak; IDEX fuarı öncesi, esnası ve sonrasında yaptığı fuar odaklı tanıtım faaliyetlerinin yanı sıra BAE’ye gerçekleştirdiği ziyaretlerle de az önce bahsettiğimiz denklemin dışına çıkmanın, kolay olmasa bile çok da zor olmadığını ispatlamıştır.
Fuarda, elektromekanik hareket sistemleri alanında ortaya koyduğu ürünleri sergileyen firma, bir akıllı mühimmatın hedefe ulaşmasını sağlayan güdüm sisteminin bir alt unsuru olarak tanımlanabilecek CAS (control actuation systems) çözümünün lansmanını da IDEX 2023’te yaptı. ANDAR Kurucu Ortağı ve CEO’su Gökhan Koyuncu ile fuar sonrası bir araya geldik ve sıcağı sıcağına; IDEX katılımlarını, Tawazun ile imzalanan mutabakat zaptını, CAS’a ilişkin detayları ve bundan sonra ANDAR’ı nelerin beklediğini konuştuk.
Koyuncu’nun, pek çok önemli konuya değindiğimiz söyleşimizin son bölümündeki şu değerlendirmelerini, sektörün geleceği açısından çok önemli buluyoruz: “Türkiye’nin savunma ve havacılık sanayisinde son yıllarda sergilediği başarı, dünya çapında kabul görüyor. Bu oldukça önemli. Ancak vitrinde hep büyük firmalar, sistem entegratörleri duruyor. Aslında Türkiye, savunma ve havacılık sanayisini sağlam bir ekosistem kurarak ilerletmeyi başardı. Bu başarının perde arkasında da bizim gibi teknolojik KOBİ’ler var.
Bundan sonraki süreçte, ekosistem içinde yer alan küçük ve orta ölçekli alt sistem ve teknoloji üreticisi firmaların da kendilerini dünya pazarında duyurması gerektiğini düşünüyorum. ANDAR, bu tip bir alt sistem ve teknoloji firması olarak küreselleşme yolunda ilerliyor. Çünkü sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmak için doğduğunuz ekosistemin dışına çıkmak ve başka ekosistemlerin de parçası olmak zorundasınız. Elbette bizim gibi dünya çapında açılımlar yapacak başka Türk firmaları da çıkacaktır. Tüm firmalarımıza bu zorlu yolda başarılar diliyorum.”
IDEF’in Temmuz’da Yapılacağı Kesinleşti
Bir süredir gündemi meşgul eden IDEF’in ne zaman yapılacağı konusu da kısa süre önce açıklığa kavuştu. IDEF 2023’ün organizasyonundan sorumlu Tüyap tarafından yapılan açıklamayla fuarın, 25-28 Temmuz tarihleri arasında ve İstanbul’daki, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenleneceği resmi olarak duyuruldu.
Tüyap yetkililerinden aldığımız bilgilere göre, 2021’deki fuar alanlarının tamamının satışı bitirilmiş; sektörden gelen talep doğrultusunda açılan yeni alanların yüzde 80’inin satışı da tamamlanmış durumda. Bu veriler, bu yıl 16. kez düzenlenecek IDEF fuarına gösterilen ilginin yanı sıra Türk savunma ve havacılık sanayisinin artık kabına sığamadığını gösteriyor.
Mart ayının öne çıkan gelişmelerini sizlerle paylaşacağımız Nisan sayısı ile gelecek ay yeniden birlikte olmak dileğiyle.