Ana Sayfa Manşet Turaç Genel Müdürü Fatih ALTUNBAŞ: “Çeşitli tipteki 9×19 mm tabanca fişekleri için yerlilik oranımızı yüzde 100’e çıkardık.”

Turaç Genel Müdürü Fatih ALTUNBAŞ: “Çeşitli tipteki 9×19 mm tabanca fişekleri için yerlilik oranımızı yüzde 100’e çıkardık.”

Ümit BAYRAKTAR / ubayraktar@savunmahaber.com

Alper ÇALIK / a.calik@savunmahaber.com

Hafif silah mühimmatı alanındaki ilkleri ve ihracat başarıları ile adından söz ettiren Turaç, bir yandan da yaptığı yatırımlar ile büyümeye devam ediyor. İhracattan aldığı güçle kısa bir süre önce tesislerini ve tezgâh altyapısını yenileyen firma, yılda 500 milyon adetlik mühimmat üretim kapasitesine ulaştı. Firma ayrıca, 9×19 mm’lik çeşitli tabanca fişeklerinde yerlilik oranını yüzde 100’e çıkarmayı başardı. Yeni yatırımlarının yanı sıra firmanın son dönemdeki faaliyetlerini, ürünlerini ve gelecek hedeflerini, Turaç Genel Müdürü Fatih Altunbaş’tan dinledik.

MSI Dergisi: Fatih Bey, öncelikle ihracat alanındaki çalışmalarınız hakkında konuşmak istiyoruz. Turaç’ın ihracat çalışmalarını incelediğimizde, süreklilik arz eden ve her zaman için yukarıyı gösteren bir grafik görülüyor. Bu grafiğin ayrıntılarını sizden alabilir miyiz?

Fatih ALTUNBAŞ: Turaç’ın kurulduğu günden itibaren ihracat odaklı bir strateji benimsedik. Bu nedenle ihracat bizim için günlük aktivitelerimizin doğal bir parçası. Ancak bu grafik, son dönemlerde daha da hızlı bir yükseliş gösterdi. 2018’e kadar ihracatın ciromuzdaki payı yüzde 40 dolaylarındaydı. 2019’da ise bu oran artmaya başladı ve yaklaşık 30 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirerek bu konuda kendi rekorumuzu kırdık. 2020’de ise COVID-19 salgınının etkilerine rağmen ihracatımız yaklaşık 26 milyon dolar oldu. Son dönemde ciromuzun yüzde 80’ini ihracattan elde etmeye başladık. Bu yıl sonu ihracatımızla 2019’daki rekorumuzu kıracağız gibi görünüyor.

İhracat alanında pek çok ödül de aldık. Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSI) verilerine göre, 2020 yılında, sektörde ihracat yapan tüm firmalar arasında 13. olduk. Arkasında herhangi bir devlet desteği olmayan ve yüzde 100 yerli sermayeye sahip kuruluşlar arasında ise ihracatta 2. sıraya yerleştik. Ayrıca, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, tüm Türkiye çapında, sektörden bağımsız olarak en çok ihracat yapan ilk 1.000 firmadan biri olduk.

İhracat yaptığımız toplam ülke sayısı, bu yıl itibarıyla 73’e ulaştı. Bu ülkeler arasında ABD de bulunuyor. Sterling markamızla ürettiğimiz hafif silah mühimmatının ABD’deki satış miktarı oldukça iyi bir seviyeye ulaştı. Hâlihazırda toplam ihracatımızın yarısını ABD’ye yapıyoruz ve bu yıl için ABD pazarındaki ihracat miktarımız, şu anda 10 milyon dolar seviyelerinde.

12,7×99 mm’lik ağır makineli tüfekler ve 20-40 mm arasındaki çaplardaki otomatik toplar için de mühimmat geliştirmek istiyoruz. Bu konuda yurt içindeki kullanıcılardan çok yoğun şekilde talep geliyor. Bu da hâlihazırda satın aldıkları ürünlerin, aradıkları kalite standartlarını karşılamamasından kaynaklanıyor.

İhracatın Sırrı Ekip ve Vizyon

MSI Dergisi: İhracat alanındaki bu başarılarınızın arkasında yatan etmenleri nasıl sıralarsınız?

Fatih ALTUNBAŞ: Her şeyden önce vizyon. Biz daha yıllar önce bu işlere ilk adım attığımızda, bir anlığına da olsa; “Bu kadar yatırım yapıyoruz; ama acaba başarabilecek miyiz?” şeklinde bir endişe yaşadığımız zamanlar oldu. Ancak her seferinde kendimize, bu yatırımları, sadece yurt içindeki kullanıcıların ihtiyacı için değil, yurt dışındaki kullanıcıların ihtiyaçlarını da karşılamak için yaptığımızı hatırlattık. Attığımız her adımda, düsturumuz bu oldu. Hatları böylesine net bir şekilde çizilmiş bir vizyonu takip ettiğimiz için de yolumuzu hiç kaybetmedik. Pusulamız daima ihracatı gösterdi.

Peki, yatırımlarımızı yaparken niye endişe ettik? Şöyle ifade edeyim: Özel sektörde, buradan Avusturalya’ya kadar, bizdeki gibi bir fabrika daha yok. Devlet eliyle kurulup işletilenler açısından baktığımızda var; ancak özel sektörde yok. Bizimkine benzer fabrikalar, sadece batımızda mevcut. Bunun nedeni de yaptığımız işin çok riskli ve zor bir iş olması.

Bir de tabii bu işler ekip işi. Ne kadar vizyonunuz olursa olsun, doğru ekibi kurmadıysanız, belki hedefinize varırsınız ama yıllar sürer. Bu anlamda çok ciddi bir dış ticaret ekibimiz var. Pazarlıyorlar, satıyorlar ve bu işten zevk alıyorlar. Bu ekibi ilk kurduğumuzda, ben de dâhil olmak üzere 2 kişiydik. Daha sonra bu ekip büyüdü. Artık bana ihtiyaç kalmadı ve ekipten çıktım. Ancak onlar aynı şevkle yola devam ediyorlar.

Turaç, dağılabilir (frangible) tipteki mühimmatı, rehine kurtarma operasyonları gibi özel görevler icra eden birimler için geliştirdi.

Yüzde 100 Yerlilik Oranı

MSI Dergisi: Üretim girdilerinizde, yurt dışından gelen hammaddenin ya da bileşenlerin payı hangi seviyede?

Fatih ALTUNBAŞ: Açıkçası bu işe ilk başladığımızda, kullanılan malzemeler açısından yerlilik oranımız yüzde 20 civarındaydı. Ancak yıllar içerisinde yaptığımız Ar-Ge çalışmaları ve yatırımlar sayesinde, bugün itibarıyla ortalama yüzde 60’ların üzerinde yerlilik oranına ulaştık. Hatta gururla söyleyebilirim ki çeşitli tipteki 9×19 mm tabanca fişekleri için yerlilik oranımızı yüzde 100’e çıkardık. Zaman içerisinde, ürün gamımızdaki tüm mühimmatlarda yüzde 100 yerlilik oranına ulaşmayı hedefliyoruz. Konuya ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranı açısından baktığımızda ise yaptığımız her 10 milyon dolar ihracatın, 8 milyon doları ülkemizde kalıyor. 2 milyon dolarını ise ithalat için harcıyoruz.

Turaç, Ekosistemi ile Büyüyor

MSI Dergisi: Turaç’ın bu oranları yakalamasının ardında nasıl bir ekosistem ve tedarikçi yönetim stratejisi bulunuyor?

Fatih ALTUNBAŞ: Yan sanayiden çok iyi bir şekilde yararlanıyoruz. Ankara, İstanbul, İzmir, Gaziantep ve Bursa’da ana tedarikçilerimiz var. Bunların da yarısından fazlası, bizim teşvikimizle bu işe giren firmalardan oluşuyor. Ne gibi teşvikler diye soracak olursanız örneğin, tedarikçilerimize finansman desteği sağlayabiliyoruz. Kendisine makina ve teçhizat alabilsin diye bazı firmalara önden peşin ödeme yaptığımız da oldu.

Ayrıca bu işe yeni başlayacak olan firmalara, alım garantisi veriyoruz. Yaptıkları ilk parti üretimlerini de maliyetine bakmaksızın daima biz alıyoruz. Ancak biz aldıktan sonra, özellikle de yurt dışındakiler olmak üzere diğer tüm mühimmat üreticilerine malzeme tedarik etmesi konusunda onları yönlendiriyoruz. Sonuçta bu firmaların toplam üretim adetleri ne kadar yükselirse birim maliyetleri de o kadar düşüyor.

Bazen soranlar oluyor; “Madem bu makineleri alabilecek finansal gücünüz var. Neden kendiniz alıp da üretim yapmıyorsunuz?” diye. Bizim burada amacımız, en iyi yaptığımız işi yapmaya devam etmek. O da mühimmat üreten bir ana yüklenici olmak. Biz, daima dünyanın en iyi bileşenlerini bir araya getirerek, dünyanın en iyi mühimmatını üretmeyi ve bunu en iyi şekilde pazarlamayı istiyoruz. Sonuçta dünyanın en iyi arabasını üreten firma, aynı zamanda lastik de üretmiyor. Lastikleri gidip hazır olarak alıyor.

Turaç, 7,65 Browning ve .45 ACP kalibrelerindeki tabanca fişekleri için Ar-Ge ve test süreçlerini tamamladı. Yakın zamanda da seri üretime başlamayı planlıyor.

Yeni Mühimmat Türleri Yolda

MSI Dergisi: Turaç’ın son dönemde çıkardığı ve yakın zamanda çıkarmayı planladığı ürünlerden bahsedebilir misiniz?

Fatih ALTUNBAŞ: Bu anlamda en yeni ürünümüz, 9×19 mm ve 5,56×45 mm kalibrelerinde ürettiğimiz dağılabilir (frangible) mühimmat oldu. Bu ürün ile ilgili çalışmalarımıza, 2019 sonunda başladık ve bu yılın ortalarına gelmeden önce de seri üretime hazır hale geldik. Bu ürün için ilk siparişimizi de yurt dışından aldık.

Diğer taraftan; 12,7×99 mm’lik ağır makineli tüfekler ve 20-40 mm arasındaki çaplardaki otomatik toplar için de mühimmat geliştirmek istiyoruz. Bu konuda yurt içindeki kullanıcılardan çok yoğun şekilde talep geliyor. Bu da hâlihazırda satın aldıkları ürünlerin, aradıkları kalite standartlarını karşılamamasından kaynaklanıyor. Normalde, piyade tarafından yerde, sehpa üzerine monte edilerek kullanılan makineli tüfekler için mühimmatın kalitesini belirleyen parametreler ile ilgili toleranslar biraz daha büyüktür. Ancak özellikle kara, deniz ve hava araçları ile birlikte kullanılan, selenoid ile ateşlenen ve uzaktan komuta edilen silahlarda, bu toleranslar çok daha küçüktür. Benzer şekilde otomatik toplar için de oldukça düşük toleranslar isteniyor. Bizim adımız da daima kalite ile birlikte anıldığı için bu noktada yerli bir ürün üretebilmemiz için gelip bizim kapımızı çalıyorlar. Biz de bu konudaki planlarımızı yaptık. Bu tip büyük kalibreli mühimmatı üretebilecek yeni bir tesisin temellerini, 2022’nin başında atmayı planlıyoruz. Seri üretime başlamak için hedefimiz de bunun 2 yıl sonrası.

Bunun haricinde, tabanca alanında, ülkemizde en çok talep edilen ürünlerden .32 ACP (7,65 Browning) ve .45 ACP kalibrelerindeki fişekler için Ar-Ge çalışmalarımızı ve test üretimlerini tamamladık. Çok yakında bunların da seri üretimine başlayacağız.

Bu işe ilk başladığımızda, kullanılan malzemeler açısından yerlilik oranımız yüzde 20 civarındaydı. Ancak yıllar içerisinde yaptığımız Ar-Ge çalışmaları ve yatırımlar sayesinde, bugün itibarıyla ortalama yüzde 60’ların üzerinde yerlilik oranına ulaştık. Hatta gururla söyleyebilirim ki çeşitli tipteki 9×19 mm tabanca fişekleri için yerlilik oranımızı yüzde 100’e çıkardık.

Yatırımlar, Salgında da Devam Etti

MSI Dergisi: Tesis altyapınızı sürekli geliştiriyorsunuz. Bu konuda son dönemde yaşanan gelişmeler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Fatih ALTUNBAŞ: Salgından kısa bir süre önce başladığımız çeşitli yatırımlarımız oldu. Bu yatırımlardan ilki kapsamında, 3 adet patlayıcı depomuzu yıkarak, bunların yerine tek bir büyük depo inşa ettik. Bu binanın, sahip olduğu otomatik yangın söndürme sistemi gibi teknolojilerle Türkiye’deki en modern patlayıcı deposu olduğunu değerlendiriyoruz. Bu depo için her türlü emniyet tedbirini aldık. Normalde yasal olarak bu kadar fazla tedbir almamıza gerek olmasa da çalışanlarımızın can güvenliğini düşünerek elimizden gelenin en iyisini yaptık. Bu yatırımla birlikte patlayıcı maddeler için toplam depolama kapasitemiz de 4 katına çıkmış oldu.

Bir diğer yatırımımız da av fişeği imalat atölyemizin yenilenmesi oldu. Yine aynı şekilde, eski binamızı yıkarak yerine çok daha modern bir atölye kurduk. Bu atölyedeki emniyet tedbirlerini de uzun yıllar boyunca elde ettiğimiz tecrübeler ışığında kurguladık. Daha önce emniyet anlamında aldığımız derslerin tamamını bu atölyeye yansıttık.

Ayrıca pek çok yeni tezgâh satın aldık. Bu yıl Nisan ayında tamamlanan yeni yatırımlarımız sayesinde, tüm mühimmat tipleri için toplam üretim kapasitemiz, yılda 500 milyon adede ulaştı. Ancak şu anda halen devam eden salgın nedeniyle ana malzemelerimizin tedarikinde çeşitli sıkıntılar yaşıyoruz. Bu nedenle fiili kapasitemiz henüz 500 milyon adedin altında.

Turaç, 7,65 Browning ve .45 ACP kalibrelerindeki tabanca fişekleri için Ar-Ge ve test süreçlerini tamamladı. Yakın zamanda da seri üretime başlamayı planlıyor.

Atıcılık Turizminin Potansiyeli Yüksek

MSI Dergisi: Turaç, bir taraftan da IDPA Sterling Dostluk Turnuvası gibi atıcılık müsabakalarına destek oluyor. Bu faaliyetlerinizin arkasındaki motivasyonunuzu anlatabilir misiniz?

Fatih ALTUNBAŞ: Atıcılık sporuna büyük önem veriyoruz ve bu sporun doğru icra edilebilmesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Bir dönem insanlarımız, atıcılık sporunu, ormana gidip şişeye ateş etmek olarak algılıyordu. Ülkemizde sayıları artmaya başlayan poligonlar sayesinde ise yakın bir zaman önce halkımızı poligonlara yönlendirmeyi başardık. IDPA atıcılığı ise bu işin bir sonraki ayağı. Çünkü müsabaka temelli bu atıcılık türü, çok ciddi bir disiplin. Bu branşta yarışan sporcular, açık alanda kurulan farklı tipteki parkurlarda, bir yandan hareket ederken bir yandan da atış yapmak zorundalar. Dolayısıyla oldukça zorlu bir spor dalı.

IDPA atıcılığının bir de turizm yönü var. Atıcılık turizminin potansiyeli, ülkemizde yeni yeni anlaşılıyor. Şöyle ki; bugün, örneğin Bodrum’da bir ateşli silah poligonu var. Bu poligon, atış yapmak isteyenlere, turistlerin yoğun ilgisinden dolayı, ancak bir hafta sonrası için randevu verebiliyor. Bu poligona gelen turistler de Türkiye’de üretilen tabancaları ve mühimmatı kullanıyor. Ayrıca beş yıldızlı bir otele bir gecede verdikleri parayı, poligonda bir saatte harcıyorlar. Dolayısıyla ülkemizde bu anlamda büyük bir potansiyel mevcut. IDPA uyumlu atış alanlarının Türkiye’de yaygınlaşması ile birlikte, atıcılık turizminin de farklı bir boyuta taşınacağına inanıyorum.

MSI Dergisi: Fatih Bey, aynı zamanda Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda (DEİK) önemli görevler üstleniyorsunuz. Son dönemde DEİK çatısı altında yürüttüğünüz faaliyetler hakkında neler söylemek istersiniz?

Fatih ALTUNBAŞ: DEİK çatısı altındaki faaliyetlerimiz, salgının etkileri nedeniyle büyük ölçüde yavaşlamış durumdaydı. Ancak şu şıralar, çalışmalarımız tekrar canlılık kazanmaya başladı. Yakın dönemde, Cumhurbaşkanımızın ziyaret edeceği bir dizi ülke var. DEİK üyesi savunma sanayisi firmaları olarak, bu ülkelerden bizim planlarımız dahilinde olanları, Cumhurbaşkanımız ile birlikte ziyaret etmeyi planlıyoruz. Ziyaretlerimizin ardından yaşanacak güzel gelişmeleri de sizlerle paylaşıyor olacağız.

DEİK: İhracatın Anahtarı

MSI Dergisi: DEİK üyeliği ile ilgili olarak, sektör firmalarına ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Fatih ALTUNBAŞ: Savunma sanayimizde ihracat yapmak isteyen bütün firmalarımıza, ilgili ülkenin DEİK çatısı altındaki iş konseyine üye olmalarını tavsiye edebilirim. Çünkü her bir iş konseyi başkanlığının, ilgili ülkede üst düzey bir muhatabı var. Biz bunu, “karşı kanat” olarak adlandırıyoruz. Örneğin ben, DEİK’te Mali İş Konseyi Başkanı’yım ve benim oradaki muhatabım Mali Odalar Birliği Başkanı. Bu, genel hatları ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) denk bir kuruluş. Dolayısıyla benim bugün, Mali’deki tüm bakanlardan, devlet başkanına kadar herkesle birebir görüşme imkânım mevcut. Ancak burada önemli olan, firmalarımızın, iş yapmak istedikleri ülkenin DEİK’teki ilgili iş konseyine üye olmaları. Yoksa DEİK çok büyük bir kuruluş. Doğru iş konseyine girmeksizin sadece DEİK’e üye olmaları, onlara bir fayda sağlamayabilir.

MSI Dergisi: MÜSİAD Ankara’nın Yönetim Kurulu Üyeliği görevini de yürütüyorsunuz. Buradaki sektörle ilgili son dönemdeki çalışmalarınız hakkında sizden bilgi alabilir miyiz?

Fatih ALTUNBAŞ: MÜSİAD Ankara çatısı altında, aslında pek çok faaliyet yürütüyoruz. Bunlar içerisinden bizim sektörümüzü en yakından ilgilendireni ise Uluslararası Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi (Military Radar & Border Security Summit / MRBS). Bu yıl, 5-6 Ekim tarihlerinde, zirvenin 3’üncüsünü düzenleyeceğiz. Geçtiğimiz yıllardan farklı olarak bu yılki etkinliği, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kongre ve Kültür Merkezi’nde organize ediyoruz. Ben de bu etkinliğin Organizasyon Komitesi Başkanı’yım. Hazırlıklarımız son sürat devam ediyor ve etkinliğimiz her geçen gün büyüyor. Geçtiğimiz yıllarda zirveye katılan firmalarımızın yanında bu yıl yeni firmalarımız da olacak. Ayrıca bu yıl ilk kez, etkinliğimizi yabancı firmalara da açtık ve bu firmalardan büyük ilgi gördük. Dolayısıyla bu yıl yabancı firmalarımız da olacak. Bu yılki etkinliğin bir diğer farkı da Hacettepe Üniversitesi ile yürüttüğümüz iş birliği kapsamında, akademik konuşmacı sayımızın artması.

Turaç Genel Müdürü Fatih Altunbaş’a, zaman ayırıp sorularımızı cevaplandırdığı ve verdiği bilgiler için, okuyucularımız adına teşekkür ediyoruz.

Turaç, mühimmat üretim faaliyetlerinin yanında, atıcılık sporunu desteklemek amacıyla IDPA gibi organizasyonlar tarafından düzenlen çeşitli müsabakalarda da sponsor olarak yer alıyor.
Dağılabilir Mühimmat Nedir?
Dağılabilir (frangible) mühimmatın mermi çekirdekleri, hedefe çarpma anında toz gibi dağılıyor. Bununla birlikte, bu çekirdekler, çarptıkları hedefte yeteri kadar tahribat yaratabiliyor. Bu nedenle dağılabilir özellikteki mühimmat, genellikle özel görevler sırasında tercih ediliyor. Örneğin, bir yolcu uçağında meydana gelebilecek rehine kurtarma operasyonu sırasında, bu mühimmatla vurulan teröristler etkisiz hale getirilebiliyor. Güvenlik güçleri tarafından yapılan atışların hedeflerini ıskalaması halinde ise mermi çekirdekleri uçak gövdesine çarparak dağılıyor ve gövdede delik açmıyor.

Loading

İlgili İçerikler

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanmaktadır. Bu konuda bilgi sahibi olduğunuzu düşünüyoruz, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Detaylı bilgi almak için tıklayın.