FNSS Genel Müdürü ve CEO’su Nail Kurt, 23 Haziran gerçekleştirilen çevrim içi söyleşi ile basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yüzlerce kişinin canlı olarak takip ettiği yayında; MSI Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ümit Bayraktar, C4 Defence Genel Yayın Yönetmeni Özgür Ekşi, Defence Turkey Baş Editörü Cem Akalın ve Anadolu Ajansı Muhabiri Göksel Yıldırım sordu; Kurt, FNSS’nin çalışmalarını ve başarılarını ayrıntılarıyla anlattı.

Yayın, Kurt’un, FNSS’nin Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) salgını gündeme geldiği andan itibaren hangi tedbirleri aldığına dair konuşması ile başladı. Kurt, şunları kaydetti: “FNSS, pandemi dönemini erken önlemlerle karşıladı. Dolayısıyla her zaman olduğu gibi çalışanlarımız farkındalığı arttırmak üzere önlemler alarak bu işe başladık. Farkındalık için iletişime çok önem verdik. Bir komite oluşturduk, bazen ben de bu komiteye dahil oldum ve burada yapılması gerekenler ile ilgili hızlı kararlar aldık. Şubat ayından itibaren yapılması gereken her şeyi yaptık. Yaz ayında yapacağımız arayı öne aldık. 3 haftalık bir ara COVID-19 önlemlerinde çok önemli oldu. Dönüşte ise personelimizin aynı ortamda çalışma imkanlarına çok dikkat ettik. Mayıs ayı sonuna kadar şirkette 400 kişiyi geçmeyecek şekilde iki vardiya yaptık. 200-250 çalışanımız için de evden çalışma imkanı yarattık. Önlemlerimizi almaya devam ediyoruz. Şu ana kadar 2 teknisyen arkadaşımızda COVID-19 tespit edildi. Yakın zamanda oldu. Virüsü dışardan aldıklarını tahmin ediyoruz. Onlarla aynı servise binen ve aynı ortamda çalışan arkadaşlarımız kendilerini karantinaya aldı. Ancak herkesin durumu iyi. İşin psikolojik tarafında da gerekli çalışmalar yapılıyor. Şirket psikologlarımız iyilik hali için desteklere devam ediyorlar.”

Yayında FNSS Genel Müdürü ve CEO’su Nail Kurt’a yönlendirilen sorular ve onun cevapları şöyle oldu:
2020 yılı için, pandemi nedenli teslimatlarda gecikmeler yaşandı mı? Bu konuda nasıl bir strateji oluşturdunuz?
Bizim devam eden teslimatlarımızda FNSS’den kaynaklı hiçbir gecikme yaşanmadı. Silah Taşıyıcı Araç (STA) teslimatlarımız halen devam ediyor. Önümüzdeki yıl teslimatlarında da geciktirmeme konusunda çalışıyoruz. Acil teslimatlardan STA’da hiçbir gecikmeye yol açmadık. Gecikmeler müşteri kaynaklı oluyor. Mesela Umman’da kabule gelmek istemediler. Ancak bu gecikme araçların üretiminden kaynaklı değil. Teslimatların tamamlanmasına etki edecek bir COVID-19 etkisi bizim açımızdan yok. Umman’a teslim edeceğimiz 23 araç kaldı, bu yıl sonuna kadar tamamlayacağız. Malezya’daki teslimatlarımız zaten tamamlanmıştı. Ama DEFTECH’in ve Malezya’nın üretimi durdurması nedeniyle o tarafta bir gecikme olabilir. Yeni yeni çalışmalara başlıyorlar.
Beklenen ve imzalanan projelerin gecikmesi dolayısıyla bu yıl içinde ciroda %15’lik bir düşme olabilir. Bunun asıl nedenin COVID-19 olarak açıklamak yanlış olur. Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç (TTZA) ve Zırhlı Muharebe Aracı (ZMA) projelerinde T0’ın gecikmesi ana etken sayılabilir. COVID-19’un asıl etkilerini ileride göreceğiz. Çünkü pazarlama ve iş geliştirme açısından birçok aksama oldu. Yurt dışındaki birçok fuar iptal oldu. Bu temasların 6 ay ya da 1 sene gecikmesi, ihracatta etkili olabilir.
Salgın, tedarik zincirlerini nasıl etkiliyor? FNSS, bu konuda nasıl önlemler alıyor?
Tedarik zincirini ikiye ayırmakta fayda var: Yerli ve yabancı. Yurt dışında etkisi daha fazla. Yurt içinde şirketlerimiz devam ettiler. Ancak yurt dışında parça veya hammadde getiren tedarikçilerimizde bazı sıkıntılar oldu. Ama yurt dışındaki durmanın etkileri çok fazla olabilirdi onlar da yavaş yavaş başladılar. Türk savunma sanayisi, COVID-19’a zaten darbe almış bir şekilde girdi. Ambargolar bizi zaten bunalttığı için biz hazırlıklı girdik. Bu yüzden COVID-19 etkisi bizi çok büyük etkilemedi. Yurt içinde yaklaşık 600 tedarikçimiz var. Onlarla destek olarak, ödemelerini geciktirmeyerek bu süreci atlatmaya çalıştık. Gücümüz oranında firmalarımıza destek olmaya çalışıyoruz. Ödemelerin aksaması ve yeni işlerin gelmemesi, savunma sanayi çok önemli bir daralmaya girerse yan sanayinin de bundan etkilenmemesi mümkün değil.
Özel talep doğrultusunda ödemelerin öne alınması gibi tedarikçilerimizi koruyacak önlemler aldık ve alacağız.
Sizce Türk savunma ve havacılık sanayisi, salgından nasıl etkilenecek? Bu etkileri en aza indirgemek için sektörün farklı paydaşları neler yapılmalı?
Savunma ihtiyaçları devam ediyor. Kullanıcı ihtiyaçları aralıksız devam ediyor çünkü operasyonlar devam ediyor. Kullanıcı açısından bir sıkıntı yok. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) olarak bakıldığında da projelere, var güçleri ile destek veriyorlar. Burada para akışı çok önemli. Biz burada savunma sanayii çalışanları olarak 30 yılda 35 yılda yaratılmış bir ekosistem var bir ivme var. Bunu kaybetmemek lazım. Burada sürdürülebilirliği sağlamak gerekir. Bunu yaşanmaması için projelerin devam etmesi ve desteğin kesilmemesi gerekir.
Yurt içinde devam ediyoruz ancak ihracat cephesinde bütçeler kesiliyor. Sivil havacılıkta çok ciddi etkileri olabilir. Çünkü yurt dışından ithal ürün alımı da azalıyor. İçerdeki projelerde devamlılığın sağlanması mümkündür. 90’ların başındaki krizde, ZMA projesine tam gaz devam ettik. Devlet buna çözüm buldu. Devlet ve özel sektör el ele davrandı. Tabii şu anda yüzlerce projeden bahsediyoruz.
Ödemelerdeki aksamalar bir tehdit olabilir. Eğer bunlar sağlanmazsa küçülme kaçınılmaz olur. Biz bunu istemiyoruz.
Özetle yurt içinde ekonomik destek ve yeni işlerin kesilmemesi gerekiyor.
İhracatta mesela bizim müşteri tabanımız petrol geliri ağırlıklı olanlar. Bugün petrol fiyatları yarıya düştü. Dolayısıyla bunun etkilerini görebiliriz.
İhracatı etkileyecek bir diğer etken uluslararası ilişkiler. Önce Suriye sonra Libya operasyonlarımız birçok ülkenin işine gelmedi. Bu konuda bizi çok zorluyorlar. Lisans konusunda zorluyorlar. Olumlu etkisi yerli çözümler artıyor.

İhracat cephesinde, salgınla birlikte nasıl gelişmelerin yaşanmasını bekliyorsunuz? FNSS için bu süreç nasıl devam ediyor? FNSS İhracatlar ilgili ne gibi planları var?
Bizim sonuca henüz bağlanmamış projelerimiz var. Bunlardan henüz vazgeçmedik sadece gecikme olabilir. Pandemi anlamında orta ve uzun vadede ihracat cephesinde olumsuz etkilerimiz yok. Umman’da işlerimiz devam edecek, Malezya’da yeni işlerimiz olabilir. Ürün portföyümüz arttıkça imkanlar da artıyor. STA mesela yeni gelişmelere ön ayak oluyor. Malezya’da daha büyük siparişler olabilir.
Güney Kore’de ihale devam ediyor. Oradan ümitliyiz. Güney Amerika’da girişimlerimizi var. Türki Cumhuriyetler’de projelerimiz var. Orta ve uzun vadede geri adım atmıyoruz. Bir düşme öngörmüyoruz.
Umman’daki faaliyetlerinizin son durumu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Umman’da teslimatlarımız devam ediyor. Son parti araçların Ankara teslimatları kaldı. Bundan sonra Umman’da teslimat aşaması var. Müşteri memnuniyeti had safhada. Orada yüklü bir offset taahhütümüz var. Şu dönemde görüştüğümüz bir proje var. Bu projenin görüşmeleri devam ediyor. İlk fırsatta oraya gideceğiz ve nihayetlendireceğiz. Orada bir tesis kurulması gündemde.
Tabii çok uzun süre Umman’ı yöneten bir sultanı kaybettik. Yeni sultan geldi. Petrol krizi yaşandı… COVID-19 buna biraz tuz biber ekti. Pandemi birkaç ay içinde etkisini minimal edecek. Umman’da çalışma yapmamak bizim için anormal olur. Yeni projelerin takip edilmesi bizim için olmazsa olmaz.

Endonezya’da ve Malezya’da gerçekleştirilen iş modelleri FNSS’in bu bölgedeki itibarını son derece yüksek bir yere taşıdı. Öte yandan bölgesel/yerel güçlerle iş birliği yapma gereğini de otaya koydu. FNSS’nin bu tür yatırımlar için benzer iş birliği arayışları var mı? Varsa ne aşamaya gelindi?
Doğuya baktığımızda; Malezya ve Endonezya’da başarılı iki ortaklığımız var. Bunların da sonuçları belli. Bir yenisini proje bazlı olsa da Güney Kore’de yaptık. Hyundai Rotem’le bir anlaşmamız var. Bu firmaya teknoloji satacak seviyede bir iş birliğimiz var. Bu örnek bir model.
Bu projede Almanlarla yarışıyoruz. Almanlar da biz de teknoloji satacağız bu ülkeye. Biliyorsunz Hyundai Rotem, Altay Tankı için bize teknoloji vermişti. Şimdi biz onlara veriyoruz.
Pazar anlamında bir iki yerde daha önemli projeler olabilir.
İş birliği modelleri ile kurulan ilişkiler daha başarılı. Hazır ürün satmak dünya pazarında pek işe yaramıyor.

Direkt mal satmak yerine bir ortak üretim daha iyi bir pazarlama oluyor. Tabii projelerin boyutunun da büyük olması gerekiyor.

Güney Kore’de yürütülen seyyar yüzücü köprü ihalesinde son durum nedir?
Çok hassalar ihale süreci ile verilecek bilgilerde. Teknoloji transferini içeren bir modelle teklifte bulunduk. Çok detaylı bir incelemeden geçiliyor. Şimdilik sadece bunu söyleyebilirim.
FNSS olarak yurt dışında yürüttüğünüz önemli operasyonlardan bir tanesi de Uzak Doğu Asya’da Malezya’da devam ediyorsunuz. 2011 yılında Türkiye’nin tek kalemde en büyük ihracatını gerçekleştirmiş ve 257 adetlik AV-8 Zırhlı araçlarının satışı için sözleşme imzalamıştınız. Bu program ne zaman tamamlanacak?
Malezya’da teslimatlar DEFTECH tarafında devam ediyor. Kurtarma araçlarına dair bir sorun vardı. Biz 8×8 PARS bazlı değil başka bir araçla çözüm sağlayacağız. 8 araçlık süreç 2022’ye uzadı. Bunun dışında bütün teslimatlar yapıldı. Şu anda orada ekiplerimiz çalışıyor.
Bunun dışında 2. Faz Tekerlekli Araçlar var. Bunun için çalışmalar ve görüşmeler devam ediyor. Pandemi dolayısıyla kapanan ülkede işler yeni yeni açıldı.
Malezya’da, PARS 4×4’e ve Nurol Makina’nın EJDER YALÇIN’ına da ilgi var.
ZMA modernizasyonu projeleri var. ADNAN adını verdikleri ZMA’lar için ürün ömrü uzatmasının yanında bir yükseltme de olacak. Bu proje de kaçınılmaz olarak önümüzde.
Bakım konusunda sıkıntıları var. Hem ADNAN’ların hem de 8×8’lerin satış sonrası desteği için süreç devam ediyor.

Endonezya için geliştirdiğiniz Kaplan Orta Ağırlık Sınıfı Tank Projesi’nde son durum nedir? Endonezya ordusunun zırhlı personel taşıyıcı ve uzaktan komutalı silah sistemleri konusunda ihtiyaçları olduğu biliniyor. FNSS’yi Endonezya’da yeni projelerde görebilir miyiz? Kaplan tankı konusunda da zaman zaman gündeme gelen ülkeler oldu, yakın zamanda tankı tercih eden ülke sayısında artış beklemeli miyiz?
Kaplan enterasan bir ürün ve bu konsept yeni değil. Batıda da çok yükselişte olan bir ürün. Bu alanda, geçmişte çeşitli projeler yapıldı. Bu projeler iptal oldu ancak dünyada asimetrik durumların artmasıyla yeniden gündeme geldi. Endonezya’nın 90’lık 105’lik toplar konusunda ihtiyaçları vardı. Küçük silahları tercih etmiyorlar. Kendi ihtiyaçları için 30 ton civarında bir araç ihtiyaçları da vardı. Bir ortak üretim arıyorlardı. Bunu ülkeler arası ilişiki ve savunma sanayi zemininde ele aldık. Tasarım, Türkiye’de yapıldı. Endonezya’dan arkadaşlarımız da geldiler. Türk-Endonezya projesi olarak bunu yaptık. 105’lik kule ve topu seçmişlerdi. Bunun için işimiz biraz daha kolay oldu. Bir ana muharebe tankına yakın vurucu gücü sağlayacak, operasyon maliyeti çok düşük bir araç. Tankın vurucu gücünden faydalandığınız yerlerde kullanılıyor. Operasyon maliyeti ve görünürlülük çok düşük.
Güneydoğu Asya’da bir ülkede pazarlama faaliyetimiz devam ediyor. PT PİNDAD ile yürütüyoruz bunu. Buradan çok iyi sonuçlarla çıkacağımıza inanıyoruz.
Öte yandan bir de yeni nesil ZMA var. İnsansız kuleli olacak bir ürün. Bu çalışmalarımız da devam ediyor.

ZAHA’da yüzdürme testlerine dair görüntüler paylaşılmıştı. Platformda gelinen süreç nedir? İlk tasarım çiziminden bugüne araçta neler değişti? Ne zaman aracı göreceğiz?
Bu aracı IDEF fuarında görürsünüz. Ne isteniyorsa o tasarlanıyor. Ama ilk görüntüden çok fazla değişiklik yok. Yerlileştirme anlamında bir çalışmamız var. Testlere girmeye hazır bir araç. Sadece FNSS’nin kendi iç testlerini bekliyoruz. Bunun ardından SSB ile resmi kalifikasyon testlerine bu yılın sonbahar aylarında başlayacağız. Önümüzdeki yıl ortalarına kadar bu testler de tamamlanacak. Seri üretimler de 2021 sonu 2022 başında gerçekleştirilecek.
Türk savunma sanayisindeki zırhlı kara aracı üreticilerinin ürettiği ya da ihraç ettiği araçlar ne zaman gündeme gelse beraberinde kimi zaman küçümser bir yaklaşımla “peki motoru yerli mi” sorusu geliyor. Ürettiğiniz araçların ekonomik değerinde motorun payı oransal olarak nedir? Özel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlar (ÖMTTZA) Projesi’nde yerli motor kullanımı için TÜMOSAN ile bir sözleşme imzalamıştınız. Bu motorların akıbeti nedir, ne zaman araçlarla buluşacaklar?
Motor kapsamında baktığımızda üretim maliyeti içinde motorların %5’ten %15’e kadar oynayan bir birim maliyeti olabilir. Maliyet açısından baktığımız zaman araçlarda toplam yerli katkı nedir diye bakmak gerekiyor. Şu anda %55’ten %60-65’e kadar yerli katkı payı var. Bu iyi bir oran. Ekonomik fizibilite nerede varsa oradan alıyorsunuz. Teknolojik olarak baktığınızda bu motora indirgenebiliyor ya da bir silaha indirgenebiliyor. Kısıtlamalar elbette motor açısından bizi zorlayıcı oldu. Yılda 100-150 araç için motor tasarlayıp üretirseniz de iflas ederseniz. Otomotiv sektörü ile birlikte bakmak gerekiyor.
Altay özel bir durum. Türkiye bu maliyete girmek durumunda oldu. Ben her araca motor üretseydim bugün FNSS olmazdı.
Mesele ÖMTTZA projesi açısında motor için bütün riskleri aldık. Bunu yapan tek firma biziz. Tümosan da bu konuda çok iddialı idi. 350 beygir gücü motorları vardı. Bunu yükseltip projeye vereceklerine inandılar. Burada FNSS, Tümosan ve SSB ciddi bir risk aldı, elini taşın altına koydu. 450 beygir motor çıkartacağımıza inanıyoruz. Belki biraz daha düşük beygir olur ama olacağına inanıyoruz.
Yapamazlar diyenler de çok. Ama biz de bunları duydukça azimleniyoruz. Bu konuda da destek bekliyoruz. Hepimize görevler düşüyor. 450 beygir motoru yıl sonunda göreceğimize inanıyoruz.

2018 yılında çalışmalarına başlanıldığı açıklanan 4. nesil PARS TTZA konsepti hakkında okuyucularımıza neler söylersiniz? PARS-III ile aralarında ne gibi farklılıklar olacak?
Hem Türkiye hem yurt dışında görev ekipmanı ihtiyacı artıyor. Daha fazla faydalı yük ihtiyacı var. Bunun yanında koruma seviyeleri ihtiyacı çok yükset. 35 tona giden bir tonaj oldu. Motor, transmisyon vb. büyümeler olacak. Müşteri taleplerine cevap vermek üzere bunu yapıyoruz. Koruma, durumsal farkındalık ön planda olacak. Faydalı yük ve alt sistem entegre edilebilme açısından bir avantajı olacak. IDEF’te bu aracı da göreceksiniz.
İnsansız kullanım, hibrit motor olması gibi fikirler de var bunlara da bakıyoruz.
Silah Taşıyıcı Araçlar projesinde, teslimatlar devam ediyor. Projenin güncel durumu ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Teslimatlar başladı. Bugüne kadar 26 araç teslim edildi. Son 2 araç OMTAS füzeli kulelerle teslim edildi. Roketsan’ın OMTAS’ları araç üzerinde envantere girmiş oluyor. Yıl sonuna doğru PARS 4×4 de OMTAS kulesi ile teslim edilecek. Kalifikasyon çalışmaları devam ediyor.
Sahadan aldığımız geri dönüşler de gayet güzel. İnşallah devamı da gelir.
Savunma Sanayii Başkanlığı son dönemde çeşitli sınıflarda insansız kara aracı çözümleri geliştirilmesine yönelik projeleri hayata geçiriyor. FNSS de IDEF 2019’da Gölge Süvari adıyla insansız kullanıma uygun zırhlı araç çözümünü tanıtmıştı. Bu aracın lansmanından sonra bu konuda ne gibi çalışmalar yürüttünüz. Bu konuda FNSS’e ulaşan talepler ya da FNSS’in talip olduğu projeler var mı?
Gölge Suvari çok basit ama amacını da fazlasıyla yerine getiren bir uyarlama oldu. Özellikle son dönem operasyonlardan elde edilen geri beslemelerle TSK’nın, İKA’larla ilgili bir konsept çalışması var. Biz de ağır sınıf insansız kara aracı olarak destek olacağız. Gölge Suvari buna yönelik.
Etrafındaki inşaları tehlikeye atmayacak şekilde bazı uyarı sistemlerinin entegrasyonu yapıyoruz. GPS konum belirleme konusunda konseptler çalışıyoruz. SSB’nin bu konuda girişimleri var. Bu projenin kapsamı konuda yapılacak bildirimi bekliyoruz. Kullanıcının ihtiyacına hitap eden ürüne direkt talip olabiliriz.
Çok değişik kullanım konseptleri olabilir: Lojistik, mayın tarama, silah sistemleri entegrasyonu ile askeri destekleyecek görevlerde olabilir. STM’nin küçük dronlarının entegrasyonunu çalıştık. Bunun konsepti olursa yapılamayacak şey çok az. Beraber çalışma ile çok ciddi bir sonuç elde edilebilir.

ZMA Modernizasyonu projesinin sözleşmesini, 2019 yılının son gününde imzaladınız. FNSS’nin, kuruluş projesi kapsamında ürettiği araçları, şimdi de modernize ediyor olması, FNSS’nin kaydettiği gelişim açısından nasıl bir anlam taşıyor?
Araçlarda kabiliyet ve koruma anlamında ciddi iyileştirmeler yapılacak. ASELSAN sistemleri ile ciddi seviyede farkındalık arttırılacak. Uzaktan komutalı kule sayesinde ciddi yer kazanılacak. Mobilite anlamında, motor transmisyonda ciddi bir iyileştirme söz konuşu olacak. Balistik koruma anlamında iyileştirmeler olacak. Araç elektronik alt yapısında ciddi bir yenileme olacak.
Şu anda bile operasyonlar konusunda ciddi kullanım var. Elimizde 2.000 civarındaki aracın 15-20 sene daha kullanılması için bir çalışma yaptık. İlk partide 133 araç var. Bunun ötesinde kalan araçlar da yenilenecek.
Duygusal anlamda çocuklarımız eve gelmiş gibi bir durum var. Biz askeri üretimi bu proje ile öğrendik. Araçlara tekrar can katacağız.
Kule çözümlerinde Ar-Ge çalışmaları devam etmekte mi? FNSS’nin yeni nesil kule çözümleri iç ve dış pazarda rağbet görmekte mi? FNSS’nin bu alandaki hedefleri nedir? FNSS, geleceğe yönelik ne tür çalışmalar yürütmekte?
Araçların olmazsa olmazı silah kuleleri. Kuleler konusunda, geçmişte yurt dışından lisanslı üretim konusunda çok ciddi iş birliklerimiz oldu. Bugün STA kuleleri bizim tasarımımızdır. ZAHA’da 12.7’lik kulelerimiz var. 30 mm çift kişilik bir de onun insansız versiyonu çalışıldı. 35 mm insanlı insansız kule çalışmalarımız var. ÖMTTZA ve ZMA modernizasyonunda ASELSAN kuleleri istendi. Müşteri isteğine saygı duyuyoruz ama kendi kulemiz olması bizim tercihimiz olurdu. Özetle 12.7 mm’den 35 mm’ye kadar kulelerde etkin olmak için çalışıyoruz.
Yurt dışı satışları ve yurt içi satışlarının her zaman dengede olması konusunda ve yurt dışı satışların artmasının özellikle yurt içindeki programlara daha fazla kaynak ayırılmasıyla mümkün olduğunun altını çiziyorsunuz. Bu kapsamda son beş yıllık periyotta hem yurt içi hem de yurt dışı satışları teraziye koyduğunuzda FNSS olarak önünüze nasıl bir tablo çıkıyor?
Son 10 yıla baktığımızda, ciromuzda %80 ihracat payı var. %90’lara çıktığımız bile oldu. Bu 2010 sonrasında oldu. Son yıllarda aldığımız yerli projelerle birlikte önümüzdeki 1-2 yılda, %50-%50 denge sağlanmış oluyor. Belki %60-%40 olması olabilir ama bir tarafında daha daha ağırlıkta olması sürdürülebilir değil.
Yurt içi projeler dışarıya da açılıyor. Ben adım gibi biliyorum ki ZAHA, STA, ÖMTTZA ihraç edilecek. Dolayısıyla ihracatsız kalmayacağız. Son kullanıcımız en büyük halkla ilişkiler çalışmamızı yapıyor. İhracat durmayacak. Biz iyi yaptığımız sürece ihracat artarak devam edecek.
FNSS’in, Türk Silahlı Kuvvetlerinin zırhlı araçlarındaki payı nedir?
Bunu kara kuvvetlerimiz cevaplarsa daha iyi olur. Ama açık kaynaklarda var; 2.249 ZMA-15 ürettik. Bunlar piyadenin bel kemiği araçlar… Bugün STA’lar teslim ediliyor. Bugün, ürettiğimiz araçlar Kara Kuvvetlerimizin bel kemiğini oluşturuyor.
Mühendislik öğrencilerine ne yapmalarını önerirdiniz?
Bugünün bilgisi ile öğrencilik yıllarına dönmek çok farklı olurdu. Gençlere tavsiyem meraklı olmaları. Bol okusunlar. Eskiden olduğu gibi değil artık her bilgiye her an ulaşılıyor. İstedikleri işi iyi seçsinler çünkü işinden zevk almayan insanlar yükselemez.
TSK, neden PARS III yerine PARS İZCİ tercih etti?
Silahlı kuvvetlerimiz bir gereksinim dökümanı yayınladı. Biz de o ihalede o aracı önerdik. Taktik tekerlekli araç konusunda en uygun demek PARS İZCİ’ydi. Özel bir keşif görevine uygun bir araç olan PARS İZCİ olduğu için onu önerdik. Kullanıcın kullanım konseptine uyan aracı veriyorsunuz.

STA’lar neden sadece iki sadece iki anti-tank tercih edildi? 20 mm üzeri top olamaz mıydı? Bazılarında OMTAS bazılarında KORNET neden tercih edildi?
Bu silahlı kuvvetlerin tercihidir. Dört lançer 2 lançerden daha güzel durur diye mi bakılıyor bilmiyorum. Bunlar güdümlü füzeler bu anti-tank silahı bir tane attınız, vurdunuz vurdunuz, yoksa kaçmalısınız. Aracın hafif olması bundan gerekli. Anti-tank zaten güdümlü, attığınızı vuruyorsunuz. Zaten size peşpeşe anti-tank atma imkanını kimse vermez. Yeriniz açığa çıkar. Kullanıcının tercihlerine saygı göstermek lazım.
TSK’nın envanterinde KORNET’ler vardı. Zaman içinde OMTAS’lar çıktı. Elde, alınmış, para yatırılmış KORNET’ler vardı onlar kullanılıyor. Zaten bütün kuleler OMTAS’a çevrilebilir şekilde tasarlandı.
FNSS Genel Müdürü ve CEO’su Nail Kurt’a, zaman ayırıp sorularımızı cevaplandırdığı ve verdiği bilgiler için, okuyucularımız adına teşekkür ediyoruz.