Samsun Yurt Savunma (SYS), CANiK markası altında hem Türk Silahlı Kuvvetleri hem de yabancı silahlı kuvvetler ve güvenlik güçleri için ateşli silah çözümleri sağlamaya devam ediyor. Firma, 12,7 mm’lik CANiK M2 QCB serisi ağır makinalı tüfeklerin Quick-Change Barrel (QCB) sürümünü kara birlikleri için; yüksek korozyon dayanımına sahip QCB-N sürümünü ise deniz platformları için geliştirdi. Firmanın hava platformları için sunduğu ürün ve çözümler arasında ise bu silahın daha yüksek atım hızına sahip versiyonu olan CANiK M2F ile hava araçlarına özel olarak geliştirdiği hafif mesnetler yer alıyor. Firma, “Silah Değil Platform” anlayışı ile bu ürünleri, kullanılacakları araçlara entegre etmek için de çözümler geliştiriyor.
SYS, CANiK M2 QCB’yi, yoğun Ar-Ge ve test çalışmaları neticesinde üretti. Firma, bu yolculuğa, dünyanın en iyi M2 ağır makineli tüfeğini CANiK markası altında üretme hedefiyle başladı. Bu süreçte, dünyada benzeri olmayan eşsiz bir namlu üretim teknolojisi de geliştirdi. Yapılan çalışmalar neticesinde, dünyadaki rakiplerine kıyasla ömürleri iki kat uzun olan ateşleme iğnesi ve tahliye tırnağı ile 25 bin atım ömürlü namluya sahip bir silah ortaya çıktı ve SYS, tüm dünyada, bu makineli tüfeği üretebilen 5’inci şirket oldu.
Adım Adım Başarıya Giden Yolculuk

SYS, 12,7 mm’lik bir makineli tüfek geliştirmek için Savunma Sanayii Başkanlığına (SSB) ilk başvurusunu, 2012 yılında yaptı. SSB ile “Makinalı Tüfek Geliştirme Projesi”ni 2018 yılında imzalayan şirket, 3 yılda, projenin tasarım, kalifikasyon ve endüstriyelleşme süreçlerini tamamladı. Bu silahları istenilen standartlarda üretebilmek, SYS için zorlu bir yolculuktu. Ancak yapılan çalışmalar, bu silahın performansını NATO standartlarının ve kullanıcı beklentilerinin çok daha ötesine taşıdı. Bu noktada, özellikle silahın namlusunun üretimi için dünyada bir benzeri daha olmayan teknolojiler geliştirildi.
Bu teknolojiler sayesinde, silahın son kullanıcı elindeki performansına en çok etki eden parçalarından biri olan namlusuna, muadili silahların çok ötesinde kabiliyetler kazandırıldı. Örneğin, namlunun atım ömrü, bu tip silahlardan standart olarak beklenen 10.000 atım yerine, 25.000 üzeri atıma çıkarıldı. Silahın standart mühimmatla isabet kabiliyeti ise 6 MOA’nın altına indirildi. Ayrıca uygulanan kaplama yöntemleriyle namlunun korozyon gibi çevresel etkilere karşı direnci, rakiplerde olmayan bir seviyeye ulaştırıldı. Tüm bunlar, 6,5 milyon dolarlık Ar-Ge çalışmasına ilave olarak 19 milyon dolar değerinde makine parkuru yatırımı sayesinde gerçekleştirildi.
Malzeme ve Kaplama Teknolojilerinde İlkler
SYS, namlu geliştirme sürecine, yeterince iyi olmayan malzeme kullanarak iyi bir ürün üretilmeyeceğinin bilinciyle öncelikle malzeme bilimlerine ve teknolojilerine odaklanarak başladı. Bunun için belirli minerallerin özel oranlarda kullanıldığı bir malzeme reçetesi hazırlandı ve ideal bir namlu hammaddesi elde edildi.

Namlu üretimi konusundaki bir diğer önemli teknoloji ise kaplama teknolojisi. Firma, bu konuda da yoğun çalışmalar yaptı ve silahın pek çok özelliğini üst seviyeye taşıyacak bir kaplama teknolojisi geliştirdi. Namlu dışı için ayrı bir boyama yöntemi; namlu içi için de ayrı bir kaplama tekniği kullanıldı. Boyama ve kaplama sırasında kullanılan kimyasalların bileşenlerini de yine özel Ar-Ge çalışmaları ile SYS belirledi. Bu sayede hem silahın performansı iyileşti hem de özellikle korozyon gibi çevresel etkilere karşı olan dayanıklılığı büyük oranda arttırıldı. Bu noktada, özellikle namlu içinin hassas şekilde ve tam olarak istenilen kalınlıkta kaplanabilmesi, üstesinden gelinmesi gereken en büyük zorluk oldu. Namlunun mermi ile etkileşime girdiği iç bölümünün gereğinden fazla veya az kaplanmasının önüne geçildi ve en doğru değerlere ulaşılmasıyla da sahada en iyi performansı gösteren namlu ortaya çıkarıldı.
Yapılan iyileştirmeler, sadece alaşım, kaplama ya da boya ile sınırlı kalmadı. Yılda 3.000 adet M2 üretebilecek bir seri üretim alt yapısı da kuruldu. SYS bu noktada, CANiK tabancalarının seri üretiminden elde ettiği tecrübelerden yararlandı. SYS, silah üretiminde kullanılan ve “mastar” olarak adlandırılan özel kalıpları kendi tasarlayan ve üreten dünya genelindeki az sayıdaki ateşli silah üreticisi arasında yer alıyor. Seri üretimden çıkan tüm parçalar, bu mastarlarla kontrol ediliyor. Bu mastarların ölçülerinin doğruluğu ise havacılık alanında kullanılacak kadar hassas olan ve yüzbinlerce dolarlık yatırım gerektiren 3 boyutlu ölçüm cihazları ile sağlanıyor. Böylece, ölçüm cihazları mastarları kalibre ediyor; mastarlar ise parçaların hassasiyetini doğruluyor.

SYS, kaliteyi bir adım daha öteye taşımak için süreçlerine, Türkiye’de uygulanmayan bir adımı daha ekledi. Üretilen tüm parçaların manyetik yöntemlerle çatlak kontrolüne tabii tutulması sayesinde parçaların bir nevi röntgeni çekiliyor ve içlerinde gözle görülemeyen kusurlar olup olmadığı anlaşılabiliyor.
Günümüzde herhangi bir tipteki makineli tüfek için en önemli beklentilerden biri de silahın hızlı değiştirilebilir namlu, yani QCB özelliğine sahip olması. Özellikle bu silahın ortaya çıktığı 1930’lu yıllarda, üretim teknolojileri henüz çok ileri değildi ve imalat toleransları çok yüksekti. Bu nedenle silah her takılıp söküldüğünde, düzgün ve emniyetli şekilde çalışabilmesi için namlu ve mekanizma arasındaki boşluk olarak tanımlanan “headspace” ayarının ve iğnenin kapsüle çarpacağı anı belirleyen zamanlama ayarlarının tekrar yapılması gerekiyordu.

QCB teknolojisi ise bu durumu ortadan kaldırdı ve namluların çok seri bir şekilde değiştirilebilmesinin önünü açtı. SYS de M2 ile ilgili çalışmalara başladığında, QCB özellikli bir silah geliştirmenin ötesinde, çok daha düşük üretim toleranslarına ulaşmayı hedefledi. Sonuç olarak da ateşlenen her fişekte saat gibi çalışan ve isabet oranı 6 MOA’nın altında bir namlu ortaya çıktı.
Silah Değil Platform
Dünyadaki emsallerinden üstün özelliklere sahip olan ve tüm parçaları Türkiye’de üretilen CANiK M2 QCB, farklı aksesuarlarla birlikte komple bir sistem olarak kullanıcılara sunuluyor. Ürün, Tablo 1’de sergilenen özellikleriyle makineli tüfekler arasında ayrıcalıklı bir yere sahip.
CANiK M2 QCB’yi rakiplerinden ayıran bir diğer özelliği de “Silah Değil Platform” yaklaşımını benimseyen SYS’nin, bu ürünü, pek çok aksesuarla birlikte komple bir çözüm olarak sunuyor olması. Bu aksesuarlar arasında, iki farklı model sehpa, çeşitli optik nişangâhlar, lazer işaretleyiciler, özel alev gizleyenler ve sönümleyiciler yer alıyor. Benzer şekilde, SYS’nin dünyadaki tüm M2 silahlarına uygun şekilde tasarladığı M2 Bakım Kiti ise bu silahın bakım ve ayarlarını yapacak bir personelin ihtiyaç duyabileceği her türlü ekipmanı bünyesinde barındırıyor.
SYS’nin kara birlikleri için hazırladığı konfigürasyon, CANiK M2 QCB’yi temel alarak şekilleniyor. Bu konfigürasyonda, silaha ilave olarak, yerli ve yabancı üreticiler tarafından geliştirilen farklı aksesuarlar bulunuyor. Bunlar, silah üzerine, Cadex SOLO arayüzle bağlanıyor. Bu arayüz, sahip olduğu sönümleyiciler sayesinde atış sırasında silahta oluşan titreşimlerin, diğer aksesuarlara yansımasını ve atış performansının düşmesini engelliyor.
M2 ağır makinalı tüfek, kara birlikleri tarafından, bir araca entegre edilmeden kullanılacağı durumlarda, üçayaklı sehpa üzerine yerleştirilerek ateşleniyor. SYS’nin özel olarak geliştirdiği üçayaklı sehpa, sahra şartlarında kolaylıkla iki parçaya ayrılabiliyor ve bu sayede iki personel tarafından taşınabiliyor. SYS, geleneksel tasarıma sahip bu sehpanın yanı sıra CANiK M2 QCB için geliştirdiği ve karbon fiber kompozit malzemeden özel olarak üretilen hafifletilmiş bir sehpayı da kullanıcılarına sunuyor. Geleneksel tasarım yaklaşık 20 kg ağırlığa sahipken SYS’nin hafifletilmiş sehpası, toplam 8 kg ağırlığa sahip.

SYS’nin kara birlikleri için önerdiği sürümde, sahadaki kullanıcılar, yoğun çatışmalar sırasında aşırı ısınan namluyu saniyeler içerisinde sökerek yerine yedek namluyu takabiliyor. Bu esnada silahın esas namlusu soğurken silah, ateş gücünden ödün vermeden atışa devam edebiliyor. Silah, düşmanın yaya unsurlarına karşı kullanıldığında, özellikle sütre gerisindeki ya da uzak mesafedeki piyadenin baskı altına alınması için kullanılabiliyor.
Kara platformları için geliştirilen pek çok silah sistemi, maliyet etkinlik gibi nedenlerden ötürü, üzerinde fazla bir modifikasyon yapılmaksızın deniz platformlarına da entegre ediliyor. Bu durum, başta tuzlu su olmak üzere deniz şartlarında daha farklı olan çevresel koşulların, silahları olumsuz etkilemesine yol açabiliyor. SYS’nin uyguladığı özel kaplama teknolojisi ise CANiK M2 QCB-N ağır makinalı tüfeğin daha yüksek bir korozyon direncine sahip olmasını sağlıyor. SYS, bu silahın namlusunu da muadillerinden farklı bir şekilde test ediyor. Namlu, bir hafta boyunca özel bir test kabinine sokuluyor ve burada yoğunlaştırılmış bir şekilde tuz sisine tabi tutuluyor. Bu sayede namlunun 20 yılda maruz kalacağı korozyon şartları, 1 haftada test ediliyor.
Firma, hava platformları için ise silahın daha yüksek atım hızına sahip versiyonu olan CANiK M2F’yi sunuyor. SYS’nin silah entegrasyonu alanında uzmanlaşan iştiraki Unidef de CANiK M2F’yi kullanacak hava araçları için farklı alaşımlar ve farklı tasarım prensipleri kullanarak hafifletilmiş mesnetler geliştirdi. Bu sayede hava araçlarındaki en büyük kısıtlardan biri olan ağırlık engeline takılmadan yüksek ateş gücü sağlayabilecek entegrasyon çözümleri ortaya çıktı. Bu çözümlerden biri olan BOMBUS Silah Podu, sabit kanatlı ve döner kanatlı hava platformlarında kullanılmak üzere CANiK M2F ile donatıldı.
Tablo 1. CANiK M2 QCB Ağır Makinalı Tüfeğin Teknik Özellikleri
Silah Entegrasyonunu Unidef ve Unirobotics Sağlıyor
Esasen bir platform silahı olan bu makineli tüfeklerin etkin bir şekilde kullanımı, ancak bunların ilgili hava, kara ve deniz araçlarına kusursuz bir şekilde entegre edilmesi ile söz konusu olabiliyor. İşte tam da bu noktada, SYS’nin iştirakleri olan Unidef ve Unirobotics, ihtiyaç duyulan yetenekleri sunuyor. CANiK M2 QCB, CANiK M2 QCB-N ve CANiK M2F silahları, sağlanan entegrasyon çözümleri sayesinde kara, deniz ve hava araçlarında, şu maksatlarla kullanılabiliyor:
- Zırhlı araçların; kara ve hava hedeflerine karşı öz savunmasında ve anti personel rolünde.
- Özel harekât kuvvetlerinin kara araçlarında; M-134 minigun benzeri daha kısa menzilli silahları tamamlayacak şekilde, uzak mesafeden piyadeyi baskı ateşi altına alma amacıyla ya da hafif zırhlı araçlara karşı.
- Sahil güvenlik botları ve gemilerinde; öz savunma amacıyla ya da kolluk görevleri sırasında ortaya çıkacak anti materyal angajmanlarda gerekli ve orantılı güç uygulanması amacıyla.
- Deniz kuvvetlerinin her sınıf suüstü gemisinde; özellikle de suyun üstünden ya da havadan gelen asimetrik tehditlere karşı, kademeli öz savunma konsepti kapsamında, nokta savunma sistemleri ve otomatik toplarla M-134 minigun arasındaki kabiliyet boşluğunu doldurmak amacıyla.
- Özel harekât kuvvetlerinin botları ve sert karinalı şişme botlar (RHIB) ile hızlı müdahale ve devriye botlarında; uzak mesafeden yapılan baskı atışları ve anti materyal angajmanlarında, M-134 minigun tipi nispeten daha kısa menzilli silahlarla koordineli kullanılmak üzere.
- Döner kanatlı platformların kapı ve rampalarında; platformun öz savunmasını sağlamak, hedeflere saldırı ve baskı atışı icra etmek için.
- Döner kanatlı platformlar ve sabit kanatlı hafif taarruz uçaklarında, kanat veya gövde altında; yakın hava desteğinde kullanılmak üzere makineli tüfek podu olarak.
- Sabit kanatlı deniz karakol uçaklarının kapılarında; “gunship” konfigürasyonuna yönelik uygulamalar için.

M2 QCB, İhracat Başarılarıyla da Öne Çıkıyor
Dünyada her ordunun kullanmak istediği 12,7 mm’lik ağır makinalı tüfekler, çok zor ulaşılabilen silahlar. Özellikle Afrika ve Güney Doğu Asya ülkelerinde, bu silahın çok büyük bir pazarı bulunuyor. Uluslararası üreticilerin, bu silahın farklı ülkelere satışı için ihracat lisansı almaları, en az 90 gün ile 270 gün arası sürebiliyor. Hatta bazı durumlarda, özellikle ABD’nin ITAR kısıtlamaları söz konusu olduğunda, hiç izin de alınamayabiliyor. CANiK M2 QCB, hiçbir bileşeni ITAR’a tabi olmayan bir ürün olduğu için Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği izinler doğrultusunda, sipariş alındıktan sonra 45 günde teslim edilebilecek durumda.
SYS, 2021 yılında, silahın QCB sürümü için; Ortadoğu, Kafkasya ve Afrika ülkelerinden toplam 1.500 adetlik sipariş aldı ve silahların ilk teslimatı bir Orta Doğu ülkesine yapıldı. Ardından Afrika ve Kafkas ülkelerine teslimatlar gerçekleştirildi.

SYS, 2022 yılının Ocak ayında katıldığı SHOT Show fuarında ise silahın ihracatı konusunda; Brezilya, Ekvator Cumhuriyeti, Endonezya, Filipinler, Malezya, Panama ve Paraguay’dan gelen heyetlerle görüştü. Bu görüşmelerin bir kısmı doğrudan son kullanıcılarla bir kısmı da SYS’nin bu ülkelerdeki temsilcileriyle gerçekleştirildi. SYS, yapılan görüşmelerin ardından, toplam adedi henüz açıklanmayan ön siparişler aldı. Alınan bu siparişlerle CANiK M2 QCB’nin Asya ve Güney Amerika’ya ihracatında önemli bir adım atılmış oldu. Bu adımın teslimata dönüşmesi ise çok uzun sürmedi. SYS, DSA 2022 ve NATSEC 2022 fuarlarının ardından yayınladığı basın bülteninde, SHOT Show fuarında görüştüğü Uzak Doğu ülkesinin, CANiK M2 QCB ağır makineli tüfeği kara kuvvetlerinin envanterine aldığını duyurdu.