Silah entegrasyonu alanında bir dizi proje yürüten UNIDEF, 2022’de, Silahlı Römork Sistemi (SRS) çözümüyle ilgili önemli kilometre taşlarını geride bıraktı. UNIDEF Kurucu Ortağı Cem Kurter, SRS ile ilgili son durumu, MSI Dergisi okuyucuları için anlattı.
MSI Dergisi: Cem Bey,UNIDEF’in gündeminde bulunan bir dizi proje arasında, ilk defa IDEF 2021’desergilediğinizSilahlı Römork Sistemi (SRS) de yer alıyor. Bu çözümünüzle ilgili çalışmalarınızın nasıl ilerlediğini okuyucularımızla paylaşır mısınız?
Cem KURTER: SRS’yi, Türkiye’deki bir son kullanıcının ihtiyaçları doğrultusunda projelendirdik. Türkiye’nin doğu sınırında bulunan bir ileri üs bölgesinin çevre güvenliğinin alınması için bir konsept çalışması yapmamız talep edildi ve genel isterler belirtildi. Bölgedeki olası tehditlerin profilini ve coğrafi şartların dayattığı zorlukları analiz ederek bu isterlere bir cevap oluşturduk. Sunduğumuz konsept beğenildi. İmzaladığımız sözleşme uyarınca, belli sayıda sistemi ürettik. Bu sistemlerin saha testleri halen devam ediyor. Testlerin tamamlanmasının ardından da en kısa sürede nihai teslimatı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

MSI Dergisi: SRS’nin sınır güvenliği alanında kullanım konseptiyle ilgili ayrıntıları sizden dinleyebilir miyiz?
Cem KURTER: SRS’nin “ilk jenerasyon” olarak nitelendirdiğimiz modeli, Türk son kullanıcımızın belirlediği isterler doğrultusunda geliştirildi. Ancak, zaman içinde Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçleri, bölgede çok farklı operasyonlar da icra etti. Yaptığımız görüşmelerde, bu operasyonlarda yeni ve farklı tehditlerle karşılaşıldığını ve bu tehditlere farklı taktiklerle cevap verildiğini veya verilmesi gerektiğini gördük.
SRS temelinde, bu operasyonların güvenlik ayağında etkili bir bir çözüm sunabileceğimizi kavradık ve mevcut tasarıma yeni kabiliyetler ekleyerek onu geliştirdik. Burada, hangi tehditleri veya üzücü deneyimleri analiz ettiğimizi açıkça söylemek doğru olmayabilir. Ancak en büyük motivasyonumuzun, can kaybını mümkün olan en alt sınıra indirmek olduğunu ifade edebilirim.
SRS, temelde iki tür güvenlik ihtiyacına cevap vermek için tasarlandı: “Bir hat boyunca sınır güvenliğini tesis etmek” ve “Kritik askeri ve ticari tesislerin çevre güvenliğini sağlamak”. Bu iki görevde de temel amacımız, personeli, güvenlik noktalarına fiziksel olarak konuşlandırmadan, onların yerini alabilecek bir çözüm sunmak. Çözümümüz, yüksek teknolojili uzaktan algılama sensör paketleriyle donatılmış mobil silahlı römorklardan oluşuyor. Böylelikle fiziksel şartlara yenilmeden, insan hatasını asgariye indiren veya tamamıyla ortadan kaldıran, sürekli bir güvenlik duvarı inşa etmeyi hedefledik.
SRS, temelde iki tür güvenlik ihtiyacına cevap vermek için tasarlandı: “Bir hat boyunca sınır güvenliğini tesis etmek” ve “Kritik askeri ve ticari tesislerin çevre güvenliğini sağlamak”. Bu iki görevde de temel amacımız, personeli, güvenlik noktalarına fiziksel olarak konuşlandırmadan, onların yerini alabilecek bir çözüm sunmak.

SRS, Entegre Bir Sistem Haline Geliyor
MSI Dergisi: SRS’nin teknik özellikleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Cem KURTER: SRS, üzerine entegre edilmiş uzaktan algılama sensör süitleri vasıtasıyla bir erken uyarı sistemi (early warning system) gibi çalışıyor. Mevcut konfigürasyonunda yer alan gizlenmiş silah tareti sayesinde ise tehdidi önleyici (interceptor) ve caydırıcı (deterent) sistem vazifesini de görüyor.
Römorklarımız, “Alfa Römork” ve “Beta Römork” olmak üzere iki farklı gruba ayrılıyor. Bu römorklar, bir komuta-kontrol merkezinden yönetiliyor. Her iki römork türü de çekilebilen askeri şasi üzerine monte edilmiş katlanabilir ve yükseltilebilir otomatik bir masta sahip. Mast üzerinde ise bir pan-tilt sistemi bulunuyor. Askeri standartlara uygun olan pan-tilt, sürekli 360 derece dönebiliyor. Pan-tilt üzerindeki kulakçıkların birinde soğutmalı termal kamera ve gündüz kamerasından oluşan elektro-optik (EO) sensör süiti; diğer kulakçıkta ise uzun mesafe hoparlörü bulunuyor. Alfa römorklarımızın üzerinde, ek olarak çevre gözetleme radarı da yer alıyor. EO sensör süiti ve hoparlör, radarla iş birliği halinde çalışıyor. Radarın hareketin olduğu noktaların koordinatlarını kontrol bilgisayarına bildirmesi üzerine, pan-tilt sistemi, üzerindeki faydalı yüklerle beraber, ekran üzerinden operatör tarafından seçilen bu koordinatlardan birine otomatik olarak yöneliyor. Teşhisi ve kimliklendirilmesi yapılmış hedef ölçeklendirilebilir (scalable) ve artan (escalating) bir tehdit ise taret, operatör tarafından o koordinata tek bir tuşla yönlendiriliyor. Gerekli uyarılar yapıldıktan sonra, karar vericilerin komutu ile silah, uzaktan komutayla ateşleniyor. Dolayısıyla silah tareti otonom davranmıyor; komutanın ve operatörün kontrolü altında kalıyor.
Beta römorklarımız ise esasında müstakil görev icra etmekten ziyade alfa römorklarla iş birliği halinde çalışmalarını sağlayacak konfigürasyona sahipler.

Alfa römorkumuzun üzerindeki radar, 200 hedefin hareketini aynı anda takip edebiliyor. Koordinat bilgisini beta römorklara gönderek onların üzerindeki pan-tilt sistemini kontrol edebiliyor. Biz 4 adet beta römorku 1 adet alfa römorka köle ederek çalıştırabiliyoruz. Bu sayı, arazide nasıl bir dağılım istendiğine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Römorklarımız ataletsel seyrüsefer sistemi (INS) ile donatıldıkları için birbirlerinin konumlarını hassasiyetle tespit edebiliyorlar. Alfa römorkun betaları kontrol edebilmesi, bu sayede çok daha kolay oluyor.
Sistemin tamamı, radarın, EO süitin ve ikaz hoparlörünün bir arada uyumlu çalışması sayesinde, tehdidin tespit-teşhis ve kimliklendirme süreçlerinde insan hatasını en aza indirerek veya ortadan kaldırarak operatörün veya komutanın karar alma süreçlerini hızlandırıyor ve kolaylaştırıyor.
MSI Dergisi: SRS’de silah sistemleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Cem KURTER: SRS’ye iki farklı taretimizi entegre edebiliyoruz. Bunlardan katlanabilir gizli taretimizi, son kullanıcının taleplerinden yola çıkılarak tasarladık. Bu taretimiz, M134 Minigun ve M240 gibi 7,62 mm kalibre silahlarla donatılabiliyor.
Birleşmiş Milletler misyonlarında ve tehdidin düşük olduğu görevlerde, bu tareti ve 7,62 mm’lik silahları öneriyoruz. Bu taretimize, öldürücü olmayan sistemler de entegre edebiliyoruz. Örneğin, çoklu göz yaşartıcı gaz lançerleri, sis havanları veya plastik mermi atabilen sistemler gibi.
Bu taretimizle konfigüre edilmiş römorkumuz, petrol rafinerilerinin ve doğal gaz depolama tesislerinin, askeri veya ticari limanların, askeri hava alanlarının, petrol ve doğal gaz boru hatlarının çevre güvenliğinin alınması gibi görevlerde de kullanılabiliyor.
Yeni geliştirdiğimiz taretimizi ise 12,7 mm, 40 mm otomatik bombaatar ve 30×113 mm otomatik top gibi silah sistemleri için tasarladık. Bu taretimiz de römork üzerinde farklı bir tasarımla gizlenebiliyor. Bu taretimizle donatılmış römork konfigürasyonumuzu ise tehdidin çok yüksek olduğu çatışma ortamlarına, ileri üs bölgesinin veya geçici askeri tesislerin çevre güvenliğinin sağlanmasına veya sınır hattının korumasında, düşman unsurların daha uzak mesafelerden durdurulmasına yönelik olarak tasarladık.
Yeni geliştirdiğimiz tarette, soğutmalı termal kamera, lazer mesafe ölçer ve gündüz kamerasından oluşan bağımsız bir EO süit de bulunuyor. Tüm taretlerimizde, otomatik balistik hesaplama ve hedefi takip etme özelliklerini standart olarak sunuyoruz.
SRS, üzerine entegre edilmiş uzaktan algılama sensör süitleri vasıtasıyla bir erken uyarı sistemi (early warning system) gibi çalışıyor. Mevcut konfigürasyonunda yer alan gizlenmiş taret sayesinde ise tehdidi önleyici (interceptor) ve caydırıcı (deterent) sistem vazifesini de görüyor.

Sahada Tek Başına Çalışabilen Çözüm
MSI Dergisi: Sistemin sahada, tek başına ve ek bir destek almadan çalışmasını nasıl sağlıyorsunuz?
Cem KURTER: İlk yaptığımız prototipte, dizel bir jeneratörümüz vardı. Daha sonra dizel jeneratör kullanmanın sahada lojistik problemler yarattığını gördük. Güneş enerjisi ve ileri teknoloji piller üzerinde geliştirme çalışmaları yaptık. Şu anda sistemlerimiz, 7 gün 24 saat çalışma prensibine dayalı olarak, çok verimli güneş panelleri ve lityum demir fosfat batarya modülleri ile donatılmış durumda. Lityum titan bataryalar üzerinde de çalışıyoruz. Böylelikle yakıta ihtiyaç duymadan uzun süreli enerji sağlayabiliyoruz.
Römorklarımızı, otomatik pozisyonlandırma ünitelerine de sahip görüş hattı veri linki alıcı-verici antenlerle donattık. Böylece onları, komuta-kontrol merkezinden, bugünkü şartlarda 20 km mesafeden kablosuz olarak kontrol edebiliyoruz. Lazerle haberleşme gibi alternatif iletişim teknolojileri üzerinde de çalışmalara başladık.
Bu sistemler sayesinde yüksek bir mobilite sağlıyoruz. Römorkları, istediğiniz zaman, istediğiniz yere taşıyabilir ve yeniden konumlandırabilirsiniz. Çok kısa sürede faal hale geliyorlar.
Bir komuta-kontrol merkezinden çok sayıda römorku aynı anda kontrol edebilirsiniz veya standart olarak verilen komuta-kontrol çantasıyla müstakil olarak da komuta edebilirsiniz.

MSI Dergisi: SRS’nin alt sistem bileşenleri konusunda nasıl bir iş birliği modeli uyguluyorsunuz?
Cem KURTER: SRS, eksiksiz bir entegrasyon projesi. UNIDEF’in kurulma amacıyla örtüşen bir ürün oldu. Üzerindeki sistemleri tek tek ele aldığınızda, her birinin ticari başarısı olduğunu görürsünüz. Çevre gözetleme radarı, pan-tilt sistemi, EO süiti ve mast konusunda harika çözümler sunan yerli tedarikçilerimiz var. Taret olarak, iştirakimiz UNIROBOTICS’in TRAKON stabilizeli silah kulesi ailesinin bir üyesini kullanıyoruz. 12,7 mm ve 30 mm silahlarda, ortağımız Samsun Yurt Savunma ile çalışıyoruz. Bu sayede savunma sanayisi ekosistemimiz ile olabilecek en yoğun şekilde etkileşim halinde oluyoruz ve hep birlikte büyümeyi hedefliyoruz. Bu, bize aynı zamanda ihracat konusunda büyük avantaj sağlıyor. Çünkü başka bir ülkenin ihraç iznine tabi olmuyoruz. Dolayısıyla ihracatta dışa bağımlılığı ortadan kaldırıyoruz.
UNIROBOTICS, bu sistemlerin bir arada ve uyumlu çalışması için gerekli tüm bilgisayar donanımını ve yazılımını geliştirdi ve kalifiye etti. Tüm bu sistemleri, ortak bir akılla bir araya getirdik ve çözüm ortaklarımızla birlikte bir güç çarpanı oluşturduk.
UNIDEF, bu sistemlerin bir araya gelmesi için proje yönetimi ve inovasyon kabiliyetini ortaya koydu. Şimdi de SRS’nin ihracat başarısı için çalışıyor. 2023 yılında, bu ürünümüzle önemli ihracat başarıları yakalayacağımızı düşünüyoruz. Tüm çözüm ortaklarımıza tek tek teşekkür etmek istiyorum. Bizimle beraber özveriyle çalıştılar. İhracat başarımız, onların da başarısı olacak.
Sınır güvenliği sorunu olan ve kritik tesislerinin çevre güvenliğini almakta zorlanan tüm dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verebilmek için çalışıyoruz. İlk aşamada, bir ülkenin daveti üzerine, sistemin kabiliyetlerini onların şartlarında göstermek için römorkumuzu sevk edeceğiz. Ayrıca Samsun’daki tesislerimizde, bu römorkun saha testleri için bir demo düzeni oluşturduk. Potansiyel müşterilerimizi davet ederek bu yerleşkemizde demolar icra edeceğiz.

Gündem İhracat ve Yeni Kabiliyetler
MSI Dergisi: İhracat kapsamındahedef pazarlarınız nereler?
Cem KURTER: Sınır güvenliği sorunu olan ve kritik tesislerinin çevre güvenliğini almakta zorlanan tüm dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verebilmek için çalışıyoruz. İlk aşamada, bir ülkenin daveti üzerine, sistemin kabiliyetlerini onların şartlarında göstermek için römorkumuzu sevk edeceğiz. Ayrıca Samsun’daki tesislerimizde, bu römorkun saha testleri için bir demo düzeni oluşturduk. Potansiyel müşterilerimizi davet ederek bu yerleşkemizde demolar icra edeceğiz.
MSI Dergisi: SRS’de daha başka yenilikler de olacak mı?
Cem KURTER: 2023 yılında, SRS’ye, özellikle dron sistemleri konusunda bazı eklentiler yapmak istiyoruz. Hem dron kullanabilme özelliğinin hem de tehdit oluşturan dron’ları caydırabilme ve bertaraf edebilme özelliklerinin sisteme kazandırılması konusunda çalışmalarımız var. Yine yerli savunma sanayisi firmalarımızın geliştirdiği çözümleri kullanmayı planladığımız bu çalışmaların hem yurt içinde hem de yurt dışında ilgi göreceğine inancımız tam.
UNIDEF Kurucu Ortağı Cem Kurter’e, zaman ayırıp sorularımızı cevaplandırdığı ve verdiği bilgiler için okuyucularımız adına teşekkür ediyoruz.
