Alper ÇALIK / a.calik@savunmahaber.com
Sentez Medya, Eylül ayında, kendisine ait e-Safe markası altında, iki ayrı etkinlik düzenledi. 3 Eylül’de, çevrim içi olarak gerçekleştirilen e-Safe Digital video konferansında, yerli ve milli ürünlerde uluslararası iş birliği konusu; 24 Eylül’de hibrit olarak gerçekleştirilen 4’üncü e-Safe Siber Güvenlik Zirvesi’nde ise kritik alt yapılarda siber güvenlik konusu ele alındı. Her iki etkinliğe de konuk olan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, önemli açıklamalarda bulundu. MSI Dergisi ise etkinlikleri, Resmi Yayın ve Basın Sponsoru olarak destekledi.
24 Eylül’deki zirve, COVID-19 salgını nedeniyle bu yıl, hem fiziksel olarak hem de çevrim içi şekilde gerçekleştirildi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) binasında gerçekleştirilen etkinliğin fiziksel bölümüne; protokol mensupları, konuşmacılar, sponsorlar ve basın mensupları katıldılar. İzleyiciler ise etkinliği, e-Safe’in resmi YouTube kanalı üzerinden ve Türksat Kablo-Net üzerinden canlı olarak takip ettiler. Etkinlik organizatörleri tarafından, zirvenin, bu yönüyle Türkiye’nin ilk hibrit etkinliği olduğuna dikkat çekildi.

Siber Güvenlik Ekosistemi Buluştu
Etkinlikte, siber güvenlik ekosistemini oluşturan 6 ana paydaş olan; kullanıcılar, üreticiler, üniversiteler, medya, sivil toplum kuruluşları (STK) ve kamu kurumlarını temsil eden 15 konuşmacı yer aldı. Etkinlikte, Dr. Sayan’ın yanı sıra BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu ile e-Safe Kurucusu ve Zirve Başkanı Musa Savaş da birer açılış konuşması yaptılar.
Dr. Sayan, konuşmasında, şunları söyledi: “Son dönemde yaşananlar, bu anlamda bize kritik altyapıların gündelik hayatımızda nasıl bir öneme sahip olduğunu ve iş birliğinin hayati rol oynadığını bir kez daha gösterdi. Son dönemde, siber saldırıların hastanelerde de yoğunlaştığını; hastaların hizmet alamamasına yol açtığını; benzer şekilde, enerji ihtiyacının arttığı dönemlerde, enerji sistemlerinin de birçok ülkede siber saldırılara hedef olduğunu da hep birlikte görüyoruz. Siber dünyada her zaman bir hedef olabileceğimizi bilerek; Siber Olaylara Müdahale Ekiplerimiz (SOME), sistemlerimiz ve uzmanlarımız ile birlikte, güçlü bir savunma hattı oluşturduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim.”
209 Adet Sahte Video Konferans Uygulaması Engellendi

Dr. Sayan, şöyle devam etti: “Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi’nde (USOM), sürekli bir teyakkuz hali sürdürülmekte. Tehdit istihbaratı çalışmalarında en çok bilinen konferans uygulamalarının sahteleri türedi. Bunların tespit edilmesi için imzalar yazıldı, tehdit avcılığı yapıldı. Bunu, bugün ilk defa burada açıklıyoruz: 209 adet sahte konferans uygulaması tespit edilerek gerekli işlemler hayata geçirildi. Yani siz, bir konferans uygulaması yüklüyorum derken, size sahtesini yükletip, tüm bilgilerinize ulaşıyorlar. USOM, 209 adedini tespit etti ve bunları engelledi. Şu anda yoklar.”
Siber Güvenlik, Ulusal Güvenliğin Bir Parçası
BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu ise konuşmasında, şunları kaydetti: “Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü, artık kendi başına bir sektör olmanın yanında diğer sektörlerde de kalkınma ve büyümenin temel aktörü oldu ve bugün, dijital dönüşüm çağının en önemli sektörü haline geldi. Elektronik haberleşme altyapılarının güvenliği; enerji, sağlık, bankacılık gibi diğer sektörlerin de güvenliğinde ve hizmetlerinin devamlılığında önemli bir rol oynuyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘Sınırlarımızın güvenliği ne kadar önemliyse elektronik sistemlerimizin ve verilerin güvenliği de o derece önemlidir.’ ifadeleriyle siber güvenliğin ne derece önemli olduğunun altını çizmişti. Biz de BTK olarak, en önemli görevlerimizden biri olan siber saldırıların engellenmesi ve caydırıcılığın sağlanması noktasında azami gayret gösteriyoruz. Bu kapsamda, BTK olarak, sadece işletmecilerle değil tüm tüzel kişiliklerle de gerekli önleyici çalışmaları yapıyor. Biz, siber güvenliği, sosyal ve ekonomik yaşamı olumsuz etkileyen riskler nedeniyle ulusal güvenliğimizin bir parçası olarak görüyoruz.”

Yerli ve Milli Ürünlerde Uluslararası İş Birliği
3 Eylül’de gerçekleştirilen; “Yerli ve Milli Ürünlerde Uluslararası İş Birliği” başlıklı video konferansta ise iş birliği konusu, TÜBİTAK tarafından geliştirilen ve HAVELSAN tarafından ticarileştirilen, yerli ve milli işletim sistemi PARDUS ve Trend Micro tarafından geliştirilen “Deep Security” ürünü üzerinden masaya yatırıldı. e-Safe Kurucusu ve Zirve Başkanı Musa Savaş’ın moderatörlüğünü üstlendiği etkinlikte, Dr. Sayan’ın yanı sıra HAVELSAN Genel Müdürü Dr. Mehmet Akif Nacar ve Trend Micro Akdeniz Ülkeleri, İsrail, Rusya Federasyonu ve Türki Cumhuriyetler Bölge Başkanı Yakup Börekçioğlu da birer konuşma yaptı. Etkinlikteki konuşmacıların öne çıkardıkları konu başlıkları şunlar oldu:
- Yerli ve milli ürünlerin sürdürülebilir şekilde geliştirilebilmesi için, bu ürünler, ihraç edilebilir nitelikte olmalıdır.
- Yerli ve milli ürünlerin, yurt içinde 10 binlerce adet satılmasını hedeflemek yerine, uluslararası alanda, 100 binlerce adet satılmasını hedeflemek gerekiyor.
- Siber güvenlik alanındaki ürünlerin ihraç edilerek satış sayısının arttırılması, ürünlerin birim Ar-Ge maliyetlerinin düşürülmesini de sağlar.
- Yerli ve milli ürünlerin uluslararası pazara hitap edebilmesi için, her ülkede yaygın şekilde kullanılan yazılımlarla uyumlu olması, bunun için de iş birlikleri yürütülmesi şarttır.
- Ürünlerin ihraç edilmesi, yurt içindeki ürün geliştirme ekosistemine de ekonomik olarak önemli katkılar sağlıyor.
Yerli ve Milli Ürünler, Rekabette Öne Geçirecek
Bu etkinliğin kapanış konuşmasını yapan Dr. Sayan, şunları söyledi: “Bugün yerli İHA’larımızı, SİHA’larımızı, baz istasyonlarımızı, silahlarımızı, siber güvenlik ürünlerimizi üretiyor; yerli sondaj gemileri ile doğal gaz çıkarıyor; yerli milli yazılımlar ile siber güvenliğimizi koruyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda, 300 İHA tarafından gerçekleştirilen, bu kadar büyük çapta ilk kez düzenlenen ve hazırlıkları 1,5 ay süren ışık gösterisinin koreografisi, tasarımı ve simülasyonu, tamamen Türk tasarımcılar tarafından hazırlandı. Son yıllardaki konjonktür bize çok iyi gösterdi ki; her ülke kendi teknolojisini üretmek zorunda. Küreselleşme arttıkça, rekabet de aynı oranda artıyor. Ve bu rekabet ortamında, tüm dünyanın gözü önünde ismimizin parlamasını sağlayacak yegâne şey, yerli ve milli üretim olacak.”

HAVELSAN, 20’ye Yakın Kurumda, PARDUS Göçü’ne Devam Ediyor
HAVELSAN Genel Müdürü Dr. Mehmet Akif Nacar, etkinlikteki konuşmasında, PARDUS işletim sistemine yönelik sundukları hizmetlerle ile ilgili çeşitli açıklamalarda bulundu. Dr. Nacar’ın aktardığı bilgilere göre, HAVELSAN, hâlihazırda 20’ye yakın kurumda, PARDUS işletim sisteminin kurulumuna devam ediyor.
PARDUS Göçü olarak da adlandırılan kurulum sürecinin devam ettiği kurumlar arasında; Milli Savunma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, AFAD Başkanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı da bulunuyor.
Dr. Nacar, TÜBİTAK tarafından geliştirilen PARDUS işletim sistemi için, HAVELSAN’ın; yaygınlaştırma, entegrasyon ve kurulum çalışmaları yürüttüğünü; ayrıca bu süreçte ortaya çıkan; yazılım, sürücü ve uygulama ihtiyaçlarına yönelik olarak görevler aldığını dile getirdi. PARDUS ve Linux bilgisayarların uzaktan yönetilebilmesi için, HAVELSAN tarafından Liman Merkezi Yönetim Sistemi’nin geliştirildiğini kaydeden Dr. Nacar, PARDUS’un evrenselleşmesi için, yerli ürünlerde olduğu gibi, yabancı ürünlerle de uyumluluk çalışmalarının devam ettiğini ifade etti. PARDUS’un yaygınlaştırılması sürecinde, dünyadaki önemli rakipleri gibi, yerli ve yabancı ekosistemin geliştirilmesinin önemine dikkat çeken Dr. Nacar, www.aciklab.com web sitesinde, PARDUS işletim sistemi ile ilgili bilgilere ulaşılabildiğini belirtti.
Etkinlikte, HAVELSAN’ın PARDUS için geliştirdiği ya da PARDUS ile uyumlu hale getirdiği yazılımlara da değinen Dr. Nacar, bunlardan bazılarını; ATLAS G, LOKMAN, KAŞİF, HARF ve HAVELKOM şeklinde sıraladı.

PARDUS’un İhracat Potansiyeli, Deep Security ile Artabilir
Trend Micro Akdeniz Ülkeleri, İsrail, Rusya Federasyonu ve Türki Cumhuriyetler Bölge Başkanı Yakup Börekçioğlu ise “Ülkelerin yerli verilerinin, o ülkelerde kalması gerekiyor. Biz, ülkelerle beraber, ortaklaşa güvenlik hizmeti vermek istiyoruz. Trade intelligence (ticari istihbarat) [konusunda kullanılabilecek] verilerini korumak için, bizim uzmanlarımızla beraber ortaklaşa çalışma yaparak o ülkedeki siber güvenlik bilinirliğinin arttırılmasını hedefliyoruz. Biz, ileriki dönemlerde de doğru bir şekilde, doğru merkezlerde, doğru kurumlarla bu işi yapmak istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Trend Micro’nun Deep Security ürününün 7 farklı özelliğini, PARDUS kullanıcılarına açmayı hedeflediklerini belirten Börekçioğlu, ortaklaşa bir iş planı oluşturarak, bunu farklı ülkelerin kullanımına da sunmak istediklerini vurguladı. Trend Micro’nun, Japonya kökenli bir siber güvenlik firması olduğunu belirten Börekçioğlu, kültürel yakınlık itibarıyla daima Türkiye ile yakın çalışmalar yürütmek istediklerinin altını çizdi.