SEDEC Talks tarafından 20 Mayıs’ta düzenlenen çevrim içi etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Türksat Genel Müdürü Cenk Şen, etkinlikte yaptığı konuşma ile Türksat’ın uydu teknolojileri alanındaki vizyonunu ortaya koydu.
İlk olarak, gelişen teknolojiler ile birlikte, harekât sahasının da bir değişim içerisinde olduğunu söyleyen Şen, şunları kaydetti: “Güvenlik ve savunma çok dinamik sektörler. Teknoloji geliştikçe boyutları değişiyor ve artıyor. Güvenlik ve savunmanın operasyonel ortamı da son yıllarda değişti. Uzay ve siber uzay, şimdiye kadar elde edilen teknolojik gelişmeler nedeniyle operasyonel ortamlara eklendi. Uydular, özellikle güvenlik ve savunma ortamında önemli bir rol oynamaya başladı. Uzaktan algılama uyduları ve iletişim uyduları stratejik istihbarat amaçları gibi savunma ve güvenlik amacıyla ayrıca da kara, hava ve deniz operasyonlarını desteklemek için yaygın olarak kullanılır hale geldi.”
Fırlatma Teknolojileri de Gelişiyor
Şen, uydu ve fırlatma teknolojileri alanındaki yeniliklere de değindi: “Son zamanlarda uydular, onları vazgeçilmez kılan olağanüstü yetenekler kazandı. Artık uydular daha küçük ancak daha fazla kapasiteye ve daha uzun bir ömre sahip. Örneğin, alçak dünya yörüngesindeki uydular, dünyanın herhangi bir yerine terabaytlarca veri kapasitesi sağlayabilirler. Uzaktan algılama uyduları, santimetre mertebesine kadar duyarlı çözünürlükte fotoğraf çekebilir. Esnek faydalı yüklerle, dinamik kapasite ve kapsama yönetimi mümkün hale gelecek. Sadece uydularda değil, fırlatıcılarda ve roketlerde de oyun kurgusunu değiştiren teknolojilere tanık oluyoruz. Artık fırlatıcılar veya roketler daha fazla ağırlık taşıyabilir, aynı anda birden fazla uydu taşıyabilir, daha uzun mesafe kat edebilir ve hatta tekrar kullanılabilir.”
Etkinliğin kapanışında da bir konuşma gerçekleştiren Şen, savunma ve güvenlik konuları ile uydu teknolojilerinin yoğun bir etkileşim halinde olduğunun altını çizdi: “Güvenlik ve savunma gereklilikleri ve koşulları hızla değişiyor. Hızla değişen ortamlar, güvenlik ve savunma sektörlerinde tehditlere neden olan bulanık alanlar oluşturuyor. Bu nedenle gelecekte, savunma ve güvenlik sektörleri daha fazla veriye dayalı olacak. Alandan veya ortamdan farklı sensörler ve kaynaklar aracılığıyla veri toplamaya çalışacaklar, daha sonra da karar destek bilgilerini almak için işleyecekler. Çevreyi net bir şekilde görebilmek için havacılık ve uzay teknolojisi birçok araç sağlıyor. Mevcut yetenekleri nedeniyle uydular güvenlik ve savunmada önemli bir role kavuştu. Sadece sensör olarak değil, aynı zamanda veri akışı için de iletişim altyapısı olarak kullanılabilirler.”
Uydu Alanındaki Yıkıcı Teknolojiler
Şen, gelecekteki yıkıcı teknolojiler hakkında şunları söyledi: “Havacılık ve uzay endüstrisinin esnek iletişim elde etmek için yıkıcı yeni teknolojiler üzerinde çalıştığını gözlemledik. Gelecekte, özellikle yeni frekans bantları, özellikle de 30 Ghz’den yüksek frekansa sahip Q/V bantları devreye alınacak, yer sabit yörüngedeki Starlink gibi alçak dünya yörüngesi takımyıldızları ve yüksek veri hacimli uydular büyük miktarda bant genişliği ve hareketlilik sağlayacak ve bunlar ayrıca nesnelerin interneti için bile esnek iletişim altyapısı sağlayacak. Esnek faydalı yükler, savunma ve güvenlik sektörlerinin acil gereksinimlerine yanıt vermek için uyduları çevik hale getirecektir. Uyduların boyutları ve üretim süreleri azalıyor ancak kapasiteleri artıyor ve fırlatma teknolojileri de gelişiyor ve kısa bir süre içinde birçok uyduyu roketle fırlatabiliyoruz. Bu nedenlerle birim hizmet maliyetinde düşüş gözlenecek ve uydu temelli çözümler savunma ve güvenlik sektörleri için gerçekten iyi bir alternatif olacaktır. Tüm bu gelişmeler, uyduları ve havacılık araçlarını güvenlik ve savunma sektörü açısından vazgeçilmez kılacak.”
