Şebnem ASİL / s.asil@savunmahaber.com
Ümit BAYRAKTAR / ubayraktar@savunmahaber.com
K. Burak CODUR / b.codur@savunmahaber.com
Savunma ve havacılık sektörünün test alanındaki ihtiyaçlarını karşılamak misyonu ile yola çıkan TRTEST, ürün belgelendirme hizmetleri vermeye de başladı. TRTEST Genel Müdürü Bilal Aktaş, sektörün önüne yeni yollar açacak bu hizmetin kurgusunu, bu hizmet kapsamında bugüne kadar yapılanları ve gelecek ile ilgili hedefleri, MSI Dergisi okuyucuları için anlattı.
MSI Dergisi: Ürün belgelendirme konusundaki ihtiyaç nasıl ortaya çıktı?
Bilal AKTAŞ: Ürün belgelendirme, sivil sektörde, yıllardır uygulanan bir süreç. Sivil ürünlerin piyasalarına baktığımızda, tüketicinin doğru ve güvenilir ürünlere erişebilmesi için kamunun denetim mekanizmaları geliştirdiğini görüyoruz. Gıdadan giyeceğe, elektronik eşyadan makinalara kadar çok geniş bir yelpazedeki ürünler için uygulanan bir mevzuat var. Türkiye’de, şu anda 9 tane kamu kurum ve kuruluşu, piyasa denetimi ve değerlendirmesi konusunda faaliyet gösteriyor. Alanlarına giren ürünleri piyasadan topluyor ve bunları test ediyorlar.
Sivil alanda, bu konuda, milyar dolar mertebesine ulaşmış bir pazar var. Türk belgelendirme kuruluşları, bu pazardan %40-45 oranında pay alıyor. TSE, %35-40’lık, diğer kuruluşlar da %5-10’luk bir paya sahip.
Savunma sanayisine döndüğümüzde ise sivil sektörden farklı olarak, tek bir son kullanıcının olduğunu görüyoruz: Kolluk kuvvetleri. Bunların kullandıkları nihai ürünleri denetlemekle, değerlendirmekle ve belgelendirmekle görevlendirilmiş bir otorite yok. Mevcut düzende, tüm bu süreçler, sözleşme şartlarına göre ve tedarik makamının uygulamaları kapsamında gerçekleştiriliyor. Örneğin, Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Muayene Kabul Komisyonları oluşturuyor; Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ise Kabul Heyetleri eliyle nihai kabulleri yapıyor. Ancak bu yapılar, ilgili proje için bir araya gelen kişilerden oluşuyor ve bu ortamda, bilgi ve tecrübenin biriktirilerek sonraki projelere yansıtılması, kısıtlı oranda gerçekleşebiliyor. Özellikle sivil sektördeki mekanizmalarla karşılaştırıldığında, savunma sanayisi, bu konudaki bilgi ve tecrübe birikimi konusunda geride kalıyor.
Savunma sanayisinde, bu konularda çalışacak bağımsız bir denetim otoritesi neden oluşturulmamış diye baktığımızda, tedarik makamlarının farklılığını ve işin doğası gereği, gizlilik ve güvenlik hususlarını, önde gelen nedenler olarak görüyoruz.

MSI Dergisi: TRTEST, bu noktada nasıl devreye girdi?
Bilal AKTAŞ: Savunma sanayisinde ürün belgelendirme ile ilgili eksikliği, TRTEST’in kuruluşunun ardından yaptığımız çalışmalar ve görüşmeler sırasında tespit ettik. Bu konu, özellikle ihtiyaç makamlarının da farkında olduğu bir husustu. Onlar da konunun bizim tarafımızdan ele alınmasından duydukları memnuniyeti dile getirdiler.
İhtiyaç makamlarını dinlediğimizde, farklı sorunlar yaşadıklarını gördük. Örneğin, bir projede, ihtiyaç makamı, ürünü test etmiş ve ürün testleri geçememiş. Ancak konu yargıya taşınmış ve yargı sürecinde belirlenen bilirkişi, ürünün lehine rapor vermiş ve ihtiyaç makamı, tedariki tamamlamak zorunda kalmış. Şimdi bu ürünler depoda bekliyor. Oysa TRTEST gibi, sektörde otorite olarak kabul görecek bir yapı olsa, bu durum yaşanmayabilirdi.
Bir başka örnekte ise bir kara aracı üreticisi, araçlarının garanti süresi tamamlandıktan sonra, son kullanıcının, Kamu İhale Kanunu uyarınca yaptığı ihalede, en düşük fiyatı veren üreticiden radyatör aldığını ve bu ürünün, uyumsuzluğu nedeni ile araçların motorlarında arızaya yol açtığını anlattı. TRTEST gibi o ürünü belgeleyebilecek bir otorite olsa bu uyumsuzluk da daha önceden tespit edilebilirdi.
Ürün belgelendirme konusunda ilk temaslarımızı, ASELSAN, TUSAŞ, Roketsan, HAVELSAN ve SSB ile kurduk. Temaslarımız neticesinde ilk olarak ASELSAN ile bir iş birliği protokolü imzaladık. Bu iş birliği protokolü, ASELSAN tarafından hâlihazırda yürütülen millileştirme ve yerlileştirme faaliyetleri kapsamında geliştirilen ürünlerin test ve sertifikasyon faaliyetlerinin TRTEST tarafından yürütülmesini amaçlıyor. Bu kapsamda, ASELSAN tarafından belirlenen ürünlere ilişkin gerekliliklere uygun olarak TRTEST tarafından test prosedürleri oluşturulacak. Test faaliyetleri, TRTEST’in hazırladığı ve ASELSAN tarafından onaylanan prosedürlere uygun olarak, TRTEST tarafından ifa edilecek ve raporlanacak. Ürünlerin ASELSAN veya üçüncü taraflarca önceden yapılmış testlerine ait raporların TRTEST tarafından incelemesi, değerlendirilmesi, kontrolü veya doğrulanması hizmeti de sağlanacak ve testleri geçerli ürünlere ilişkin TRTEST tarafından ürün uygunluk sertifikası verilecek.

SSB ile görüşmelerimiz ise SSB tarafından yürütülen Savunma Sanayii Yetenek Envanteri (YETEN) projesi üzerinden ilerliyor. Bu proje kapsamında, yerli üreticilerin ürünleri ile ilgili bilgiler, bir portalde bir araya getiriliyor. İsteyen her firma, ürününü kaydettirebiliyor. Mevcut durumda, bu kayıtlar, beyan usulüne göre yapılıyor. Portalde yer alan ürünlerin listesi, SSB projelerinin teklife çağrı dokümanlarının ekinde yer alıyor. Firmalara, projelerinde bu ürünleri kullanmaları için yönlendirme yapılıyor. Bizim SSB ile yaptığımız görüşmeler, portalde yer alan ürünlerin belgelenmesini konu alıyor. Bu ürünlerin, beyan edilen şekilde olduğunun ve yerliliğinin kontrolünü kapsayan bir gözden geçirme ve belgelendirme süreci yürütme konusunda mutabık kaldık.
Bu çalışmayı, Savunma Sanayii Kalifiye Ürün Listesi Belgelendirme Projesi altında kurgulayacağız. Projede, YETEN envanterinde bulunan 3.000’in üzerindeki ürünü, 5 farklı kategoriye ayırıp bu ürünlerin belgelendirmesini yapacağız. Ürün sayısı yüksek olduğu için de ana yüklenici temsilcileri ile bir araya gelip bir önceliklendirme yapacağız. Sonrasında ise bu ürünlerin hangi standartları karşılaması gerektiği, mevcut şartnamelerin ve test planlarının gözden geçirilmesi ile ortaya çıkartılacak. Biz de TRTEST olarak, bu sürecin sekretaryasını yürüteceğiz. Bu çalışmaların sonuçlarını da sektöre duyuracağız.
Bu çalışma ile firmalara, yeni bir belgelendirme iş yükü yaratmak gibi bir niyetimiz yok. Çalışmamızın, firmalar için yönlendirici olacağını ve özellikle kaliteli ürünlerle nispeten yetersiz ürünler arasındaki farkı ortaya çıkartacağını öngörüyoruz.
MSI Dergisi: TRTEST’in ürün belgelendirme hizmeti vermesi, sektör firmalarına nasıl bir katma değer sağlayacak?
Bilal AKTAŞ: Öncelikle kabul muayene süreçlerinin daha hızlı ve daha problemsiz olacağını öngörüyoruz. Özellikle ürünler ya da kabul kriterleri ile ilgili gri alanların büyük oranda ortadan kalkacağını öngörüyoruz. Bazı projelerde sektör firmaları, bu gri alanlar nedeniyle zor durumda kalabiliyor; hatta ihale yasaklısı haline gelebiliyorlar. Bu tür durumları önleyebilmeyi hedefliyoruz.
TRTEST’in vereceği belge sayesinde firmalar, “Bir ürünüm var!” söylemini rahatlıkla kullanabilecek. Biliyoruz ki şu anda kullanıma sunabileceği ürünü olan; ancak bu ürünün yetkinliği konusunda karşı tarafı ikna edemediği için çeşitli zorluklar yaşayan firmalar var. Bizim vereceğimiz belge, seslerini duyurmada onlara destek olacak.

TRTEST’in vereceği belge sayesinde, firmalar, “Bir ürünüm var!” söylemini rahatlıkla kullanabilecek. Biliyoruz ki şu anda kullanıma sunabileceği ürünü olan; ancak bu ürünün yetkinliği konusunda karşı tarafı ikna edemediği için çeşitli zorluklar yaşayan firmalar var. Bizim vereceğimiz belge, seslerini duyurmada onlara destek olacak.
Yetkinliğimizi, Siber Güvenlik Alanında Gösterdik
MSI Dergisi: Bu noktada, TRTEST’in bu çalışmaları yapmak için gerekli yetkinliğe sahip olup olmadığı sorulsa, nasıl bir cevap verirdiniz?
Bilal AKTAŞ: TRTEST, bu tür çalışmaları yapmak için, hem kurum kültürüne hem gerekli yetkinliğe sahip. Hatta bu yetkinliği uygulamaya koyduğu ve başarıyla yürüyen bir çalışması da var.
Bildiğiniz gibi, TSE de TRTEST’in ortaklarından biri. TSE, ürün belgelendirme işini uzun yıllardır yapıyor. Bünyemizde, TSE’de görev yapmış ve bu konularda tecrübeli bir arkadaşımız var. TRTEST kurulduğundan beri bizimle çalışıyor ve TSE’nin birikiminin yansımalarını, bir kurum kültürü olarak TRTEST’e yerleştirmemizde bize destek oluyor. Bugün, belgelendirme çalışmalarında süreçlerin nasıl ele alınacağı, kriterlerin nasıl belirleneceği, üreticilerin nasıl bir araya geleceği, mutabakat toplantılarının nasıl yapılacağı, test prosedürlerinin nasıl gözden geçirileceği gibi konularda oturmuş bir kurum kültürümüz olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Bu yetkinliğimizi, Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi ile 2019 yılının başında başlattığımız ve siber güvenlik ürünlerinin test ve belgelendirmesini konu alan projede uygulamaya koyduk. Bu projede, kümenin 170’ten fazla üyesi ile istişare içerisinde, 400’ü aşkın ürünü ayrıştırdık ve 11 farklı grup elde ettik. Bu ürünlerle ilgili olarak küme temsilcileri, SSB, TRTEST, akademi temsilcileri ve ürün gruplarındaki üreticiler ile bir araya geldik; ilgili ürünün asgari nasıl olması gerektiği hususunda kriterleri belirledik. Her bir ürün grubu için, asgari 2-3 ay emek verildi. 2019’da 52, 2020 yılında da 51 toplantı ve çalıştay yapıldı. Bu kriterler belirlendikten sonra, TRTEST olarak, ürünlerin nasıl ve hangi prosedürlerle doğrulanacağına ilişkin bir çalışma yaptık. Bu çalışmayı test konusunda uzman alt yüklenicilerle gerçekleştirdik ve test prosedürlerini oluşturduk. Daha sonra da mutabakat toplantılarında; sektör temsilcileri, SSB, alt yüklenicilerimiz ve kümelenme yetkilileri ile bir araya gelerek bu prosedürleri onayladık. Artık üreticiler, ürünlerini, yayınlanan kriterlere göre geliştiriyor; ürünler, belirlenmiş test prosedürleri ile test ediliyor ve bunları geçtiğinde belge alıyor. Tüm bu çalışmalarımız kapsamında, SSB ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile de yakın koordinasyon içindeyiz.
Özetle 11 ürün grubunda kriterleri tamamladık. Yeni oluşturulan 5 ürün grubunda kriter belirleme noktasında aktif çalışmalara devam ediyoruz. 8 ürün grubunda aktif testler yapılıyor. 3 ürün grubunda ise yeni test faaliyetleri icra edilmesine yakın zamanda başlıyoruz. Hâlihazırda 18 ürün TRTEST Ürün Uygunluk Sertifikası almaya hak kazandı. Ayrıca oluşturulan kriterlerin ulusal kriter ve standart olması noktasında TSE ile çalışmalar yürütüyoruz. DMO Teknokataloğu’nda da TRTEST Onaylı ürünler, TRTEST logosu ile de listeleniyor.
Siber güvenlik gibi, yeni ve kuralların da yeni yazıldığı bir sektörde bu işlerin üstesinden gelerek kural koyucu bir konuma ulaşmayı ve başka ülkelere de örnek olmayı başardık.

MSI Dergisi: Sorularımıza cevap verirken hep “savunma sanayisi” ifadesini kullandınız. Ürün belgeleme hizmetiniz, havacılığı da kapsayacak mı?
Bilal AKTAŞ: TRTEST açısından baktığımızda, süreçlerimiz, her sektöre uyarlanabilir durumda. Havacılıkta da test edilecek ürünlerin test kriterleri ve doğrulama prosedürleri, diğer alanlarda uyguladığımız süreçler sonrasında ortaya konabilir ve TRTEST olarak, bu esaslarla testleri gerçekleştirip belgelendirme yapabiliriz. Diğer yandan, havacılıkta, uçuşa elverişliliği denetleyen ve onaylayan bir sertifikasyon otoritesinin olması gerekiyor. Türkiye’de, özellikle askeri havacılık alanında, bu konuda bir boşluk var. Henüz bir otorite belirlenmiş değil ve bu konu, her seferinde, projeler özelinde ele alınıyor. Bu boşluk dolduğunda, TRTEST’in verdiği belgenin, uçuşa elverişlilik için yeterli olup olmayacağına, bu otorite karar verecektir.

Hem Beyan Doğrulama Hem de Onaylı Ürünler Kapsamda
MSI Dergisi: Belgelendirme hizmetiniz, önümüzdeki süreçte nasıl ilerleyecek ve gelişecek? Örneğin, firmalar nasıl başvuracak, sonrasında süreç nasıl ilerleyecek?
Bilal AKTAŞ: Sürecimiz, iki bacaklı ilerleyecek: TRTEST onaylı ürünler ve beyan doğrulama.
Siber güvenlikte yaptığımız gibi, kriterleri, doğrulama yöntemlerini ve test prosedürlerini belirlediğimiz alanlarda, ürünlere onay belgesi vereceğiz. Diğer bir deyişle bu alanlarda, TRTEST onaylı ürünler olacak.
Henüz bu çalışmaları gerçekleştirmediğimiz alanlarda ise ilk aşamada, sivil sektördeki belgelendirme kuruluşlarının da yaptığı gibi beyan doğrulama hizmeti vereceğiz. Bu hizmet kapsamında, firmalar bize başvuracak ve ürününün nitelikleri ile ilgili beyanda bulunacak. Biz de bu ürün ile ilgili literatürü, uluslararası pazarı ve ürünün rakiplerini inceleyeceğiz. Gerekirse akademik camiadan ve alan uzmanlarından destek alacağız. Sonuçta da bu ürünün nasıl olması gerektiği ve nasıl test edilmesi gerektiği ile ilgili esasları ortaya koyacağız. Bu esaslar doğrultusunda da beyan doğrulamasını yapacağız. Yeni bir ürün grubunda, bu işi ilk defa yaptıktan sonra, bir süre ürünün, kullanımdaki performansını izleyeceğiz. Bu kullanım tecrübesinin ardından, belirlediğimiz esaslar; kriterlere, doğrulama yöntemlerine ve test prosedürlerine dönüşecek ve bu alanda da onaylı ürün hizmeti vermeye başlayacağız.
Beyan doğrulama konusundaki ilk çalışmamızı, ÇINGI 155 mm Namlu Temizleme Cihazı için başlattık. Testlerin tamamlanmasını bekliyoruz. Süreç başarıyla tamamlandığında, TRTEST Ürün Uygunluk Belgesi vereceğiz.
Projeler tarafında ise hem SSB hem de ASELSAN ile yapmayı planladığımız çalışmalar, şimdiden başladı. Bunlarla ilgili olarak ASELSAN ile yaptığımız gibi SSB ile de resmi imzaları bu yıl içinde atmayı hedefliyoruz. Benzer çalışmaları, ana yüklenici firmalarla da yakın zamanda başlatmayı planlıyoruz. Özellikle ithalatta yaşanan bazı sorunlar, yerlileştirilen ürün sayısının son dönemde artması ile sonuçlandı ve TRTEST’in bu ürünlerin belgelendirilmesi konusunda da rol alması gündeme geldi.
Dolayısı ile önümüzde net bir yol haritası olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Konusu gelmişken, buradan, üreticilerimize, beyan doğrulama ya da ürün onayı konularında neler yapabileceğimizi birlikte değerlendirebilmemiz için, ürünlerini TRTEST’e getirmeleri konusunda bir çağrı yapmak istiyorum.

Buradan üreticilerimize, beyan doğrulama ya da ürün onayı konularında neler yapabileceğimizi birlikte değerlendirebilmemiz için, ürünlerini TRTEST’e getirmeleri konusunda bir çağrı yapmak istiyorum.
MSI Dergisi: Ürün belgelendirme hizmetlerinizin, uluslararası alanda nasıl bir karşılığı olacak?
Bilal AKTAŞ: Savunma sektörüne baktığımızda, ne biz Türkiye olarak başka bir ülkenin belgesini kabul ediyoruz ne da başka bir ülke bizim belgemizi kabul ediyor. Bununla birlikte, TRTEST’in vereceği belgenin, yine de firmalarımıza bir avantaj sağlayacağını değerlendiriyoruz. Ürünü olduğu halde, henüz Türkiye’deki bir son kullanıcıya satış yapmamış firmalarımız var. Yurt dışına çıktığınızda sıklıkla sorulan; “Ürününüz Türk son kullanıcıların envanterine girdi mi?” sorusuna, henüz “Evet!” cevabını veremeseler de TRTEST’ten aldıkları belgeyi göstererek, ürünlerinin, belli bir kalifikasyondan geçtiğini ispat edebilecekler. TRTEST, yetkin ve güvenilir hizmetleri ile adını duyurdukça, bu belgenin yurt dışındaki değeri de artacak.
Daha uzun vadede, TRTEST’in hizmetlerinin, Türkiye’nin diğer ülkelerle imzaladığı ikili askeri anlaşmalara dâhil edilmesi de gündeme gelebilir. Pandemi nedeniyle uluslararası etkinliklere verilen uzun süreli aranın ardından, sanal fuar formatıyla düzenlenen SEDEC, SAHA EXPO ve Siber Güvenlik Sanal Fuarı’na katıldık ve yaptığımız temaslarda, hizmetlerimizin büyük ilgi gördüğüne şahit olduk. SEDEC’e katılan uluslararası heyetler, başta siber güvenlik ürünleri için verilen; TRTEST Ürün Uygunluk Sertifikası olmak üzere, TRTEST’in hizmetleri ile ilgili bilgi aldılar ve bu hizmetler konusunda iş birliği yapma isteklerini ifade ettiler.
Sivil alanda sıklıkla kullanılan “üçüncü taraf denetimi” (third party inspection) mekanizmasını, askeri alanda uygulayabileceğimizi de değerlendiriyoruz. Örneğin, yabancı bir ülke, bir Türk firmasından bir ürün satın aldığında, nakliye sırasında doğru ürünün yüklendiği ve bu ürünün, uygun bir şekilde yüklendiği ile ilgili denetlemeyi, söz konusu ülke için TRTEST yapabilir.
Yurt dışından ithal edilen ürünlerin, iddia edilen ürünler olduğunun denetlenmesinde de rol alabiliriz.
Daha uzun vadede, ABD’nin yabancı askeri ürünleri değerlendirdiği FCT (Foreign Comparative Testing / Yabancı Karşılaştırmalı Test) programı gibi bir programı, TRTEST olarak kurgulamamız da gündeme gelebilir.
Bu tür hizmetleri verdiğimiz zaman, ihracat da yapmaya başlamış olacağız.
TRTEST Genel Müdürü Bilal Aktaş’a, zaman ayırıp sorularımızı cevaplandırdığı ve verdiği bilgiler için, okuyucularımız adına teşekkür ediyoruz.